Siz CeHaPe' yi bilir misiniz
Geçen akşam kahveye çıkmıştım. Bizim Hasan bir gurup arkadaşıyla oturmuş sohbet ediyordu. Konu siyasetti. Selam verdim...
Geçen akşam kahveye çıkmıştım. Bizim Hasan bir gurup arkadaşıyla oturmuş sohbet ediyordu. Konu siyasetti. Selam verdim oturdum. Selamlaştıktan sonra muhabbet devam etti. Biri sordu Hasan’a:
– Adaylıktan neden çekildin?
– Bunca yıldır siyasetin içindeyim, böyle siyaset görmedim. Siyaset çok ucuzlamış arkadaş. Daha adaylığım duyulur duyulmaz iftira kampanyası başlatıldı. Siyaset dürüst yapılmıyor. Bir de adaylar sanki yolunacak kaz gibi görülüyor. Bu millet kötü alışmış. Alıştırılmış daha doğrusu. Bir oy verecek, karşılığında bir şey bekliyor. Kurnaz siyasiler de bunu bildikleri için her gittiği yerde kalabalığın içine bir şeyler atarak onları tavlamaya çalışıyor. Bu durum bana uymadı. Onun için adaylıktan çekildim.
– İktidar partisi genel başkanı her gittiği yerde CeHaPe deyip duruyor. Sanki ülkeyi yirmi yıldır CeHaPe yönetiyormuş gibi acımasızca eleştiriyor. CeHaPe ne zaman ülkeyi yönetti?
– Şimdi arkadaşlar işimiz muhabbet ya, ben size Cumhuriyet’ten bu yana siyaset ile ilgili gelişmeleri anlatayım, biraz uzun olacak, ister misiniz?
– Olur, anlat da dinleyelim
Süleyman hep başbakan
– Süleyman Demirel’i bilirsiniz. Siyaset tarihimizin bu renkli kişiliğini bilmeyenler de mutlaka adını duymuştur. 12 Mart 1970 ve 12 Eylül 1980 darbelerinde başbakandır. Altı kez siyasetten uzaklaşmış ya da uzaklaştırılmıştır. O, bunu “ 6 kez gittim ama 7 kez geldim” diyerek esprili bir dille yanıtlamasını bilmiştir. Darbelere direnmemek ve şapkasını alıp gitmekle suçlanmış, o, yine de “Ne yapsaydım, şapkayı bırakıp da mı gitseydim” diye karşılık vermiştir. Demirel’in siyaseti hep merkez sağ olmuştur. 1970’li yıllarda Milliyetçi Cephe (MC) olarak bilinen koalisyon hükümetlerinin başbakanıdır. Ortakları Alpaslan Türkeş’in kurucuları arasında olduğu MHP ile şimdiki iktidar partisi AKP’nin öncülü Refah (RP) ve Milli Selamet (MSP) partilerinin lideri Necmettin Erbakan’dır. MHP, milliyetçi duyarlılığı ön planda olan muhafazakar bir parti, MSP de İslami duyguları öne çıkaran muhafazakar bir partidir. Kesişme noktaları Türk-İslam sentezidir. Menderes’in Demokrat Partisi’nden (DP) Demirel’in Adalet Partisi’ne (AP) evrilen kadrolar bu iki partiyi bünyesinde eriten sol ve sosyal demokrasiye karşı kale gibi siper olan milliyetçi-muhafazakar kadrolardır. Ödemiş’e 81 plaka numarası vererek il olma müjdesi veren Demirel’in başında bulunduğu kadro 12 Eylül darbesinden kısa süre sonra toparlanan kadroyla aynıdır.Osmanlı dönemimde İttihat ve Terakki partisi ile Hürriyet ve İtilaf partilerine kadar geri gitmeyelim. O zamanlar nerede birleşip nerede ayrıldıkları üstüne yazılmış birçok kitap var ama bu iki partinin 1940’lardan itibaren CHP ve DP olarak yeniden saflaştıklarını söyleyebiliriz. Türkiye’de ilk çok partili seçimlerin 1908 yılında yapıldığı bilinmektedir. Kurtuluş Savaşı ile birlikte 1920’de kurulan Büyük Millet Meclisi’nde de farklı siyasi düşüncelerin olduğunu da biliyoruz. Atatürk tek parti ile Türkiye Cumhuriyeti’ni 17 yıl yönetmiştir.Atatürk döneminin CHP’sinde her siyasi görüşten insan vardı. Atatürk’ün ölümünden sonra Cumhuriyet devrimlerine diş bileyen çevrelerin buluşması uzun sürmemiştir. 1945’lerde CHP’den ayrılan genel olarak milliyetçi-muhafazakar olarak adlandıracağımız çevreler Demokrat Parti bünyesinde toplanarak 1946’da seçimlere girdiler ama kazanamadılar. 46 seçimleri tartışmalıdır. Dünyanın o dönem yaşadığı sıkıntılar ve demokratik geleneğin geldiği nokta göz önüne alınırsa bu günkü bakış açısıyla o seçimleri değerlendiremeyeceğimiz açıktır. DP Parti daha sonra girdiği 50 seçimlerinde başarılı çıkmış ve iktidarı devralmıştır. DP 50-60 arası kesintisiz on yıl iktidarda kalmış, 1960 yılında darbeyle indirilmiştir. Lideri idam edilmiştir.
CeHaPe DÖNEMİ
Şimdi sık sık CeHaPe döneminden bahsediliyor ve “O dönemlere döneriz ha!” diyerek korku veriliyor. Şimdi şöyle bir gezi yaparak CeHaPe’nin ne kadar iktidarda kaldığına göz atalım. 27 Mayıs 1960’ta yapılan darbenin ardından yeni bir anayasa yapılmıştır.Askerlerin izni ile olsa da bu anayasanın o dönemin şartlarına göre oldukça demokratik olduğunu söyleyebiliriz. Askeri darbenin ardından Milli Birlik Komitesi başkanı Cemal Gürsel başkanlığındaki hükumet 1961’de yapılan genel seçimlere kadar sürdü. Seçimlerin ardından İnönü, CHP-AP koalisyonuyla hükumeti kurdu. İnönü, CHP, YTP bu günkü MHP’nin öncülü CKMP ve bağımsızlardan oluşan bir koalisyon hükumetini 64 başına kadar sürdürdü. İnönü’nün ardından hükumeti kurma görevi cumhurbaşkanı Cemal Gürsel tarafından Cumhuriyet senatosu üyesi Suat Hayri Ürgüplüye verildi. Ürgüplü de AP, YTP, CKMP ve MP’den oluşan bir koalisyon hükumeti kurdu. Bu hükumetin başına 65 seçimlerinden sonra Demirel geçti ve 12 Mart 1970 darbesine kadar iktidarda kaldı. 12 Mart askeri darbesi sola ağır bir darbe vurdu. Deniz gezmiş ve iki arkadaşı idam edildi. Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, hükumeti kurma görevini Kocaeli bağımsız milletvekili Nihat Erime verdi.Askeri darbe gölgesindeki hükumet 10 Ocak 1974’de kadar sürdü. Dönemin cumhurbaşkanı Fahri Korutürk, hükumeti kurma görevini Zonguldak milletvekili Bülent Ecevit’e verdi.CHP lideri Ecevit Erbakan’ın MSP’siyle hükümeti kurdu. Kıbrıs savaşını yapan bu hükumet 17 Kasım 1974’te istifa etmek zorunda kaldı. Böylece MİLLİYETÇİ CEPHE dönemleri başladı.1977 yılında Ecevit azınlık hükumeti kurdu. Bir ay sürdü. Sonra yine Demirel’li MC hükümetleri ve ardından 79’da 10 ay süren Ecevit hükumeti. Yeniden Demirel’in başkanlığında MC hükumeti ve 12 Eylül 1980 darbesi. Askeri darbe hükumeti Aralık 83’e kadar sürdü ve ardından Özal’lı yıllar başladı. Liberal görünümlü merkez sağ parti olan ANAP ve Özal hükumetleri hep sağa yatırım yaptı. Askeri darbe burada da sola büyük darbe vurdu.Birinci Özal hükumeti 1987 sonuna kadar sürdü. Seçimlerin ardından 89’a kadar yine Özal hükumeti devam etti. Başbakan Özal 1989’da cumhurbaşkanı seçildi. Yerine aynı partiden Yıldırım Akbulut geçti. Daha sonra yine aynı partiden Mesut Yılmaz hükumeti kurdu. Özetle 80-90 arası Özal’lı yıllar oldu. 1991 erken genel seçimlerin ardından hükumeti kurma görevi yasaklardan kurtulan Demirel’e verildi. Cumhurbaşkanı Özal’ın ölümümden sonra 16 Mayıs 1993’te Demirel cumhurbaşkanı seçildi. Bundan sonra Demirel’in yanında yetişen Tansu Çiller dönemi başladı. Çiller dönemin merkez sağ partisi DYP’nin genel başkanıydı. Merkez sol parti SHP ile koalisyon denedi. SHP, CHP ile birleşince Erdal İnönü, Murat Karayalçın ve Deniz Baykal gibi sosyal demokrat isimler Çiller’in yardımcılığını yaptılar. Çiller hükumeti 96’ya kadar sürdü. Daha sonra merkez sağ ve sol partilerin değişik koalisyonları yaşandı. 96’da Erbakan başkanlığında Çiller ve Mesut Yılmaz’lı hükümetler kuruldu. 1999’da DSP lideri Ecevit, aralarında MHP ve ANAP’ın bulunduğu koalisyon hükumeti kurdu. MHP lideri Bahçeli’nin hükumeti bozması ile 3 Kasım 2002’de seçim yapıldı. Seçimleri Abdullah Gül başkanlığındaki Adalet ve Kalkınma Partisi kazandı. O günden bu yana 17 yıldır, AKP ülkeyi tek başına yönetmektedir.
Özetle, 1950’den bu yana Türkiye’yi hep sağcı hükumetler yönetmiş. CHP, o dönemden bu güne kadar kısa aralıklarla hükumet olmuş ve onlar da sağ partilerle koalisyon şeklinde.Şimdi 1950’den bu yana tek başına bir ay bile iktidar olamamış, CeHaPe dönemindeki fakirlik, yokluk, çöp ve susuzluktan bahsediliyor. El insaf…
Yani aslında Süleyman hep başbakan imiş… “Süleyman hep başbakan” bir döneme damga vuran şarkı! Rock müziğinin efsane ismi Fikret Kızılok’un, Demirel’in siyasetten uzaklaşmaması üzerine yaptığı şarkının adı.
Süleyman hep başbakan ama CeHaPe’nin adı çıkmış…
Bilmem anlatabildim mi?
Sevgi saygı ve mutluluklar.
Bakmadan Geçme





