Öyle
Değişen hiçbir şey yok ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum....
Değişen hiçbir şey yok ama yine de her şey başka bir biçimde var olup gidiyor. Anlatamıyorum. Bulantıya benziyor bu, ama aynı zamanda onun tam tersi. Sonunda başımdan bir serüven geçiyor, kendimi sorguya çekince kendimin, kendim olmaklığımın ve burada bulunmaklığımın başımdan geçtiğini görüyorum. Geceyi yarıp geçen benim. Bir roman kahramanı gibi mutluyum. (Jean Paul Sartre- Bulantı)
İlk yaz vakti
Ne çok geç, ne de tazesi baharın
Ne kaçırdık, ne de yakaladık treni
Şaşkınlık binaları uzanmış boylu boyunca şehirlerimizde
Sıkılma hastalığı dilimizde
Ağzımızda çürük bir sakız
Annesinden dayak yemiş küçük, mahmur…
Kadınlar gölgesinden korkar olmuş.
Aman kahkaha atmayasın ha!
Ataerkil düzende doğmuş kız çocukları
Etek boyu uzun, edepler haddinden fazla kısa.
Emekler yarım, tedirgin
Ayaklar geri gider
İşçi yorgun, alın teri sıcak
Sigarası ise yine yarım.
Gök yine “Her şey mümkün mavisi”
Kuşlar zaten hep uçar,
Hayat kısa mı?
Bilinmez.
Son yaz vakti
“Çok geç” e çok yakın olma vakti.
Öyle…