Sağlık ille de sağlık…
Yazılarımı takip eden okuyucularım da bilecekler ki geçtiğimiz hafta Ödemiş Devlet Hastanesi'nde kasık fıtığı ameliyatı oldum....
Yazılarımı takip eden okuyucularım da bilecekler ki geçtiğimiz hafta Ödemiş Devlet Hastanesi’nde kasık fıtığı ameliyatı oldum. Yaklaşık 1 haftadır da evimde dinleniyorum. Oturup kalkabiliyor, gündelik işlerimi yapabiliyorum. İki gündür de dışarı çıkıp yürüyüş yapabiliyorum. 10 günlük bir raporun ardından Pazartesi günü yeniden işime dönebileceğim.
Fıtığın ana nedeni bilindiği gibi kabızlık ya da ağır kaldırma. Benimkisi ağır kaldırmaktan ziyade kabızlık. Bilebildiğim kadarı ile 10 yıldan buyana kabızlık sıkıntısı çekiyorum. Takipteyim ama ortada belirgin bir kaynak da yok. 20 yıl gazete ile yakından ilgilenme, gündelik iş güç derdi ve ülkenin içinde bulunduğu durumu hesap ettiğimizde fıtık olmamak sanıyorum oldukça zor olsa gerek.
10 günlük süre içinde arayan soran ve geçmiş olsun diyen tüm dostlara teşekkür etmekle birlikte anladım ki ülkemizde birçok kişi bu kabızlık ve fıtıktan da şikayetçi imiş. Gündelik stres ve gerginlik de birçok insanın yaşamak zorunda olduğu bir vakıa imiş.
Kabızlık konusunda dikkat edilmesi gereken önemli bir konu da beslenme alışkanlıkları…
Toplum olarak düzenli beslendiğimiz söylenemez. Üstüne bir de yaşadığımız ya da başkalarının yaşadığı sıkıntıları dert etme duyarlılığı sinince alın size hastalık.
Belki, “Kardeşim işin gücün yerinde; neyin derdini çekiyorsun!” diyenler de olabilir ama bu iş biraz insanın yapısı ve yetişme kültürü ile bağlantılı bir konu.
Örneğin bir gazetede haftanın üç günü yazmak da belli bir duyarlılığın sonucunda ortaya çıkar. “Bana ne kardeşim ya!” diyemediğimiz için… Ya da “Memleketi sen mi kurtaracaksın Selocan!” gevşekliğinde yaşayamadığımız için…
İnsanın sağlığı yerinde olmayınca sağlıklı bir düşünce yapısına da sahip olamıyor. Bu nedenle ameliyat sonrası 18 Kasım tarihinde yazdığım ‘Teşekkür’ yazının ardından yeni bir yazı yazamamıştım. Gazete yönetimi de yerimin boş kalmaması adına önceki yazılarımdan birini yeniden yayınlamıştı. Bu nedenle hem yeniden eski bir yazı ile karşılaşmayasınız hem de sorumluluğumu yerine getirmek adına yeni bir şeyler karalamaya karar verdim.
Bu arada, Küçükmenderes Gazetesi de yeni kadrosu ile 1 yılını geride bırakmaya hazırlanıyor.
1 Ocak 2017 tarihi ile yeni kadrosunun denetiminde yayına devam eden Küçükmenderes Gazetesi, hem sayfa sayısını arttırdı hem de eski sahiplerine ödemelerini düzenli olarak yaptı.
Ödemeler demişken; bunlar da kamuoyunda konuşulduğu gibi öyle yüksek rakamlar falan değildi. Çalışanların hakları ile gazetenin birikmiş borçları diyelim yeterli açıklama olsun. Ve çalışanların sosyal hakları ile borçların ödendiğini söyleyelim kapatalım konuyu.
Gazete ile etkin bir şekilde ilgilendiğim dönemlerde söylediğim bir cümle vardı: “Birileri şu gazeteyi yürütse de ben de sadece yazı yazsam”
Eh bu da gerçekleştiğine göre belki yeni yılda yeni projeler içinde olabiliriz. Bilindiği gibi benim yönetimimde yayınlanan Ödemişçe Dergisi de periyodik bir yayına dönüşme uğraşısında. Yeni projelerimizi Ödemişçe etrafında şekillendirebilirsek ne mutlu.
Hepinize sağlıklı günler dileğiyle…