ÖZDERE GÜNLÜĞÜ-6
Erken döneceğiz Başkent’e /27 Ağustos Salı Doktorumuzun uyarısı var: Daha çok antibiyotik yüklersem ileride bağışıklık kazanmış...
Erken döneceğiz Başkent’e /27 Ağustos Salı
Doktorumuzun uyarısı var: Daha çok antibiyotik yüklersem ileride bağışıklık kazanmış olursunuz. Hiçbir işe yaramaz. Bir an önce cerraha görünün! Terzi kendi söküğünü diksin! Hiçbir cerrah, bir başkasının ameliyat yerine bakmaya yanaşmıyor. Çünkü neler yapıldığını bilemiyor! Yeni bir şey daha öğreniyoruz. Gönlüm, hiç gitmekten yana değil Başkent’e… Öyle özlemişim ki dingin ortamı, denizi!
Dostlar çoğalıyor /28 Ağustos Çarşamba
Batıkent Lisesi’nden öğretmen arkadaşım Arefe ile buluştuk. Eczacımız Batıkent’ten. İlaç alırken sohbet ediyorlar. Tanışıyorlar. Bizim burada olduğumuzu öğreniyor. Telefon ediyor hemen. Eski sokağımızdaki Selahattin Amca’nın kiracısı olmuş. Kendini sağıltmış burada! Kas yırtılması olan kolunu denizde yüze yüze açmış. Ameliyattan kurtulmuş. Kankası öğretmen arkadaşımız Serpil’in onda kalan acısını hafifletmiş. Kollarında can vermişti Serpil. Kızını da emanet etmiş! Okuldayken ona “Bayan Kahkaha”, bana da “Bay Kahkaha” derlerdi. Şakayı en erken fark edip makaraları koyverirdik! Öylesine şen günlerdi…
Taze tarhana çorbası /29 Ağustos Perşembe
Arefe, yeni yaptığı tazecik tarhanasıyla bize uğradı. İçeyim de daha çabuk iyileşeyim diye! Lisedeki güzel anılarımızdan söz ettik. Kahkahalarımız yine birbirine karıştı. Özdere’yi sevmiş! Bizim de burada olmamız mutlu etmişti onu. Elbette bizi de… Hayatı, tam bir roman Arefe’nin!
Varoluşumuzun günü /30 Ağustos Cuma
Türkiye Cumhuriyeti’nin varoluşunun günü bugün. Her ne kadar gölgelemeye çalışsa da iktidar, başaramayacaktır!
Ocağına incir ağacı dikmek! /31 Ağustos Cumartesi
Bir deyim. Yüzyılların imbiğinden süzülegelmiş. Bahçemize incir ağacı dikmiştik. Bu yıl günaşırı koparıp yiyorduk. Toprağımız kayalık. Ama gelin görün ki ağacın kolları öyle yayılmaya başlamış ki! Suyu bulacak, kanalları tıkayacak… Çözüm, kesmek. Komşumuz Kamil Ağabey, bu işi bizim adımıza yapacak. Yoksa evin temellerine incir ağacının kökleri doluşacak. Resmen kayayı delmiş! Turgut Uyar’ın “Kayayı Delen İncir” adlı şiir kitabı aklıma düşüverdi. Güzel bir çağrışım oldu!
Sahilde keyif çattık! /1 Eylül Pazar
Çevre Derneği’ndeki dostlarımız ile haberleştik. Sahildeyiz bu akşam. Herkes, evinden yiyecek-içecek-masa-sandalye getirecek. Dediğimiz gibi oldu. Üstelik iki tane saz yanında. Enişte Ferudun ile en küçük kayınbiraderim Mahmut aldılar sazları ellerine, vurdular tellerine. İçki serbest, adabıyla içilmek koşuluyla. Herkesin kendi yaptığı şarap, rakı ile satın aldıkları bira, viski, votka masada. Gayet usturuplu içiyoruz. Benim sağlığıma kavuşmamı kutluyoruz bir yerde. Öyle mutluyum ki! Tarifi yok! Sözlükte de sözcük yok anlatabilecek!
Kurtuluş Günleri /2 Eylül Pazartesi
Emperyalizmin şımarık çocuğu Yunanların denize sürüldüğü günler, Eylül’de başlar. Ardı ardına şehirlerin kurtuluş günleri yaşanır. Efelerin torunları boy gösterir meydanlarda. İleride sizinle Ahmet Zeki Muslu’nun Mor Cepkenliler (Roman, Yitik Ülke Yayınları,1. Baskı:Mart 2015, İstanbul, 440 sayfa) ve Menderes’in İki Yakası (Roman, Yitik Ülke Yayınları,1. Baskı: Nisan 2016, İstanbul, 472 sayfa) adlı Yörük Ali Efe’yi anlatan romanlarını paylaşacağım. İçim ürpererek okumuştum geçen yıl. Bulursanız şimdiden okuyun derim.
Ödemiş Kurtuluyor /3 Eylül Salı
Belediyemiz, Ödemiş’in Kurtuluşu için etkinlikler düzenliyor. Kültürel olanları ÖYKAM’da, eğlence boyutu Fuar alanında. Efeler canlanıyor gözümün önünde. Şimdi Cep Sineması olan kapalı Özler Sineması’nın çıkış kapısının yanında sırtı kambur yaşlı mı yaşlı efemiz canlanır hep 3 Eylüllerde. Kendi başına yaşardı. Kortejin en önünde onurla yürürdü. Mavzerleri, arada bir sıktıkları kuru barut atışları, coşkuyu yaşatırdı hep. Bugün de aynı heyecan yaşanıyordur. Yeniden Kurtuluş Savaşı gerekiyor mu gerekmiyor mu? Benim yanıtım belli, sizinki nasıl?
Hasretlik bitmez! /4 Eylül Çarşamba
Rahatsızlığım ve hızlı akan günler içinde annemin mezarını ziyaret edememiştim. Bugün kayınbirader ve eşiyle yola çıktık. Tire’de Kurtuluş etkinliklerine katıldık. Tire Süt Kooperatifi’nden peynirimizi -çökelek, maya peynir- aldık. Ödemiş’te öğlen olduk. Zungurlu Mezarlığı’na uğrayıp anneme dualar ettim/k. Dertleştik. İçim ferahladı. Sonrasında emmioğlumun torununu kutladık. Yeni evlenmişti. Düğününde bulunamamıştık. Hurşit’ten kebap ekmek yemeden, Hamdi-Sevinç Halis dostlarımıza uğramadan Özdere’ye dönmek olmaz/olabilemez. Aklım Ödemiş’te kalarak kaş kararmadan yola çıktık. Daha uzun zaman ayıracağız ileride Ödemiş’e… Yarın hazırlık. Cuma günü Başkent’e dönüş var. Tatili bitiriyoruz… İstemeye istemeye…
Bakmadan Geçme





