Organizma & Algı
Dengelenme (Homeostasis) Yetersiz uyarılma organizmanın işleyişini, Aşırı uyarılma ise sağlığını bozmakta. Her iki uyarılmada organizmada gerilim...
Yetersiz uyarılma organizmanın işleyişini, Aşırı uyarılma ise sağlığını bozmakta.
Her iki uyarılmada organizmada gerilim yaratmakta ve davranışları bozmakta.
Aşırı ve yetersiz uyarımların yarattığı dengesizliği, yine organizmanın kendi iç etkinlikleriyle düzenini korumasına dengelenme denir.
Bir başka deyişle, organizmanın kararlı bir iç çevre yaratmasına “dengelenme” veya Homeostasis denir.
Buraya Dikkat:Uyarım ile tepki arasında bir boşluk vardır. O boşlukta irademiz tepkimizi seçer. Büyüklüğümüz ve özgürlüğümüz o tepkide yatar.
İrade: Bir şeyin yapılmasına da yapılmamasına da muktedir olan hayat sahibinin bu iki şıktan birine kendi isteğiyle seçmesidir.
Duyum: Organizmanın uyarıcı tarafından uyarılmasıyla gerçekleşen fizyolojik bir süreçtir. Duyum duyu organları tarafından beyne iletilir. Duyumun gerçekleşmesi birtakım şartlara bağlıdır:
*Uyarıcı kaynağının bulunması
*Sağlam duyu organlarına sahip olunması
*Uyarıcıyı ileten ortamın olması
*Sağlam beyin ve sinir sistemi
*Uyarıcı şiddetinin duyum eşikleri arasında olması
*Duyumun olabilmesi için uyarıcıya ihtiyaç vardır.
Duyumun olabilmesi için uyarıcıya ihtiyaç vardır demiş ve sonrasında da Duyum Eşiğinden bahsetmiştik.
Duyum Eşiği
Organizmanın uyarıcıları alabilme sınırıdır. İnsan organizması, kendini çevreleyen enerjilerin hepsine dayalı değildir. Örneğin insan kulağı 20 – 20000 frekanslı sesleri duyar. İşte bir organizmanın, bir uyarıcıyı fark ettiği nokta duyum eşiğidir. iki duyum eşiği vardır.
Uyarıcıların organizma (insan) tarafından alınmaya başladığı alt ve üst sınırlara Duyum Eşiği denir.
Duyum eşiği organizmanın uyarıcıları alma kapasitesini belirler.
Organizmanın uyarıcıyı almaya başladığı en düşük noktaya Alt Eşik, en yüksek noktaya da Üst Eşik denir. Başka bir deyişle, duyu organlarının uyarıcıları alma kapasitesidir.
Her organizmanın duyum eşiği farklıdır. Köpekler gibi
a. Alt Duyum Eşiği:
Duyu organlarınca farkedilebilen en hafif uyarılar sınırıdır.
Örnek; Kulak, saniyede 20 titreşimli sesleri duyar, daha alt titreşimleri duymaz.
b. Üst Duyum Eşiği:
Uyarıcıların alınabileceği en üst sınırdır.
Örnek; Kulak, saniyede 20000 titreşimli sesleri duyar, daha fazlasını duymaz.
c.Farklılaşma Eşiği:
Organizmanın, uyarıcının şiddetindeki değişmeleri fark edebilme sınırıdır.
Örnek; 20 kurabiyenin bulunduğu bir tabakta 2 kurabiye alındığında aradaki kurabiye farkı anlaşılamayabilir. Fakat beş kurabiyenin bulunduğu bir tabaktan 2 kurabiye alındığında fark hemen belli olur.
Bu konuları biraz daha açmakta fazda var;
Organizma: Çeşitli organları olan, biyolojik olaylarla büyüyen, gelişen ve yaşayan varlıklara denir. İnsan organizması deyimi, tıpta bütün insan vücudu demektir.Ancak bizlerin konusu insanla alakalı olduğu için buradaki bu tabir insanı anlatmaktadır.
Ve ALGI.
ALGI
Duyumun yorumlanıp anlamlı bütünler halinde getirilmesidir.
Algının gerçekleşebilmesi için önce duyum gereklidir.
Algı duyumdan sonra gerçekleşir.
Her uyarıcı aynı şekilde duyumsanır, ama aynı şekilde algılanmaz.
Kısaca:
Duyum; iç ve dış dünyadan gelen uyarımların beyne ulaşmasıdır.
Algı; beyne ulaşan bu duyumlara anlam verilmesi, onların tanınması demektir.
Örnek: duyum, sesi duymak / algı, bu sesin ne sesi olduğunu bilmektir
Algının duyumdan ayrıldığı en önemli nokta uyarıcıları anlamlı hale getirmesidir.
Duyum ile Algı Arasındaki Fark:
• Duyum basit fizyolojik bir olaydır. Algı ise karmaşık psikolojik bir olaydır.
• Duyumda uyarıcılar tek tek değerlendirilir. Algıda ise bir bütün olarak değerlendirilir.
• Duyum her bireyde aynı şekilde gerçekleşir. Algı ise bireyden bireye farklılık gösterir.
Algının Özellikleri:
A. Algıda Seçicilik ( Dikkat )
Organizma, dikkatini etrafındaki uyarıcılardan yalnızca bir tanesine yoğunlaştırıp onunla ilgili özellikleri algılamasıdır.
Dikkat:
Duyu organlarının tek bir uyarıcı üzerinde toplanmasıdır. Başka bir deyişle; Psikofizik enerjinin bir noktada toplanmasıdır.
Dikkatte Kayma:
Organizma dikkat halindeyken, dikkati etkileyen iç ve dış faktörlerden dolayı, dikkat bir noktadan başka bir noktaya kayabilir. Buna dikkatte kayma diyoruz.
Örneğin: Sınıfta ders dinleyen öğrencilerin, kapı çalınca dikkatlerinin dersten kapıya yönelmesi durumu gibi…
Sürekli Dikkat:
Dikkatin belli bir noktaya odaklanması, bir noktadan başka bir noktaya gidip gelmemesi gibi
Örneğin: Fanatik bir taraftar BeşiktaşTrabzonspor maçını izlerken, dikkatini hiçbir uyarıcı dağıtmaz.
Algıda Seçiciliği Etkileyen Faktörler;
Dış Faktörler:
• Uyarıcının şiddeti ve Büyüklüğü: Bir kasa elma içerisinde büyük olan seçilip alınır.
• Tekrar: Ambulansın siren sesi diğer sesler içerisinde seçilerek algılanır.
• Zıtlık: Kısa boylu kişilerin içerisinde uzun boylu kişiler algılanır.
• Hareketlilik:Otoparkta seyir halindeki aracın algılanması gibi
• Ani Değişiklik: Babanızın bıyığını kesmesi hemen algılanır.
• Tuhaflık: Sokakta pijama ile gezen kişi hemen algılanır.
İç Faktörler:
• İlgi ve İhtiyaçlar: Acıkan bir kişinin dikkatini yemeklerin üstüne yöneltmesi. Bir insanın dikkatini mesleğiyle ilgili haberlere yöneltmesi.
• Kültür: Almanya’da şalvarlı bir kişi hemen dikkatimizi çeker.
• Geçmiş Yaşantılar: Yıllar sonra memleketine dönen bir kişinin okuduğu liseyi algılaması
NOT: Algıda seçicilik üzerinde iç faktörler, dış faktörlerden daha önemlidir.
…..dedikten sonra, konuya yarın kaldığımız yerden devam etmek üzere hoşça ve sağlıkla kalın inşallah
Sevgiler
Bakmadan Geçme





