ŞİMDİ İŞ ZAMANI

Seçimler, şimdilik geride kaldı. Her ne kadar 4 yıl seçim yok dense de Türkiye'de sık sık...

Seçimler, şimdilik geride kaldı. Her ne kadar 4 yıl seçim yok dense de Türkiye’de sık sık seçim yapmaya alıştık. Artık seçim tarihlerini ve sonuçlarını bile unutur olduk. Milletvekili, referandum ve belediye seçimleri derken, belki de her yıl seçim yapıyoruz desek yeri bile olacak.

Büyükşehirlerin tartışmaları hala devam ediyor. Böyle giderse, ‘Türkiye, seçim de yapamıyor sayım da!’ dedirteceğiz cümle aleme.

Bütün tartışmalar bir kenara, bana sorarsanız, sandığa tek başına giremeyen ve kendi iradesi ile oy kullanamayan hiç kimse sandığa gitmemeli. Ya da şöyle diyebiliriz, yasaya kesin hüküm koyarak ‘sandığa ikinci bir kişi kesin olarak giremez’ hükmü konulmalıdır.

Bunu neden diyorum: Çünkü geçersiz oyların büyük çoğunluğu kendi başına oy atma becerisi gösteremeyen vatandaşlar tarafından atılıyor. Oy kullanmasını bilmeyen bir insan sağlıklı siyasi tercih yapabilir mi!

Bizzat yaşıyoruz: Yaşlı teyze ve amcalar geliyor ve yavrum biz oy atamayız yanımızda biri gelsin diyor. Elbette duyuyoruz; kimileri parti amblemlerini tarif ediyorlar. Tabi onlar da mührü amblemin üstüne vurduklarından görülmeyebiliyor. Kimi oy pusulasını mühür vurmadan zarfa koyuyor. Kimi de birkaç mühür vuruyor.

Neyse geçelim. Daha da uzatırsak Aysun Kayacı’yı hatırlayanlar olabilir!

Bölgemizdeki ilçelerin kimilerinde partiler değişirken kimilerinde de isimler değişti.

Beydağ’da CHP, devam dedi ama yeni bir isimle. Kiraz’da ise hem AKP ile devam dedi hem de başkanla. Ödemiş’te ise hem parti hem isim değişti. AKP gitti CHP geldi. Tire’de İyi Parti ipi göğüsledi. Başkan da yenilendi. Bayındır’da hem parti değişti hem de isim.

Seçimlere çoğu yerde iki ittifak halinde girildi ama sanıyorum mazbataların alınmasından sonra ittifak içinde yer alan kimi partililer seçildikleri partilerinden ayrılıp mensup oldukları partilere geçecekler. Bu da belediye meclislerinin 4 veya 5 partinin üyeleri ile oluşacağını gösteriyor.

İttifak halindeki partiler ve seçilen başkanlar bu ayrılmaların ardından ne yaparlar bilemiyorum ama hem partinin hem de ismin değiştiği yerler de elbette bazı sıkıntılar ortaya çıkacak.

Yeni gelen başkanlar kendilerine göre bir yönetim kadrosu oluşturacaklar. Oluştururken ittifakları da gözetmek durumunda kalacaklar.

Öte yandan bazı belediyelerde eski defterler açılacak ve belediyenin borç-harç tablosu ortaya çıkacak. Hatta fahiş ihale bedelleri kamuoyu ile paylaşılacak.

Bu konu uzar biz de ilerde yazmaya devam ederiz.

4 Nisan’da Belediye Kültür Merkezinde tek kişilik bir oyun vardı: Sevgili Arsız Ölüm – Dirmit

1980 sonrasının ünlü romancısı Latife Tekin’in aynı adlı romanından uyarlanan oyun tek kelime ile muhteşem idi. Salon da ağzına kadar dolu idi. Yaklaşık 100 kişi de oyunu arkaya ve yanlara yerleştirilen sandalyelerden izlediler.

Ödemiş Sanat Etkinlikleri Merkezi (ÖSEM) güzel şeyler yapmaya devam ediyor. Ticaret Odası’nın de gözle görülür bir desteği söz konusu.

Ödemiş’in merkezde bir kültür sanat merkezine ihtiyacı vardı ama bildiğimiz nedenlerden dolayı bir türlü olmadı. Oyunun oynandığı salonun kendine ait özel ses düzeni ve ışık düzeni yok. Ödemiş’te kültür sanat işlerine kafa yorup emek harcayan bir avuç sanatsever olarak yıllardır bu konuda sıkıntı çekiyoruz. Ve bunları dile getiriyoruz.

Dışarıdan gelen tiyatro grupların ilk sorduğu sorular, ‘salon kaç kişilik?’, ‘salona ait ışık ve ses düzeni var mı?’ şeklinde oluyor.

Dilerim yeni başkan Mehmet Eriş, ilgili konuya el atar da bu sorun kısa sürede çözülür.

Bakmadan Geçme