Şiirler yazayım istiyorum
21 Mart'ta, oturdum bilgisayarımın başına ve 'bugün ne yazayım' diye sordum kendi kendime. Aslında yazılacak çok...
21 Mart’ta, oturdum bilgisayarımın başına ve ‘bugün ne yazayım’ diye sordum kendi kendime.
Aslında yazılacak çok şey var. Bunu ara ara da söylüyorum. Bu memlekette yaşayıp da bir yazarın konu sıkıntısı çekmesi mümkün değil.
Örneğin şu seçim mitingleri…
Bunların nasıl düzenlendiğini ve kimlerin hangi amaçla bu gövde gösterilerine katıldıklarını hemen hemen herkes biliyor.
Eskiden, yani tv’lerin olmadığı zamanlarda geniş kalabalıkları toplayıp onlara mesaj verme dönemi bence geldi de geçti bile. Sizce de geçmedi mi!
Şimdi bununla ilgili yazmaya gerek var mı!
Bir de şu ortalıkta dolanıp duran koca otobüsler.
Sizce insanlar ortalıkta dolaşan bu otobüslerden çıkan seslere göre mi tercihte bulunacaklar.
Biz en iyisi mi suya sabuna dokunan konularda yazalım bişeyler.
21 Mart önemli bir gün. Önemi daha çok Batı’nın Ortadoğu olarak adlandırdığı coğrafyada meydana gelen doğanın uyanışından geliyor. Bahar’ın müjdecisi yani.
Kaynaklar genel olarak şöyle yazıyor:
“Orta Asya’dan Balkanlar’a kadar çok geniş bir bölgede yerel renk ve inançlarla kutlanan Nevruz, her ulusun kendi kültür değerleriyle özdeşleştirip sembolleştirdiği, özü itibariyle baharın gelişinin kutlandığı coşkuyla karşılandığı bir gündür”
Doğruyu söylemek gerekirse 21 Mart’ın bahar bayramı olarak kutlanışını ben çocukluk ve gençlik yılarından pek hatırlamam. Her ne kadar bayramın Türk coğrafyasında kutlandığı söylense de yüzyıllar içinde meydana gelen göçlerle kültürel değişimler atbaşı gitmiş.
Andığımız geniş coğrafyada doğa ve çevrenin uyanışının kutlandığı Nevruz Bayramı’nın Anadolu’da ve Türk kültürünün yayıldığı bölgelerde de son derece köklü ve zengin bir geçmişi olduğu söyleniyor. Bizdeki bu bilincin ve duyarlılığın son 20-30 yılda oluştuğunu söyleyebiliriz.
Nev (yeni) ve Ruz (gün) kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen ve YENİGÜN anlamını taşıyan Nevruz, kuzey yarımkürede başta Türkler olmak üzere birçok halk ve topluluk tarafından da yılbaşı olarak kutlanırmış.
Coğrafi bilgilere bakılırsa gece ile gündüzün eşitlendiği 21 Mart’ta güneş göçmen kuşlar gibi kuzey yarımküreye yönelirmiş.
Devam eden bilgiler şöyle: “21 Mart ile birlikte havalar ısınmaya, karlar erimeye, ağaçlar çiçeklenmeye, toprak yeşermeye, göçmen kuşlar yuvalarına dönmeye başlar. Bu nedenle 21 Mart bütün varlıklar için uyanış, diriliş ve yaradılış günü olarak kabul edilerek, Nevruz/YENİGÜN bayramı adıyla kutlanır.”
21 Mart aynı zamanda Dünya Down Sendromu Günü imiş.
Dünya genelinde yaklaşık 6 milyon kişinin sahip olduğu bu genetik farklılığa dikkat çekmek için çeşitli kurumlar 21 Mart’ta çalışma yürütüyor. Türkiye’de de Down Sendromu Derneği bu farklılığa sahip kişilerin yaşam kalitesini artırmak için önemli çalışmalar yapıyor.
Bir de Dünya Şiir Günü var aynı güne denk gelen.
İlk kez 1999 yılında UNESCO tarafından ilan edilen ve dünya çapında kutlanan Dünya Şiir Günü‘nün amacı “farkındalık yaratmak ve ulusal, evrensel, bölgesel şiir hareketlerine taze bir enerji sağlamak” olarak nitelendiriliyor.
Şiirin sorgulayarak çeşitlilik yarattığını belirten UNESCO, dil çeşitliliğini kutlamak için bugünü şiir günü olarak ilan etmiş. Ben de 2017 Şubat’ta şunları yazmışım:
Şiirler yazayım istiyorum
Binlerce yıl okunsun diye…
Yok, yazamıyorum; tıkanıyorum
Bir şeyler var yolunda gitmeyen!
Bir şeyler var işte, yazamıyorum…
Üstelik kalem de var kağıt da!
Fakat suç ne beyaz kağıtta
Ne de kara kalemde!
İklimde, havada, ruhta…
Havadaki gri tonlarda
Belki de umutsuzlukta
Belki de bahar kokusunda
Kimbilir işte belki de
Bu gelen baharda…
Bakmadan Geçme





