Sergi ve kurs merkezi
Bazen öğrencilerim, 'Öğretmenim kitap okumasak, tiyatro izlemesek ve resim sergisine gitmesek ne kaybederiz!' diye sorarlar… Ben...
Bazen öğrencilerim, “Öğretmenim kitap okumasak, tiyatro izlemesek ve resim sergisine gitmesek ne kaybederiz!” diye sorarlar… Ben de onları “Hayvanlar da kitap okumazlar, tiyatro izlemezler ve resim sergilerine gitmezler” diye yanıtlarım.
Sanat, insanın güzelliği arama mücadelesidir.
Üniversite yıllarında bir hocamız, edebi eseri anlatırken şu örneği vermişti: “Kedilerin kuyruğuna bağladığınız tenekelerden çıkan ses ile davul ve trampetlerden çıkan ses, aynı ses değildir. Biri gürültü, diğeri de müziktir.”
Sanat, belki kimilerine lüks gibi gelebilir ama ben, sanat ile gelişmişlik düzeyi arasında doğru orantı kurarım. Bir ülkede sanata ne kadar ilgi gösteriliyorsa o ülke, akıl ve beyin olarak da o kadar gelişmiştir.
Ödemiş, yakın zamanda kültür sanat alanında önemli bir treni kültür sanat merkezinin şehir dışına alınması ile kaçırdı. Şimdiki gençler bilmez; eski otogar yanındaki düğün salonu ve alışveriş merkezinin olduğu yer, kültür sanat merkezi olarak düşünülmüş fakat ödenek yetersizliği nedeniyle bitirilememişti. Su basmanın üstünde yükselen kolonlarla onların üstünden çıkan demirleri bilmezler.
Yanlış hatırlamıyorsam, rahmetli Hüseyin Son döneminde başlanmış, 20 yıl kadar atıl vaziyette kalmış, Mehmet Eriş’in ilk döneminde yeniden projelendirilmiş, Mahmut Badem döneminde de ihale edilmişti. Sonuçta iyi niyetlerle yola çıkılmış ama bitirilemeyince bugünkü düğün salonu ve alışveriş merkezi haline dönüştü. Yanılmıyorsam bugünkü hale geliş yılı 2007’ye, projesi de Ali Türer’e ait idi.
Burası, kültür merkezi olmaktan çıkınca Kültür Bakanlığı da şu an kültür merkezi olarak kullanılan Ödemiş’in doğu çıkışındaki bina ortaya çıktı. Orası da bir süre atıl olarak kalmış, hatta bir vatandaşımız çevresindeki inşaat çukurlarından birinin içine düşerek hayatını kaybetmişti.
Hafızam beni yanıltmıyorsa oradaki kültür merkezi de Bekir Keskin döneminde Kültür Bakanlığı’ndan devir alınarak bitirilebilmişti. Sonra biliyorsunuz; bir ara emniyet müdürlüğü, bir ara da belediye binası olarak kullanıldı. Bina, büyük olmasına büyük ama şehir dışında olduğu için gidip gelme sorunu nedeni ile ne belediye orada kalabildi ne de emniyet müdürlüğü.
Hazır emniyet müdürlüğü oraya gitmişken merkezdeki tarihi binanın Kuvayı Milliye Müzesi olarak değerlendirilebileceğini birkaç defa yazmıştım ama dönemin emniyet müdürünün tepkisini çekmiştim.
O oraya bu buraya… Geldik bugüne…
Şimdi Ödemiş’in içinde güzel bir kültür merkezinin olmayışı, yapılabilecek birçok etkinliği de ya yaptırmıyor ya da görünmesini engelliyor.
Resim sergileri, sığıntı gibi orada burada yapılabiliyor.
Tiyatro salonu var ama daha düne kadar ne ses düzeni vardı ne de ışık sistemi. Şehir dışında olması ve mutlaka araçla ulaşılabiliyor olması ayrı sıkıntı.
Şimdiki cep sineması yeniden düzenlenmeden de orada 750 kişilik büyük bir sinema salonu vardı. Dostlar Tiyatrosu’nun orada 800 kişiye oyun sergilediğini hatırlarım. Dışarıdan sandalyeler taşımıştık.
Bir ara da Park Kafe’nin yanındaki şimdi emlak servisi olarak kullanılan tek katlı bina da kültür merkezi işlevini görüyordu. En azından 100-150 kişilik söyleşiler ve resim sergileri, burada gerçekleştirilebiliyordu.
Ödemiş’e iyi bir sergi salonu şart.
Ödemiş’in şöyle geniş geniş güzel bir kurs salonuna da ihtiyacı var…
Diyeceğim o ki Ödemiş’in kültür merkezi olarak da kullanılabilecek güzel bir belediye binasına ihtiyacı var.
Bu da olsa olsa daha düne kadar otogar olarak kullanılan alana yapılabilir. Altını da otopark olarak düşünürseniz… O zaman şu an belediye hizmet binaları olarak kullanılan çevredeki binalar da boşa çıkmış olur. Bir de bu binanın estetik bir el tarafından tasarlandığını düşünürseniz… Bu iş de Büyükşehir Belediyesi’ne düşer mi düşer…
Daha ne isteriz… Unutmayın, insanları hayvanlardan ayıran en önemli etkinliklerden biri sanattır.
Yoksa hayvanlar da yiyip içer, yatar ve gezerler…