Şehirler Kurmak
Pek çok kavram, hem düşün dünyamızın hem duygu dünyamızın önemli bir bölümünü oluşturur. Bu kavramlardan bazıları...
Pek çok kavram, hem düşün dünyamızın hem duygu dünyamızın önemli bir bölümünü oluşturur. Bu kavramlardan bazıları merkezde yer alır, bazıları biraz daha geride, bazıları da çok gerilerde.
İnsanlar şehirler gibidir. Onların da meydanları, bulvarları, caddeleri, sokakları hatta çıkmazları vardır.
Kimi gelişmiş bir kent gibi abad, kimi bakımsız çer çöp içinde, kimi delik deşik ve yıkık dökük. Bunu gelişmiş, az gelişmiş, gelişememiş gibi derecelendirmek de elbette mümkündür. Ha bir de ölü kentler var.
İnsanlardan yola çıkıp onların yaşadıkları şehirleri, şehirlerden yola çıkarak da orada yaşayan insanların nitelikleri hakkında verilecek olan hüküm pek de yanlış olmasa gerektir.
Sizler, bizler, hepimiz, çok verimli Küçük Menderes Ovası’nda yaşıyoruz. Benim evimin ardındaki tarla, yılda en az üç defa ürün veriyor.
Etraftaki diğer tarım alanları gibi birkaç yıla kalmaz o da beton yığınına dönüşüverecek.
Bu, benim için bir korku filminden farksız. Ancak arada şöyle bir farklılık var. Korku filmi bir kurgu. Oysa etrafımızdaki tarım alanlarının beton yığınlarına dönüşmesi tamamıyla gerçek.
Burada “gelişmek” kavramından ne anladığımızı sormak ve sorgulamak gerekiyor.
Çünkü bundan vazgeçmek, o verimli tarım alanlarını asla geri getirmeyecek.
*
Şehir temalı bir şiirle tamamlayalım sözü.
şehirlerinde şehirler kurdum
şehirlerinde
şehirler kurdum
sana
kimsesiz kalma
diye…
gittin mi
kurduğum şehre
yürüdün mü
sokaklarında
dalgın
seyrettin mi
gökyüzünü
umarsız..
doldu mu
daha bahar gelmeden
kır çiçeklerinin kokusu
nefesine…
daha bahar
gelmeden
geldi mi
göçmen kuşlar
uzak diyarlardan
aldın mı
haberini
martılardan
karabataklardan…
yol yol uzadı mı deniz
gözünde
uzaklara…
şehirlerinde
şehirler kurdum
sana
kimsesiz kalma
diye…
Sevgi, dostluk ve umutla.
Bakmadan Geçme





