Sanatın dinleme notası ve rotası
Konuşmak kadar dinlemek de bir sanat. Güzel sözcükleri bir oya gibi kullanıp yüreklere işleyebilmek, ayrı bir...
Konuşmak kadar dinlemek de bir sanat. Güzel sözcükleri bir oya gibi kullanıp yüreklere işleyebilmek, ayrı bir meziyet. Etkili hitap, güzel konuşmak, sözcüklerle insanları yönlendirebilmek, elbette iyi bir alt yapı istiyor. Birikim yapmak, okumak, yorumlamak, düşünmek, gezmek ve etkin bir şekilde dinlemek…
Son zamanlarda katıldığım etkinliklerde dikkatimi çeken en önemli konu, insanların konuşmaya çok eğilimli olup dinleme konusunda sabırsızlık göstermeleri, hatta dinlememeleri. İster gönüllü ister gönülsüz katılmış olsun anlatıcıyı, karşıda konuşanı yarıda kesmek, müdahaleci bir üslupla konuyu bölmek, hatta konuşan kişiyi yönlendirmeye kalkmak gibi bir tavır sergiliyor birçok insan. Bu da haliyle hazırlık yapıp belli bir plan üzerinden anlatımını devam ettirmeye çalışan insanların motivasyonunu bozuyor. Verilen emeği bir çırpıda hiçe indiriyor. “Hadi arkadaşım, buyur sen anlat desen” bu tavırda olanların çoğunun anlatacağı bir şey de olmayacaktır. “Ben her şeyi bilirim” havasına girdikleri için bilgiye kapalı olan insanlar, neden bu ortama katılırlar onu da bilmem… Gerçi bazen ikili konuşmalarda veya küçük gruplarda bile benzer tutum sergileyenler olabiliyor. Dinleyen, her zaman konuşandan daha kazançlıdır oysa ki…
Öğrenme sabırsızlığı çekiyor birçok insan maalesef. Zamanın getirisi midir bilmem. Her bilgiye çok hızlı ulaşmak ama çok emek sarf etmeden bunu elde etmek… Günümüz anlayışı bu galiba.
Bir de selam vermeme, görmezden gelme huyu olanlar var. Nezaket kurallarını yeniden mi anlatmalı acaba bu insanlara? Bir tebessüm, ufak bir selam vermek, yerine göre “Nasılsın?” diye hatır sormak, bu kadar zor mudur? Kendiyle, çevresiyle barışık olan insan, biraz da insanlıktan nasibini almışsa hiç de zor olmasa gerek bu.
Nezaket gereği, bir tebessüm, güzel bir söz, biraz incelik, güzellikleri de beraberinde getirebilir. Ortamı değiştirebilir, kırgınlıkları ortadan kaldırabilir, gerginlikleri yok edebilir ve iyi gelişmelerin oluşmasına ortam hazırlayabilir. Ne dersiniz?
Eylül’e veda
dalında gittikçe ballanırken yemiş
elveda demenin vakti
elveda
gittikçe solan zamana
elveda
yakan güneşe
koskoca mavi gülüşlere
elveda…
merhaba
sabahın iç ürperten serinliği
merhaba
paletimin sıcak renkleri
sarı, turuncu, kırmızı
merhaba
göğümün yaşı
yılımın
bereketi
beklentilerin
durağı
merhaba…
Bakmadan Geçme





