'Sen başla, bitiren bulunur'

31 Mayıs-1 Haziran 1919 gecesi… İstanbul’un İşgali: 13 Kasım 1918 İzmir’in İşgali: 15 Mayıs 1919 Samsun’a...

31 Mayıs-1 Haziran 1919 gecesi…

İstanbul’un İşgali: 13 Kasım 1918

İzmir’in İşgali: 15 Mayıs 1919

Samsun’a Çıkış: 19 Mayıs 1919

İzmir’in Kurtuluşu: 9 Eylül 1922

İstanbul’un Kurtuluşu: 6 Ekim 1923

İzmir’in işgalinin 15. gününde Ödemiş’in şimdiki adı İlkkurşun olan Hacıilyas köyü önlerine trenle gelen işgal güçlerine direnen ‘Yiğit Ordusu’ neferlerine saygıyla…

NOT: Yazının aşağıda paylaşılan kısmı, gazetemizin 1 Haziran 2019 tarihli sayısında yer almıştır.

**

1919’da başlayıp 1922’de biten Kurtuluş Savaşı yıllarına ait biliyorsunuz farklı niteliklere sahip ‘ilk kurşun’ olayları söz konusudur.

Ödemiş tarihi ile ilgili çeşitli yazılar var. Ben bir tarihçi değilim. Tarihsel konuları ben de herkes gibi ilgili yazıları okuyarak öğreniyorum.

Ege ve Ödemiş yazıları nedeniyle başta ortaokul öğretmenim Behiç Galip Yavuz olmak üzere eski turizm bakanlarımızdan Alev Coşkun, ÖYKAM’ın eski müdürü Prof. Dr. Engin Berber, İlkkurşun direnişinin örgütleyicilerinden merhum Ali Orhan İlkkurşun, emekli öğretmen merhum Halil Dural ve onun el yazılarını kitap haline dönüştüren Dr. Sabri Yetkin gibi tarihçilerimize teşekkür ettikten sonra kısaca sözünü ettiğim ilk kurşun olayları ile ilgili özet bilgi vermek istiyorum.

1900’lerin başlarından itibaren hızlanan Anadolu’nun işgaline karşı yurdun çeşitli bölgelerinden gelen çeşitli ilk kurşun öyküleri vardır. Bunlardan biri, Hatay’ın Dörtyol ilçesinin Karakese köyünde Fransız askerlerinin tacizlerine dayanamayan köylüler tarafından Fransızlara karşı atılan ilk kurşundur.

Ayvalık’ta yaşanan ilk kurşun olayında da Ali Çetinkaya, ilçenin işgal edilmesine izin vermemiştir.

Bir başka ilk kurşun olayı, Urla’da yaşanmıştır. Urla olaylarında da Rum/Yunan çetelerine karşı Osmanlı askerinin yanında Urlalı gönüllüler savaşmıştır.

15 Mayıs İzmir’in İşgali’nde de asıl adı Osman Nevres olan gazeteci Hasan Tahsin’in ordunun en önünde Yunan bayrağını taşıyan askeri vurmasıyla ilgili olayları şöyle ya da böyle biliyorsunuz.

Ancak Ödemiş’in o zamanki adı Hacı İlyas olan bugünkü İlkkurşun köyü sırtlarında Yunan ordusuna karşı Ali Orhan (İlkkurşun) komutasındaki gönüllü köylü, efe ve birkaç yedek subaydan oluşan ilk Kuvayı Milliye grubunun direnişi, milli mücadelenin ilk kitlesel ve örgütlü sivil direnişidir.

Ödemiş direnişi, bu açıdan önemlidir. Söyleyebiliriz ki bu direniş, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde önemli bir kilometre taşıdır. Bu nedenle de mayıs ayının son pazar günü İlkkurşun ismini alan Hacı İlyas köyü yakınlarındaki çatışma bölgesinde anma törenleri yapılır.

Tarih kitaplarının yazdığına göre Ödemiş direnişi, o günün zor iletişim koşullara karşın hızlı bir şekilde tüm Anadolu’ya yayılmış ve işgale karşı direnmenin moral açıdan da önemli bir sembolü olmuştur.

İzmir’in işgal edildiği gün Ödemiş’te Vasıf Bey’in telgrafı, Ödemiş Mıntıka Kumandanı Tahir Bey’e ulaşınca Yüzbaşı Tahir Bey, bir iki kişiyle görüşüp Ödemiş Kaymakamı Bekir Sami’nin yanına gider. Kaymakam Bekir Sami, Ödemiş’e yeni gelmiştir ve İzmir (Aydın) Valisi İzzet Paşa’nın emri olmadan bir şey yapamayacağını söyler.

Kaymakamdan destek yerine engelleme geleceğini öğrenen Yüzbaşı Tahir Bey, kendi odasında gizli bir toplantı yaparak direniş örgütünün fitilini ateşler.

Bu toplantının ertesi günü daha geniş kapsamlı bir toplantı, belediye binasında yapılır. Bu toplantıya katılan Osmanlı ordusunun yarbayı Halim Pertev Bey, toplantıyı sabote eder ve ülkenin padişahı ve valisi olduğunu belirterek bir direniş yapılacaksa o kişilerin emri ile yapılması gerektiğini söyler. Ona destek çıkan birkaç kişi daha olunca toplantı olumsuz sonuçlanır.

Milli Mücadele için örgütlenen silahlı Kuvayı Milliye’ye karşı kasabalardaki Hürriyet ve İtilaf Partisi ileri gelenleri, direniş güçleri için “Bolşevik” suçlaması yapar.

Tire’de, Salihli’de, Akhisar’da ve başka kasabalarda böyle durumlarla karşılaşılmıştır.

İstanbul’da bulunan Egeli gençler ve öğrenciler heyecan içindedir. İzmir’in işgali karşısında hemen toplantı ve büyük gösteriler düzenlenir. Bir kısmı Ege’ye gelip direniş hareketlerine katılmaya karar verir. Ali Orhan İlkkurşun, anılarında “İstanbul’da bulunan Egeli gençler, milli gururlarını ve en baş döndürücü şartlarda bile dimdik kalabilme hasletlerini muhafaza ettiler” demektedir.

Yunan işgalinin komşu köye dayandığını gören halk ve çeteler, padişahtan da umudunu kesince ve anlatılanları dinleyince Kuvayı Milliye saflarına katılmaya başlamışlardır.

Toplantılar, protestolar, telgraflar ve ihanetler, dönemin karakteri açısından önemlidir.

Uzun lafın kısası, Ödemiş’te Milli Hükümet kurulur ve ilk zamanlar direnişe mesafeli olan Ödemiş Kaymakamı Bekir Sami de Milli Hükümet Reisi seçilir. “Yiğit Ordusu” adı altında bir milis güç oluşturulur. Böylece hem İstanbul Hükümeti’ne hem de işgal güçlerine karşı Ege’de ilk isyan başlamıştır.

29 Mayıs’ı 30 Mayıs’a bağlayan gece, Kuvayı Milliye adlı gizli örgütün kuruluş tarihidir.

İşgal kuvvetlerine ve İstanbul Hükümeti’ne çekilen protestolar ve telgraflar…

“Artık biliniz ki kalem değil, silah ötecektir!”

**

Daha önce, Hükümet Meydanı’ndaki restore edilen binanın Kuvayı Milliye Müzesi haline dönüştürülmesinin gerekliliği üstünde durmuştum.

1 Haziran, Ödemiş ve Kuvayı Milliye için önemli bir tarihtir.

Bu tarih, gününde ve anlamına yakışır bir şekilde anılmalıdır. İlkkurşun köyünün bir marka değeri vardır ve bu değeri koruyup gelecek kuşaklara doğru bir şekilde aktarmamız gerekmektedir.

Yazının başlığındaki alıntı, Orhan Asena’nın Kurtuluş Savaşı Destanı adlı şiirinden alınmış Hasan Tahsin’in ilk kurşunu sıkmadan önce sarf ettiğine inandığı bir cümlesidir:

“Ben Hasan Tahsin, namı diğer Nevres

Hukuku Beşer gazetesi başyazarı

Sonra bir patlama, sonra o kırık ses:

Sen başla, bitiren bulunur!”

Saygıyla anıyorum.

Bakmadan Geçme