• Haberler
  • ihale
  • Roma'da doğmak… Hayatta mısın, evlat mısın, köle misin?

Roma'da doğmak… Hayatta mısın, evlat mısın, köle misin?

Bir Roma ailesinde 'paterfamilias' yani aile reisi figürü oldukça önemliydi. O, 'patriapotestas'ın yani otoriter gücün tek...

Bir Roma ailesinde “paterfamilias” yani aile reisi figürü oldukça önemliydi. O, “patriapotestas”ın yani otoriter gücün tek sahibiydi. Ailede tam anlamıyla Romalı olan tek kişi oydu. Eşinin, çocuklarının, kölelerinin, kölelerinden olan çocuklarının ve malının tek sahibi ve yöneticisi de oydu. Vatandaşlık hakkı ve ceza hukuku, Romalı aile reisine olağanüstü haklar tanıyordu. İşte Romalı bir çocuğun yaşam hakkı da aile babasının elindeydi. Günümüzde tartışılan doğmamış çocuktan kurtulma yani kürtaj uygulaması, Romalılar için alışılagelmiş ve gayet yasal bir uygulamaydı. Daha korkuncu ise istenmeyen çocukların, evlilik dışı çocukların ve köle kadından olan çocukların sokağa bırakılması ya da öldürülmesinin de gayet doğal ve yasal olmasıydı. Bir çocuk doğduğunda ebe tarafından yere ya da uygun bulunan bir yere bırakılırdı. Aile reisi gelip çocuğu bulunduğu yerden kaldırırsa onu kabul edip vesayeti altına aldığını, sokağa bırakmaya razı olmadığını göstermiş olurdu. Bu ritüeli gerçekleştirmezse çocuk, sokağa ya da bir çöplüğe terk edilirdi. Fiziki engelleri olan çocuklar ve evin kızının evlilik dışı doğurduğu bir çocuk, genellikle suda boğulur ya da en iyi ihtimalle yine sokağa ya da çöplüğe bırakılırdı. Romalılar, bu durumu vahşet ya da hiddet olarak algılamıyorlardı. Onlara göre bu, akılla ilgiliydi ve iyi olanla hiçbir işe yaramayacak olanı birbirinden ayırt etmek demekti.

Bu uygulamanın gerekçesi, toplumdaki sınıflara göre değişiyordu. Yoksullar, bakamayacakları çocukları terk ediyorlardı. Orta sınıf, sahip olduğu kaynağı ve ailenin geçimi için göstereceği çabayı hesaplayarak az çocuğa sahip olmayı yeğliyordu. Ayrıca eğitim ve statü de bir Roma vatandaşı için önemli olduğundan orta sınıf, yeterli eğitimi sağlayamayacağı ve bu nedenle nitelik ve saygınlıktan mahrum kalacak olan çocukları reddediyordu. Zenginlerin çocuklarını terk etme nedenleri ise genellikle miras ile alakalıydı. Örneğin, önceden kararlaştırılmış bir vasiyet varsa ve doğacak çocuk yüzünden bunun bozulması söz konusu ise çocuğu gözden çıkarmak, aile reisi için daha kolay bir seçenekti. Sonradan dünyaya gelecek çocuğun vasiyetnamede belirtilerek peşinen mirastan mahrum bırakılması gibi bir kanun olmasına rağmen Romalılar, genellikle bunu tercih etmiyordu. Aile babalarının aile içindeki yetkesinin ve toplumsal saygınlığının silahı ve simgesi vasiyetnameydi. Bu bakımdan çok önemli ve gururlanılacak bir şeydi. Çünkü bu evrak, sosyal insanın kendini saf haliyle gösterdiği ve başkalarının değerlendirmesine sunduğu bir tür itiraftı. Bu nedenle bir çocuğu mirastan mahrum bırakmaktansa ondan hiç söz edilmesine gerek olmaması yani çocuktan bir şekilde kurtulmak, çok daha mantıklıydı.

Sokağa terk edilen çocukların çok azı hayatta kalırdı. Hayatta kalan çocuklar, bir köle tüccarı tarafından başkalarına satılmak üzere sahiplenilirdi ya da çok nadir olmakla birlikte zengin biri tarafından evlat edinilirlerdi. Yoksullar, çocuklarını bakamayacakları için terk ettiklerinden genellikle anne, kocasından habersiz çocuğunu komşularına ya da tanıdıklarına emanet eder ve onlardan çocuğu gizlice büyütmelerini isteyebilirdi. Bu çocuk, eğer evlat edinilmediyse kendisini yetiştiren ailenin kölesi konumundaydı.

Evlat edinme de Roma’da yaygın bir uygulamaydı. Önemli olan kan bağı değil, aile adıydı ve evlat edinilmiş çocuğun aile adını devam ettirmesi ve aile adını yüceltecek işler yapması esastı. Soylu birinin iyi yetişmiş genç bir erkeği evlat edinerek onu varisi ilan etmesi, kendisine yaraşır bir halef seçtiği için gurur duyulacak bir eylemdi.

Roma toplumunda erkek evlatlar, kızlardan daha değerli görülürdü. Bu nedenle bir kız çocuğunun doğduktan sonra bir erkek çocuğa göre sokağa terk edilmesi ya da öldürülmesi daha olasıydı. Fakat evlat olarak kabul edildikten sonra erkek çocuklar kadar olmasa da onlar da belli olanaklardan yararlanabiliyorlardı. Örneğin, Roma’da eğitim oldukça önemliydi ve kız çocuklar da erkek çocuklarla beraber karma bir okulda 12 yaşına kadar eğitimlerine devam edebiliyorlardı. Bu yaştan sonra varlıklı erkek çocuklar, eğitim almaya devam ederlerken kız çocukların eğitimine son veriliyordu. Bu zamana kadar ve bundan sonra kızlar, annelerinden ve varsa sütanneleri yahut dadılarından ev işleri, ev nasıl yönetilir, kadının ev içindeki görevleri nelerdir gibi toplumun bir kadın için öngördüğü davranışları öğrenirlerdi. Zaten bu yaşa gelmiş bir kız, evlilik çağına gelmiş sayılır ve babası ne zaman isterse onu eş olarak birine verebilirdi. Bir kız evlat, evlendikten sonra yeni ailesinin reisi kim ise onun vesayeti altına girer, eski ailesiyle hukuken hiçbir akrabalığı kalmazdı.

Roma ailesinde bir evlat, babasına karşı itaatkar olmalıydı ve genellikle olurdu da. Çünkü babası tarafından mirastan men edilme tehlikesi ile karşı karşıyaydı. Babasının vesayeti altında bulunan bir erkek, hiçbir şekilde vasiyet hazırlayamazdı. Belli bir yaşa gelene kadar kimseden borç alamazdı. Roma kanunlarına göre aile reisi, isterse evladını ölümle bile cezalandırabilirdi. Zaten her şeye sahip olan ve herkesin hakimi olan aile reisi, varsa aile bireylerinin kendi çabasıyla edindiği kazancın da mutlak sahibiydi. Yani gelir nereden ve aileden kime gelirse gelsin bunun tasarrufu da babanın elindeydi. Aile içinde düzenlenen basit dini törenlerde rahip rolünü üstlenmek de yine aile reisinin göreviydi. Bu ayrıcalık da kendisinden sonra aile reisi olan oğluna ya da oğullarına geçerdi.

Bir aile reisi öldüğünde aile, erkek çocuk sayısınca yeni ailelere bölünebilirdi. Baba ölmeden kişi ister yetişkin olsun, ister evli ve çocuk sahibi olsun aile babası ya da Romalı vasfını alamıyordu. Bir kız da aile reisi hayattayken kesinlikle kendi kocasını seçme hakkına sahip değildi. Bu kadar çok hakka sahip olan babanın ölmesi, eğer mirastan men edilme gibi bir durum söz konusu değilse mirasın habercisi ve bir tür köleliğin sonu demek oluyordu. Bu nedenle Roma’da baba katli, o dönemde diğer toplumlara göre daha sık görülen bir olaydı.

Velhasıl hayatta kalma, hak sahibi olma ve özgürlük bakımından Roma’da çocuk olmak, günümüzde çocuk olmakla karşılaştırılamayacak ölçüde güçtü.

[email protected]

İnstagram kullanıcı adı: velhasilfiliz

Bakmadan Geçme