- Haberler
- Sınav sonrası stres yönetimi tüyoları
Sınav sonrası stres yönetimi tüyoları
Ödemişli psikolog Rezzan Karluk, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen LGS ve YKS sınavı sonrasında öğrencilerin içinde bulunacağı psikolojik...
Ödemişli psikolog Rezzan Karluk, geçtiğimiz haftalarda gerçekleştirilen LGS ve YKS sınavı sonrasında öğrencilerin içinde bulunacağı psikolojik durumu ve stres yönetimini yalnızca Küçük Menderes Gazetesi’ne anlattı.
“Bu saatten sonra bir yarar sağlamaz”
Karluk, “Bu sene, öğrenciler için zor bir sene oldu. Zaten sınava hazırlanmak, emek isteyen ve zor bir süreçken pandemi süreci de bu zor durumu ikiye, üçe katladı demek mümkün. Öğrenciler ne yapacağını bilemedi, sistem değişti. Ancak şöyle de bir durum var, artık sınav oldu ve bitti. Öğrenciler, bu süreçte kendini sınav psikolojisinden çıkarmalı. Bazı öğrenciler hala daha ‘Keşke şöyle olsaydı, keşke bunu yapsaydım’ demekte. Biten bir şeyin muhasebesini yapmak, bize bu saatten sonra bir yarar sağlamaz. Bu sürecin ardından öğrencilerin yapabileceği tek şey, nerede eksik olduklarını ve nerede hata yaptıklarını düşünerek güzel kazanımlarda bulunmak olacaktır. Burada demek istediğim, geçmişi düşünüp kendimizi üzmektense olumsuz noktaları da baz alarak gelecek seçimlerimiz için çeşitli kazanımlar üretmek” dedi.
“Ailenin beklentisi ile öğrencinin ideali birbiriyle çakışıyor”
Ailelerin tercih döneminde çocuklarına belli bölümler adına diretmemeleri gerektiğinin de altını çizen Karluk, “Bazı öğrenciler var ki okula başladıklarından beri ne olacaklarından çok eminler. Bazı öğrencilerin hedefleri ise iyi bir puanlama ve sıralama yapmak. Bu öğrenciler, başarının ardından meslek seçimi yapmakta. Bunlar dışındaki bazı öğrenciler ise ailesinin beklentilerini karşılamak zorunda olduğunu hissediyor. Bu durum, onlar için ciddi bir stres kaynağı çünkü ailenin beklentisi ile öğrencinin ideali birbiriyle çakışıyor. Bu noktada da bazı sıkıntılar yaşanabiliyor. Bu durumu çözebilmek adına ebeveynin de gencin de beklentisini bir noktada dengeleyerek iletişim kurmasını tavsiye ederim. Aile olarak kırıcı bir tavır sergilemeden hep birlikte konuşulması gerektiğini söylemek istiyorum. Tercih dönemi, zaten stresli bir dönemdir. Meslek tercihi döneminde de sıkıntılı bir sürecin geçmesi, stres seviyesini daha da arttırıyor” şeklinde konuştu.
Kararsız öğrencilere tavsiyeler
Karluk, meslek tercihlerinde dikkat edilmesi gereken maddeleri ise şu cümlelerle anlattı: “Meslek tercihleri konusunda net olan öğrenciler, seçmiş olduğu bölümün hangi üniversitelerde hangi imkan ve olanaklarla eğitim verdiğini araştırmalı. Öğrenciler, üniversitedeki kazançlarını iyi hesap etmeli. Öte yandan kararsız olan öğrenciler, kendine şu soruyu sormalı: ‘Ben, en çok neyi yapmaktan hoşlanıyorum? Hangi işi yaparsam zamanın nasıl geçtiğini unuturum? Seçmek istediğim işle ilgilenirken beni ne alıp götürüyor?’ Bu sorulara dikkat etmek lazım. Elbette birkaç alternatif gelecektir akıllara ama yine de net olamazlarsa teknik olarak uygulayabilecekleri mesleki bir envanter var. Holland Mesleki Envanter dediğimiz bu şey, kişinin mesleklere olan yatkınlığını ölçüyor. Bu envantere bakıp zihinlerinde alternatifler oluşturabilirler.
Şunu da belirtmek isterim ki bazı öğrenciler, bir an önce para kazanmak istiyor. ‘Neyi seviyorum? Neyi istiyorum?’ sorusundan çok, kolay yoldan para kazanma düşüncesi de kişiyi meslek seçimi adına yanlış yönlendirebilir. Maalesef kolay yoldan para kazanma durumu, günümüz şartlarında da pek kolay değil. ‘Neyi yaparsam daha çok para kazanırım?’ sorusundan çok, ‘Hangi mesleği yaparsam kendimi geliştirebilirim?’ sorusunu sormalıyım. İlgimi çeken bir alanda mesleki tercih yapmam demek, kısa zamanda işimde bana uzmanlık getirecektir. Dolaylı olarak kişisel katkılarıyla uzmanlık, ekonomik olarak kazancımı da arttırmış olacaktır.”
“Kendimizi sürekli güncellememiz gereken bir süreçteyiz”
Ortaokul ve lise hayatıyla üniversite hayatının aynı olmadığına vurgu yapan Rezzan Karluk, “Üniversite, öğrencilere bambaşka bir hayat akışı sağlayacak. Dolayısıyla orada kendilerini kişisel anlamda çok geliştirmeleri gerekmekte çünkü yaşadığımız dünya değişti, değişmeye de devam edecek. Pandemi, bize bu süreçte çok şey öğretti. Şu an var olan meslekler, gelecekte varlığını devam ettiremeyecek ya da bir şekilde yapma koşulları değişecek. Dolayısıyla kendimizi sürekli güncellememiz, yenilememiz gereken bir süreçteyiz. Bununla beraber değişen dünyada bazı şeyler de öne çıkmaya başladı; sağlık sektörü, teknoloji, yapay zeka… İlgisi olan genç arkadaşlarımız, bu alanlara kaymaya biraz daha gayret etmeli. Kişi, kendine öyle bir bölüm seçmeli ki ileride farklı meslek gruplarıyla da kendi mesleğini kombine edebilmeli. Yani çok yönlü bir meslek seçimi yapmalı” ifadelerini kullandı.
“Kendinize yatırım yapın”
Karluk, psikolog olmak isteyen gençlere de şu tavsiyelerde bulundu: ” ‘Ben insanları dinlemeyi seviyorum. Onlara yardımcı olmayı seviyorum. Sorunlara kafa yormayı seviyorum. İletişim becerilerim de kuvvetli’ diyorlarsa lütfen mesleğimizi tercih etsinler ve bu bölümü okusunlar. Bu bölümde dört senelik eğitim almaları, alana başladıklarında çok iyi bir psikolog olacakları anlamına gelmiyor çünkü birçok şey okuyacaklar, birçok şey tarayacaklar ama bu okuduklarının gerçek hayatta nasıl sürerliliğini devam ettirdiğini de öğrenmeleri gerekiyor. Bunun için de fırsatları dahilinde bol bol staj yapmalarını öneriyorum. Sertifikalı eğitimleri de kendilerini donatmak adına alabilirler.
Son olarak genç arkadaşlarımızın hayatında yeni bir dönem başlıyor. Bu dönemi sağlıkla geçirmelerini temenni ediyorum. Kendilerini ne kadar değiştirirlerse gelecekte o kadar rahat edeceklerini biliyorum. O sebeple her şeyden önce kendilerine yatırım yapmalarını öneriyorum.”
Ece Köseoğlu