Soçi ve eğitimin için üretim

Küçük Menderes Gazetesi'nin yayın hayatına atıldığı 1997'nin Aralık ayından bu yana yazılar yazarım. 20 yıldır yazı...

Küçük Menderes Gazetesi’nin yayın hayatına atıldığı 1997’nin Aralık ayından bu yana yazılar yazarım. 20 yıldır yazı yazmak… Sanki dün başlamışım gibi.

Uzun yazıyorsun diyor kimi dostlar. Uzun yazılar okunmaz diyorlar… Hani sahile düşen deniz yıldızı hikayesi var ya… Bir kişi okusa da mutlu olurum.

Zaman zaman ne yazmışım diye merak eder eski yazdıklarımı okurum. İnsanın yazdıklarını okuması, eski fotoğraflarına bakması gibidir. Zaman içinde yaşanan düşünsel değişimi gözleme olanağı bulurum bu yazılarda.

Hemen her konuda, ‘sınırlarım’ izin verdiği ölçüde yazmışım. Yazdığım yazılar kaç kitap olur bilemiyorum.

Örneğin 2014 yılının 10 Mart gününde yazmışım aşağıdaki yazıyı. 4 yıl geçmiş. O günden bu güne ne değişmiş birlikte bakalım:

Soçi ve eğitimin

üretim için olması…

Yaklaşık 20 gün süren 22. Kış olimpiyat oyunları, son günün akşamı yapılan muhteşem görüntülerle bitti. Rusya 13 altın, 11 gümüş ve 9 bronz madalyayla oyunları zirvede bitirdi. Ruslar hem madalyalar hem de başarılı organizasyonla alkış topladı.

Toplam 88 ülkeden yaklaşık 2500 sporcu oyunlar boyunca madalya mücadelesi verdi.

Kış sporlarına yakın olmadığım için oyunları sürekli izleyemedim ama ara ara takıldığım yarışlar oldu.

Basın yayın organlarından öğrendiğimiz kadarıyla da Soçi, birçok hikâyeye de ev sahipliği yaptı.

Bu güzelliklere ev sahipliği yapan Soçi’deki oyunlarda protesto da vardı. Ukraynalı sporcu Bogdana Matsotska, Kiev’deki protestoları silah kullanarak bastırmaya çalışan Ukrayna hükümetine tepki olarak Kış Olimpiyatları’ndan çekildi.

Belki kimileri ‘spora siyaset karıştırmamak gerekir’ diyebilir ama başkalarının hayatını ve yaşam tarzını tehlikeye atmadığınız sürece, bu türden organizasyonlarda benzer türden davranışların da olabileceğini kabul etmemiz gerekir.

Spor tarihi, zorbalara karşı yapılan protestoların örnekleri ile doludur.

**

Türk edebiyatında, ‘sanat sanat için / toplum için sanat’ tartışması vardır bilirsiniz.

Ben ‘sanat sanat içindir’ görüşünü savunanların da aslında ‘toplum için sanat’ görüşüne hizmet ettiklerine inanırım. Çünkü yaşadığımız dünyada her şey; canlı hayatın devamı, insan ya da toplum içindir.

‘Sanat öte dünya içindir’ diyenler de olabilir. Farklı görüşleri savunanlara da saygı ile bakarım.

**

Oyunların ardından bazı sınıflarda öğrencilerime, “Soçi’deki oyunları takip eden var mı?” diye sorayım dedim.

Düzenli izleyen çıkmadığı gibi ilgi gösteren de yoktu.

Oysa bizim ülkemiz hem yazı kışı de kışı yaşayan bir ülkedir. Neden bizim sporcularımız da oyunlarda madalya kazanmasındı! İnternet ortamından, oyunlara katılan Türk sporcularla ilgili bilgi var mı diye şöyle bir araştırdım ama ciddi bir başarı öyküsü yoktu.

Bu çerçevede değerlendirirsek beden eğitimi derslerinin meslek liselerinin üst sınıflarından kaldırılmasına ne dersiniz bilemem!

Bizde her şey sınava endekslenmiş durumda. TEOG, LYS, YGS gibi bir sürü kısaltmalarla anılan hayat yarışı, hayatımızın her alanına yerleşmiş durumda…

“Soçi’deki oyunları takip eden var mı?” soruma ciddi bir karşılık bulamadım ama, konu başka yerlere giderken bir öğrencim, “Hocam dünya bize gıpta ile bakıyor” şeklinde bir cümle kurdu…

Ben de “Örneğin hangi alanda gıpta ile bakıyor?” diye devam ettirdim sorumu.

Spor? Kültür? Sanat? Tarım? Tıp? Ekonomi?

“Bunlarla ilgili tanıdığınız bir vatandaşımız var mı?” diye sürdürdüm konuyu.

Gençler haber izlemiyorlar!

Gençlerin tek dünyası diziler ve cep telefonlarındaki oyunlar!

Bir de “Na’ber kanki!” mesajları!

“İi kanki!”

“Nerdesin olum!”

**

Harun Karadeniz adını duydunuz mu bilmiyorum.

1960’lı yılların gençlik önderlerinden biri idi. İTÜ İnşaat Fakültesi’nde Öğrenci Derneği başkanlığı yaptı. O dönemde yapılan birçok anti-emperyalist eylemin en ön saflarında, boykotlarda, okul işgallerinde kitleleri yönlendiren isimlerden biriydi. Köylü ve işçi direnişlerinin içinde yer aldı.

Dönemin en büyük öğrenci yürüyüşü olan “Özel okullar devletleştirmelidir” yürüyüşünde yer aldı ve ABD’nin ‘Altıncı Filo’sunu protesto olaylarında etkin rol oynadı… Bu eylemde yakın arkadaşı Vedat Demircioğlu öldürüldü.

Olaylarla ilgili davalardan tutukluyken hapishanede kanser hastalığına yakalandı, tedavisine izin verilmedi. 1975 yılında hapishanede kanserden öldü.

“Olaylı Yıllar ve Gençlik” adlı kitabında 60 yıllarda meydana gelen gençlik olaylarını, günlük tutar gibi anlatır.

Bir de “Eğitim Üretim İçindir” adlı bir kitabı vardır Harun Karadeniz’in …

Buradaki üretimin anlamı hayattır, yaşamdır.

Bizim Soçi’de başarılı olabilmemiz için gençlerimizi, öncelikle sınav atı olmaktan çıkarmamız gerekiyor…

Yani sanat toplum içindir…

Ve sporcu ahlakında ülkende kan gövdeyi götürüyorken, kayak yapmayı lüks olarak görmek vardır…

Bakmadan Geçme