SANA İHTİYACIMIZ VAR!
Sevgili dostlar, herkese mutlu ve huzurlu bir gün diliyorum. Sağlık, huzur ve şans sizlerin yakasını hiç...
Sevgili dostlar, herkese mutlu ve huzurlu bir gün diliyorum. Sağlık, huzur ve şans sizlerin yakasını hiç bırakmasın.
Dün şehrimizde traktör ve motosiklet kullanıcılarından ayrıntılı ancak eski model araçlardan çok bahsedememiştim. Bana ayrılan satır ve sütuna riayet etmeliyim çünkü.
Neyse, ilk bu şehre gelip gitmeye başladığımda fark ettiğim üçüncü ayrıntı olan eski model araçlar benim farklı algılamama sebep olmuştu.
Sonra öğrendim ki hayvancılık ve tarımla yoğrulan bu şehrin insanları, bu otomobilleri ürünlerini taşıdıkları ya da arazilerine gittikleri araçları olarak kullanılıyormuş. Ve o evin ikinci ya da üçüncü aracı konumundaymış.
Ben de başlangıçta insanların fazla dejenere olmadığı, paraya ve mala mülke tamah etmediği, Polyanna misali bir şehir profili algılamıştım (!). komik değil mi?
Efendim bendeniz Türkiye’de Trabzon, İstanbul, Antalya, Ankara. İzmir beşgenine, doğum yeri, lise, üniversite, iş hayatı, evlilik derken yaşama imkanı bulduğum bu şehirlerin en sonuna Ödemiş’i de bir şekilde dahil ettim. Ödemiş’in tirajı yüksek gazetesi Küçük Menderes’e köşe yazarlığı yaptığım sıralarda “Televizyon işine de el atalım” dedik ve iş ortağımla birlikte “Medya işi uzaktan yürümez” diyerek İzmir düzenimi çok da sekteye uğratmadan (çoktan yerle yeksan oldu. Çünkü gidemediğin yer senin, başında durmadığın iş de sana ait kalmıyor maalesef) uzun süredir buraların havasını soluyorum.
Başka şehirlerde belirli sebeplerle bulunmam neticesinde ve ara ara yurt dışı çalışmalara da ön ayak olmam hasebi ile çokça insanın hayatına dokunmuş, geleceğine artı yönde elimden geldiğince beyaz sayfalar açmaya gayret etmişimdir. Şükür ki sevgili Tanrım, beni bu yönde yürümem ve kalmam adına desteklemiştir.
Konumuza yine devam edelim; şehrimizin cennet, doğası, tarihi kültürü, toprağının verimliliği, dejenere olmamış insanının saflığı ve güzel yüreği ile birçok şehrin karmaşık ve bencil hayatından uzak yaşanası yer olduğunu her ortamda söylüyorum. Ve fakat bu anlatacağım durumu Antalya’da da yaşamıştım.İnsanlarının bazılarının tembelliği, bencilliği, kendi yöresi içindeki insanını desteklemekten daha çok dışarıdan şehrine her ne hususla olursa olsun gelenlere kör topal inandığı ve hatta bu yüzden çokça insanının üzüldüğüne de şahitlik yapmışımdır.
Yaşadığı şehrin gelişimine, değişimine bir tuğla koyanın, koymaya çalışanın koluna girmeliyiz bence. Bu şehri geliştirmek; çalışmakla, birlik olmakla, fikre açık hizmete açık insanlarla kol kola yürümekle olur. Faydamız gelecek nesillere ancak bu şekilde kalabilir diye düşünüyorum. Yoksa bu yönetimin yaptığını diğerinin bozması ya da bozulmaya layık saçma işlerin yapılmış olması, şehre ve insanların değişimine ve gelişimine vurulan en büyük sektedir. Bunu bilerek çalışalım.
Öncelikle üzmek ve üzülmemek için Ödemiş halkını yapılan her çalışmaya değer katacağı inancını yerleştirmek lazım ki bu da eğitimle olabilir/olmalıdır. Eğitim derken öyle klişe işler manasında değil, en önce her “bireyin kendisinin en kıymetli” olduğunun gerçekliğine vardırılmalı. [Bu konuda danışmanlık yapmaya ihtiyaç halinde ben de hazırım. Zaten içinde eğitim olan her işin başında beni muhakkak koyun lütfen (ilk okul mezunu olsam da (!) (!))] Çünkü kendini sevmeyi ve ona inanmayı başaran insan, ancak başkalarına sevgi ve saygıyı geliştirebilir. Ve böyle insana da çokça konuşmaya ve anlatmaya gerek duyulmayacaktır. Kendine yapılmamasını istemediği hiçbir şeyi başkalarına yapmayacağı gibi kamu malı olan hiçbir değere de zarar vermeyecektir. Ve sana ihtiyacım var, sen yoksan bir eksiğiz klişeleri, inanın birçok işte iyi sonuçlar doğuruyor.
“Ödemiş’in gelişmesi için SANA ihtiyacımız var”, “SEN yoksan bir eksiğiz ve başarmamız çok zaman alacak” gibi sözlerle karşındaki kişiye en kıymetli olarak baktığımızda ve ona ihtiyacımız olduğu hissettirildiğinde inanın herkes kendine de bu oyunda bir rol verildiği için çok mutlu olacaktır.
Ve mesela yerlere çöp attığında kendi emeğine zayi verildiği için yapmayacaktır. Yollarda araç kullanırken, saçma sapan park yapıp (ikinci yer) arkadan gelen araçların geçişine mani olmayacaktır. Bazı şeyleri başkalarından beklemek yerine içinde kendi emeği de olduğu için sahip çıkacaktır. Ve bütün bunların hepsinin sinerjisini yaratmak, sadece topyekun eğitimle olacaktır.
Önce aynadakine, sonra gözünüzün içine sevgiyle bakan herkese kıymet veriniz lütfen. Sağlıkla ve sevgiyle kalınız. Yarın görüşmek üzere.
Sevgiler…
Bakmadan Geçme





