Özgecan, idam ve eğitim
Mersin'de yaşanan canice olayı biliyorsunuz, özetlememe gerek yok… Şahsen ifadeleri duydukça ve okudukça içim ürperiyor… Nasıl...
Mersin’de yaşanan canice olayı biliyorsunuz, özetlememe gerek yok… Şahsen ifadeleri duydukça ve okudukça içim ürperiyor…
Nasıl oluyor da böyle bir olay yaşanabiliyor, bir insan başka bir insanın hayatına kıyabiliyor? Bilincim ve aklım almıyor…
Şimdi herkes, olayla ilgili yorumlarda bulunuyor, büyük olasılıkla da ‘idam’ ve ‘hadım’ gibi cezaların verilmesi gerektiğini söylüyor…
Dün (pazartesi) yaptığımız protesto eyleminin ardından derse girmeden önce bir yerde öğlen yemek yiyorum… Okulumuzdan biri kız biri oğlan ellerini birbirlerinin bellerine atmış bir şekilde lokantanın önünden geçiyorlar. Malum, mevsim kış olduğu için giyimleri kuşamları da yerinde…
Lokantaya giren birkaç kişi, önlerinden geçen gençleri yiyecekmiş gibi süzdükten ve gençlerin ardından bir iki olumsuz söz söyledikten sonra içeri girdiler. TV’de Özgecan’ın öldürülmesi ile ilgili bir haber vardı…
“İdam edeceksin böylelerini idam!”
Biraz önce geçen gençlere yiyecekmiş gibi bakan ve arkalarından muhtemelen küfürlü konuşan vatandaşlar, ‘idam’ istiyordu Özgecan’ın katiline…
Halbuki kendisinin yaptığı iş de idamını istediği adamın yaptığından pek farklı bir iş değildi!
İşte burada, ‘Benzer sorunların altından nasıl kalkacağız!’ sorusu akla geliyor.
Ben kestirmeden diyorum ki biz çocuklarımıza, gençlerimize çağdaş bir eğitim verirsek en azından bu tür olayları azaltabiliriz. Eğer bir insan, çocukluğunda aile ve okul ortamında sağlıklı bir cinsel eğitim alamamış ise, her gördüğü karşı cinsten insana cinsel obje gözü ile bakıyorsa cezası idam da olsa bu ve benzeri sorunların üstesinden gelemeyiz.
Töre ve kadın cinayetlerinin altında yatan gerçek de budur.
Adam, kızının ya da kardeşinin bir başka erkekle konuştuğunu ya da telefonlaştığını görüyor ya da duyuyor, ‘Namus elden gitti’ yorumunu yaparak ‘gereğini’ yerine getiriyor!
Sendikamızın dün yaptığı basın açıklamasındaki ifadeleri sanıyorum gazetemizin diğer sayfalarında okuyacaksınız. Ne yazık ki bu coğrafyanın iklimi böyle.
Futbol maçı izleyen erkekleri gözlemleyin… Bütün eleştiriler ve olumsuz yaklaşımlar, belden aşağı kelimelerle süslenip zenginleştirilmiyor mu?
Sonra bu ülke nüfusunun %99’unun Müslüman olduğu söyleniyor ama ne hikmetse anaların ve kadınların yerinin ayrı olduğu ifade edilen bu iklimde kadın cinayetlerinin önü alınamıyor!
Ben, her olayda idama karşı oldum… Hâlâ da idam cezasının olayları önlemede çok önemli bir faktör olacağını sanmıyorum. Tamam Özgecan’ın öldürülmesi ve benzeri olaylarda cinayet sabit olabilir ama kimi olaylar var ki yılar sonra suçsuz olduğu anlaşılabiliyor ve bunun dönüşü olmuyor. Cezalandırma, evrensel hukuk değerleri göz önünde tutularak yapılmalı ve mutlaka en kısa sürede yerine getirilmelidir…
Fakat idam cezasının uygulandığı İran’da tecavüzcüsünü öldüren kadının idam edilmesi olayında da görüldüğü gibi her ikisi de idam edileceğini bildiği halde yapacağından vazgeçmiyor!
Bugün kız ve erkek çocuklarımızın birlikte okuduğu karma eğitim, Milli Eğitim çevrelerinde tartışılıyor ve kaldırılması teklif ediliyorsa durup düşünmemiz gerekecek…
En sağlıklı çözüm, çocuklarımızı bilimsel ve demokratik eğitimden geçirmektedir.
**
Üstteki yazım 2015 yılının Şubat ayında yayınlanmış. Resim de aynı tarihte konuyla ilgili Ödemiş Emniyeti önünde yaptığımız sendika basın açıklamasından.
Bugün asansördü, battaniyeydi ve yorgandı derken kendini din bilgini yerine koyan, yaşını başını almış kimi soytarıların uçkur bağlantılı yorumlarını duydukça, inanın nerede bu ülkenin gerçek din bilginleri, ilahiyatçıları, üniversite profesörleri ve rektör ve dekanları diye sormadan edemiyorum.
Olur olmaz konularda yan yana dizilip açıklamalar yapan üniversite çevreleri, bir gün de şu kendini din bilgini yerine koyan soytarılar için de toplanıp ‘komiksiniz’ deseler ya!
Dinimizi ve toplumumuzu gülünç duruma düşürüyorsunuz deseler ya!
Yoksa onlar gerçek de biz mi komiğiz!
Bakmadan Geçme





