Seçim, YSK ve AA

Biliyor musunuz, liselerde yapılan yıl sonu sorumluluk sınavlarının sonuçları, sınavların bitiminde topluca açıklanır. Bu kuralı niçin...

Biliyor musunuz, liselerde yapılan yıl sonu sorumluluk sınavlarının sonuçları, sınavların bitiminde topluca açıklanır.

Bu kuralı niçin getirmişler bilemiyorum ama kural kuraldır deyip notu bilsek bile sınav arasında öğrencilere geçip geçmediğini söylemeyiz.

Bu örneği şu nedenle verdim: Gönül isterdi ki ülkemizdeki seçimlerin sonuçlarını da YSK açıklasın…

Hatta liderler, kampanyanın yorgunluğunu attıktan sonra ertesi günü dinlenmiş bir vaziyette TV’lerin karşısına geçip ilk değerlendirmeleri yapsın.

Hatta liderler, seçim akşamı taraftarlarına seslenip seçim sürecinin bittiğini ve artık geçim derdine düşülmesi gerektiğini söylesinler.

Özellikle son iki seçimdir yaşanan bir gerginliğin farkındasınız. Biz buna seçim serhoşluğu diyebiliriz.

Sarhoş kelimesinin aslı Farsça’dır ve gerçek söylenişi ser-hoş biçimindedir. Yani ‘başı hoş’

İnsanın kafası, sadece içince hoş olmaz.

Herkes bir şeyler söylüyor. Biliyor da söylüyor veya bilmiyor da söylüyor…

Gelin, bu YSK ve AA olayına bir de benim gözümden bakın.

Gazetecilik uğraşımı biliyorsunuz.

AA, devletin haber ajansıdır. Bütün yöneticilerini iktidar atar. Çalışanların maaşlarını da devlet öder. Ben de yıllarca AA’ya haber geçtim. Oradaki çalışma sistemini bilirim. AA’nın ardından İHA’ya da haber geçtim. Geçtim, gönderdim anlamındadır.

YSK de bir devlet kurumudur.

Bana göre her iki kurum da ‘özerk’ bir yapıya sahip olmalıdır. Yani iktidarların değil, devletin bir organı biçiminde hizmet vermelidirler. Burası ayrı bir tartışma konusudur ve şimdilik geçelim.

Peki Türkiye’de başka hangi haber ajansları vardır?

Eski adı Doğan yeni adı Demirören yayın grubunun DHA’sı.

Türkiye Gazetesi’nin kardeş kuruluşu, Enver Ören’in kurucusu olduğu İHA.

Ve cemaat yayını olduğu gerekçesi ile kapatılan CİHAN.

DHA ve İHA özel kuruluşlardır ve çalışanlarının ücretlerini kendileri karşılarlar. Bu yüzden AA ile rekabet etmeleri çok zordur.

Gelelim şimdi sandık sayım sonuçlarının YSK’ye bildirilmesine.

Ben de sandık görevlisi idim ve oldukça şeffaf ve yasalara uygun bir oy sayım süreci yaşadık. Sayım ve döküm çalışmalarımız, saat 20.30 gibi sona erdi.

Sayım döküm işlemlerinin sona ermesi, o sandıktaki seçmen sayısına ve sandık görevlilerinin yeteneğine bağlıdır. Az seçmenin bulunduğu bir sandıkta tecrübeli sandık görevlileri varsa hemen sayılıp ıslak imzalara bağlanır ve seçim yerinde ilgili kişilere dağıtılır. Sandık kurulu da araçları ile il ve ilçe seçim kurullarına giderek tutanakları teslim ederler. Burada çıkabilecek terslik sırasında bazı sıkıntılar çıkabilir. Örneğin; rakamlar birbirini tutmazsa üyeler tutturmak için uğraşır dururlar.

Bu arada sandık sonuçları, parti müşahitleri tarafından anında parti örgütlerine telle bildirilmiştir.

Yani parti örgütleri, sayım sonuçlarını YSK’den daha önce öğrenirler.

Bana göre bu seçimde AA, AK Parti üzerinden seçim sonuçlarını öğrenip kendi abonelerine dağıttığı için YSK’den önce bilgi akışı sağlamıştır.

Az seçmen olduğu için sayımı biten kırsal oyları önce bildirilmiştir.

Burada hile hurda, oy çalma ve spekülasyon gibi kelimelerin anlamına girmeyeceğim.

Sayım sonuçları ile ilgili hile hurdayı parti müşahitleri aracılığı ile tutanakları teslim alan her parti araştırabilir. Partiler, açıklanan sonuçlarla ellerindeki sonuçları karşılaştırabilir. Yanlış bildirim varsa itiraz edebilir.

Peki bu tür söylentileri ve gerginlikleri önlemek adına ne yapılabilir?

YSK, kendisine gelen bilgileri anında partilerle paylaşabilir. Bu çerçevede başta da belirttiğim gibi her parti, kendi tutanaklarını YSK’nin açıkladığı sonuçlarla karşılaştırabilir.

İşin teknik yanı kısaca budur…

Bu yazıda seçim öncesi ve seçim anına ilişkin bir şey yazmadım. Sadece oyların toparlanıp sonuçların açıklanması hakkında bildiklerimi paylaştım.

Demokrasiler, ne kadar şeffaf olursa o kadar güçlü olurlar.

Bakmadan Geçme