Psikologlara Karşı Önyargılar
Psikoloji, daimi olarak değişen ve gelişen bir alan olmasına rağmen ülkemizde hak ettiği değeri henüz bulamamakta....
Psikoloji, daimi olarak değişen ve gelişen bir alan olmasına rağmen ülkemizde hak ettiği değeri henüz bulamamakta. Bu durumun nedeni ise toplumca sahip olduğumuz bu alana dair önyargılar. Ön yargılar, yaşamımızı şekillendiren duvarlar gibi. Doğduğumuz andan itibaren neyin doğru ve neyin yanlış olduğu, önce ailemiz sonrasında toplum tarafından öğretiliyor. Farklı düşünceler ürettiğimizde dışlanma ya da kabul görmeme ihtimaliden dolayı da genele yani topluma uymaya çalışıyoruz. Peki nedir bu alana dair önyargılar?
Deli doktoru: Evet hala böyle düşünenler var. Hem de yaşını başını almış teyzeler dedeler değil, genç olarak nitelendireceğimiz insanlar da bunu düşünüyor. Hayır, psikologlar deli doktoru ve psikologa giden kişiler de deli değildir.
İlaç yazmıyorlar ki: Evet yazmayız çünkü bu psikiyatristlerin görevi. İnternette, orada burada doğruluğu tartışılır bilgiler okunup duruma yönelik tanı konup bu tanı doğrultusunda hangi ilacın nasıl kullanılması gerektiği düşünülüyor. Dolayısıyla terapi yöntemi gereksiz görülüyor. İlaç kullanımı, çok hassas ve dikkatle takip edilmesi gereken bir durumdur. Her ilaç herkes için uygun değildir ve ölçeklerine çok dikkat edilmesi gerekir. Psikologların tedavi şekli terapidir. Gerekli durumlarda hem terapi hem de ilaçlı tedavi bir arada götürülmelidir.
O kadar gittim, hiçbir şey değişmedi: Yaşanan en temel sorunlardan biri de bu. Psikologa gidilen ilk seans sonrası bütün sorunların çözüme kavuşmuş olması beklenir. Bu beklentinin arkası doğal olarak hayal kırıklığı yaşamaktır. Sorun her neyse, 50 dakika gibi kısa bir sürede oluşmadığına göre bu kadar kısa bir sürede sonlanması beklemek… Psikolog olarak gizli güçlere ya da sihirli bir değneğe sahip değiliz ve bazı şeyler zaman alır.
Haftaya kaldığımız yerden farklı başlıklarla devam ediyor olacağız.
Daha önyargısız düşüncelerde görüşmek dileği ile.
Bakmadan Geçme





