- Haberler
- Pasta aynı, dilim küçülüyor
Pasta aynı, dilim küçülüyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’ne göre avukatlık için sınav şartı getirildi. Konuyla ilgili...
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklanan Yargı Reformu Stratejisi’ne göre avukatlık için sınav şartı getirildi. Konuyla ilgili açıklama yapan Özata Hukuk ve Danışmanlık’ın da sahibi Avukat Müge Özata, ”Öncelikle hem devlet hem de vakıf üniversitesi bazında Türkiye’de çok fazla hukuk fakültesi bulunuyor. Bu okulların öğrenci kontenjanları da çok fazla arttırılmış durumda. Şu anda ülkemizde 200 bin çalışan avukat varken 20 bin civarında da ruhsat bekleyen meslektaşım bulunuyor. Aynı zamanda da üniversitelerde okumakta olan ve gelecekte bu mesleği yapmak isteyen çok fazla öğrenci var. Ülkemizde seksen beş tane hukuk fakültesi bulunuyor. Adım başı hukuk fakültesi var dememiz yanlış olmaz diye düşünüyorum” şeklinde konuştu.
”Sınav, uzun yıllardır tartışılıyor”
Özata, pastanın aynı olduğunu ancak payın mezun sayısı arttıkça küçüldüğünü de dile getirerek,”Mesleki olarak küçülen pay, ekonomik olarak da mesleğimizi olumsuz etkilemekte. Bu sınavın yapılmasının sebeplerinden bir tanesi bu dengesizliğin önüne geçmek diye düşünüyorum. Geçtiğimiz günlerde Türkiye Barolar Birliği kapsamında bir toplantıya katılma fırsatım oldu. Toplantıda Ceza Hukuku Profesörü Feridun Yenisey de vardı. Konuşmasında ‘Son dönemdeki hakim, savcı ve avukatlara baktığımda hukukçu yetiştiremediğimizi görüyorum, artık yok’ dedi. Bu, ne yazık ki hepimiz adına çok üzücü bir cümle. Kendisinin vurgulamak istediği, aslında fakülte eğitiminin içinin boşaltılması, eksik bilgilerle öğrencilerin donatılmasıydı. Bu sınavların getirilmesi, uzun yıllardır tartışılıyor. Yeterlilik sınavlarını başarıyla tamamlayamayanlar için ‘Adliyelerde memur olarak istihdam edilsin, herkes avukat olamasın’ düşüncesi de hakim tabi ki” dedi.
”Hakim ve savcıların bariz hatalar yaptığını görüyoruz”
FETÖ operasyonuyla görevden alınan çok sayıda hakim ve savcının ciddi açıklar oluşturduğunu belirten Özata, ”O dönemde görevden alınanların yerine 2500-3000 kişilik alımlar yapıldı. Fakülteden mezun olanlar, Hakimlik ve Savcılık Sınavı’na girerek bu yerleri doldurdu. Normalde Hakimlik ve Savcılık Sınavı’nda baraj yetmiş puanken o dönemde barajı kaldırdılar ve seviyeyi düşürdüler. Dolayısıyla başarı oranı olarak da bakıldığında yargıdaki seviyenin düştüğünü görüyoruz. Hakim ve savcıların çoğunun da gözle görülebilir bariz hatalar yaptığını da gözlemlemekteyiz. Sesimizi çıkarmak istediğimizde tepkilerini çok çabuk belli ettiklerini görüyoruz. Günümüzde hakim ve savcılar, ‘Araştırıyım, öğreneyim’ mantığı ile değil de ‘Benim dediğim doğru’ mantığıyla hareket ediyor. Bu da yargı sürecinde çok büyük sıkıntılar doğuruyor” ifadelerini kullandı.
”Tüm fakülteler, eşit seviyede eğitim vermeli”
Konuşulan sınavın çok daha önce yapılması gerektiğini kaydeden Avukat Özata, ”Şu anda sınavdan çok daha önemli bir önceliğimiz var. Şu anda fakültelere alım sıralamaları 100 binlere gerilemiş durumda. Bu da ilk 100 bine giren kişinin tercihlerine hukuk fakültesi yazabileceği anlamına geliyor. Öncelikle başarı sıralamasının düzenlenmesi ile önlem alınabilir. Bu sınavda da şu şekilde bir adaletsizlik olabileceği taraftarıyım. Evet, seviye belirlenmeli ancak eğitim verilen hukuk fakültelerinin de eğitim seviyesinin eşitlenmesi lazım. Tüm fakültelerde aynı seviyede eğitim vermelisin ki sınav adaletli olabilsin. Üniversitelerin birbirleriyle eğitim seviyelerini hizalamayıp farklı fakülte mezunu hukuk öğrencilerini tek bir sınava tabii tutarsan başarısızlığın bazısı da okulun başarısızlığı olacaktır” cümlelerini kullandı.
”Eğitimli gençlerin Ödemiş’e dönmesi çok büyük avantaj”
Ödemiş’te son dönemde genç avukat sayısının çok fazla arttığına dikkat çeken Özata, şunları ekledi: ”Eğitimli gençlerin Ödemiş’e dönüyor olması, Ödemiş için büyük bir avantaj. Fakat avukatlar açısından olumsuzluk yaratıyor. Ödemiş’in nüfusunda hızlı bir artış olmamasına karşın avukat sayısında hızlı bir artışın olduğunu görüyoruz. Burada az önce söylediğim gibi pasta aynı ama yiyen sayısı arttıkça dilimler küçülüyor. Bizim iş kapasitemiz ve kazancımız açısından zararı var demek mümkün. Bunun dışında Ödemiş açısından eğitimli, genç ve dinamik kesim Ödemiş’e dönüyor. Bu, Ödemiş’in kalkınması ve gelişmesi için çok yararlı.”
Ece Köseoğlu
Bakmadan Geçme





