Saygı
Saygı büyüklerimize, yaşlılarımıza, değerli kimselere sevgi ve çekinmeyle karışık, başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu ve inceliğinde...
Saygı; büyüklerimize, yaşlılarımıza, değerli kimselere sevgi ve çekinmeyle karışık, başkalarını rahatsız etmekten çekinme duygusu ve inceliğinde aranmalıdır.
Erich Fromm, “Saygı duymak, karşımızdakinden korkmak veya ürkmek değildir. Saygı duymak; o kişiye dikkat etmek, dikkatlice gözlemek demektir” der. Saygı, Türk milleti olarak kültürümüzün temel taşlarından biridir. Bu saygı temeli sarsılmaya başladığı anda toplum yapısı çökmeye başlar.
Saygı duygusu, çocukluğumuzdan itibaren ailemize, sevdiklerimize, arkadaşlarımıza ve öğretmenlerimize karşı başlar. Topluma ve bireylere saygısı olmayan bir kişinin toplumdan silinmesi ve toplum tarafından dışlanması doğaldır. Saygı; yolda yürürken tanımadığımız insanlara selam vermek, büyüklerimizin hatırını sormak, önemli günlerde yanlarına gitmek, toplu taşımayla veya aracımızla seyahat ederken yolda gördüğümüz yaşlı, engelli veya hamile vatandaşlara yol vermek demektir.
Sabah evimizin çıkarken apartman komşularımıza selam verip nasıl olduklarını sormalıyız. Bizi koruyup kollayan, her zaman bir telefon kadar yakın olan devlet görevlilerimize ve emniyet güçlerimize görevlerini yaparken yardım edip saygı göstermeliyiz.
Bu hayatta herkesin her konuda farklı fikirleri olduğu gibi din ve inanç konusunda herkes farklı düşüncelere sahip olabilir çünkü bize doğru gelenler, başkaları için kısmen doğru olabilir. Bu, siyasette de aynıdır. Üç şeye durarak ve cephe olarak selam verilir: Sancağımıza, devlet başkanına ve cenazeye. Cenazeye saygı, ölülerimize olan saygıyı gösterir. Biz acaba ölülerimize yeterince saygı gösterebiliyor muyuz?
Yukarıda anlattıklarımızdan belki biraz daha önemli olan; 2020 yılının Mart ayında Çin’den kopup dünyayı saran, ülkemizde de ilk vakanın bu tarihlerde görüldüğü ve ardından pandemi denilen dönemden bahsetmek istiyorum.
Bu dönemde Sağlık Bakanlığı’nın ve Hıfzıssıhha Kurulu’nun kararıyla maske takma, mesafe ve iş yerlerinde dezenfekte bulundurma mecburiyeti getirilmişti. Birçok esnaf ve vatandaşımızın bu tedbirlere uymasına rağmen vakalar artmaktadır. Bu hastalığın ciddiyetinde olmayan kişiler, “Ben böyle bir hastalık olduğuna inanmıyorum” diyerek kurallara uyan vatandaşlara hiçbir şekilde saygı göstermemektedirler. Bu tedbirlere ve virüsün ciddiyetine dünyada inanmayan sayısı çok olsa da ülkemizde azınlıktadır. Televizyonlarda gördüğümüz vaka sayıları, çoğu insan için bir yakınına veya kendisine bulaşmadığı sürece rakamdan ibaret kalmaktadır. Sadece başımıza gelince değil, hasta olan insanların halleri bizim için emsal olmalıdır.
Bu zorlu dönemde başta sağlıkçılarımız olmak üzere denetimlerini sürdüren ve toplum sağlığını korumak için uğraşan polislerimize, jandarma teşkilatlarımıza, belediye zabıtasına ve toplum sağlığını korumak için çaba gösterip emek veren herkese şahsım adına teşekkür ediyor ve minnetlerimi sunuyorum, herkese sağlıklı ve saygılı günler diliyorum.
Saygılarımla…
Bakmadan Geçme




