Savaşa hayır, barış hemen şimdi!

Yaygın adı ile 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü, Ödemiş’te yapılan bir dizi etkinlik ile kutlandı. Tüm Türkiye çapında yapılan bu etkinliklere sadece kutlama demek bence haksızlık olur çünkü bu kutlamaların içinde anma da vardır. 1850’li yıllarda ABD’de hayatlarını kaybeden işçi kadınlar başta olmak üzere tüm dünyadaki emekçi kadınların anılması.

Tarihçesini önceki yazımda belirtmiştim.

Ortadoğu genelinde süren savaşlar ve pandemi nedeniyle birkaç yıldır ara verilen veya iptal edilen etkinlikler bu yıl daha anlamlı hale geldi. Elbette Ukrayna’da süren işgal ve sonucunun nereye varamayacağı belli olmayan savaş şartları unutulmadan.

İki gün süren etkinlikler boyunca hem kadın emeği hem de savaş karşıtlığı ön plana çıktı.

Ödemiş Belediyesi, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği ve Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi işbirliğiyle düzenlenen Mimoza Kadın Festivali’nde; kadınların emek, hak ve eşitlik mücadelesinin insanlık tarihinin en köklü ve en büyük mücadelelerinden biri olduğunu vurguladı.

Eski Salı Parkı Pazarı’nda Ödemiş Belediyesi, Ödemiş Kent Konseyi Kadın Meclisi, ÇYDD Ödemiş Şubesi ve Ödemiş Berberler ve Kuaförler Odası işbirliğiyle düzenlenen Mimoza Kadın Festivali, yağışa rağmen ilgi gördü.

Ödemiş Belediyesi Kadın Yaşam Merkezi’nde devam eden kurslarda ortaya çıkan el emeği göz nuru eserlerin de sergilendiği Mimoza Kadın Festivali’nin açılışında konuşan Başkan Mehmet Eriş, “Kadınların emek, hak ve eşitlik mücadelesi, insanlık tarihinin en köklü ve en büyük mücadelelerinden birisidir” dedi.

Konuyla ilgili geniş bilgileri ilgili haberlerden takip etmişsinizdir.

İlkkurşun Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi köşesinde yeni hizmete giren sergi salonunda açılan Nesrin Öcal’ın Oya ve Dantel Sergisi de çok güzeldi.

Günün akşamında da ÇYDD Ödemiş Şubesi tarafından hazırlanan müzikli gösteri kültür merkezi salonunda yapıldı. Şarkı ve şiirlerin okunduğu gecede, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım başta olmak üzere Anadolu’da Osmanlı’dan Türkiye Cumhuriyeti’nin son dönemde ön plana çıkmış öncü kadınların hayat hikayeleri canlandırıldı. Ödemişli ilk muhtarlardan Ümmü Türe’den kurtuluş kahramanı Kara Fatma’ya, Sabiha Gökçen’den Türkan Saylan’a, Muazzez İlmiye Çığ’dan Bahriye Üçok’a, Afife Jale’den Keriman Halis Ece’ye, Halide Edip Adıvar’dan Süreyya Ağaoğlu’na ve Türkan Saylan’a başarılara imza atmış 15’e yakın kadın anıldı.

Benim de Nazım Hikmet’in ‘Kadınlarımız’ ve ÇYDD’li gençlerle birlikte okuduğum Adnan Yücel’in ‘Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek’ şiirleri de geceye renk kattı. Bazı arkadaşlar ‘Biraz fazla bağırdın’ dediler ama ‘salonun mikrofonuna alışık olmamaktan ve biraz da heyecandan olsa gerek’ deyip geçiştirdim hemen konuyu… Geceye emek veren tüm arkadaşlarıma teşekkür ederim.

Ertesi gün de Eğitim-Sen ile Tüm-Bel-Sen ilçe temsilcilikleri tarafından düzenlenen Ahura konseri de bana göre müthiş idi. Salona asılan ‘Savaşa inat barış hemen şimdi’ pankartı da anlamlı idi.

İzmir merkezli bir ritim topluluğu olan Ahura grubu, geceye katılanlara Türkçe’den Arapça’ya, Kürtçe’den Ermenice’ye çok güzel ezgiler seslendirdiler. Ezgileri en önde büyük bir dikkatle izlerken, sanatçılardan, “Burada felsefe yapmıyoruz, müzik yapıyoruz; gülümseyin biraz!” uyarısı aldık.

Def ağırlıklı bir müzik topluluğu olduğu için üç-beş şarkıdan sonra sıkılırız diye düşünmüş yanımdaki arkadaş ama konseri sonuna kadar büyülenmiş vaziyette izledik. Bol bol alkışladık. Ezgilerin ve dillerin kardeş olduğunu bir kez daha anladık. Savaşa hayır, barış hemen şimdi!