Ödemiş’e büyük ağaçlar içinde girmek
Korona… Dünyayı yeniden yorumlamamıza neden oldu. Her şey alt üst… O yüzlerce insanın katıldığı yemekli düğünler…...
Korona… Dünyayı yeniden yorumlamamıza neden oldu. Her şey alt üst…
O yüzlerce insanın katıldığı yemekli düğünler… “Acaba daha az katılımlı olabilir mi?” diye ara sıra konuşurduk… “En fazla 150-200 kişilik aile ve arkadaş çevresi katılsa daha anlamlı olmaz mı!” yorumları yapardık. “Ev sahibi, geleni gideni karşılamaktan düğün yapamıyor” derdik. “Orkestra sesi açtıkça kendimizi konserde sanıyoruz” filan şeklinde konuşurduk.
Korona geldi, düşüncelerimiz bir bir değerlendirmeye alındı.
Cenazeler… Yüzlerce kişinin tokalaşıp birbirine sarıldığı ‘baş sağlığı’ törenleri. Hatta son zamanlarda pideli hale gelen mezarlık görüntüleri…
Cenaze törenleri ile de ilgili bazı değerlendirmeler yapılıyordu.
Korona geldi, değerlendirmeler bir bir gerçekleşmeye başladı.
“Şu korona!” diyeceğim de…
Ve eğitim sistemimiz. Üstün Dökmen diyor ki okullara ara vermek, öğrenciler üstünde hesap edemeyeceğimiz kalıcı hasarlar yaratabilir.
Türkiye genelinde ‘Küçük Şeyler’ ismi ile yaygın olan kreş ve anaokullarının kurucusu olan Prof. Dr. Üstün Dökmen, FOX TV’ye konuk olduğu haber programında “Okullar açılmalı mı!” sorusuna yanıt verirken olaya bir başka açıdan yaklaştı.
Üstün Dökmen, hem saygın bir eğitimci hem de okullar sahibi…
Yani aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık örneği!
10 Mart’tan sonra yüz yüze eğitim yapılamadı. Bu yıl ne olacağı da henüz belli değil. Özel okullarla dershaneler de büyük zarar gördü bu korona salgınından. Bana sorarsanız, okul sahipleri ile veliler, orta bir yerde buluşmalı idi. Duyumlarıma göre orta yerde buluşma olayı gerçekleşmedi. Herkes kendi açısından haklı… Ama her iki tarafın da memnun olması, bence daha iyi olurdu.
**
Birkaç gündür e-sosyal medyada Ödemiş-İlkkurşun arasındaki bölünmüş yol çalışmaları ile ilgili paylaşımlar var. Paylaşımın konusu, yol güzergahı üzerindeki çınar ağaçların kesilmesi. Koza-Der ve Kent Konseyi olarak konuyla bağlantılı görüşmeler yapmış ve bunu basın yayın organları ile paylaşmıştık ama anlaşılan o ki dozerler engel tanımıyor. İzmirli peyzaj mimarları da konuyla ilgili bir açıklama yaparak, ‘ağaçların kesilmesine’ dikkat çektiler.
Biliyorsunuz yolun İlkkurşun köyü çevresindeki güzergahın değiştirilmesi konusunda da itirazlarda bulunmuş, olay yerinde eylemler gerçekleştirmiştik.
Buradan söyle bir sonuç çıkıyor: Kimse kimseyi dinlemiyor, kimse kimsenin duyarlığını hesaba katmıyor!
Ama yaşam alanlarımız, tüm canlılarıyla hepimize ait! İlgili firma, ilgili bölgede ihale aldı diye her yere dozerle giremez. Yüz yıllık anılar, birkaç kepçe darbesiyle yok edilemez!
Burada bir önerim olsun: Tire’ye bağlı Doyranlı’dan sonra Ödemiş’e bağlı İlkkurşun köyü geliyor. İlkkurşun’un manevi ve tarihsel özelliğinin yanında bu bölgede süs bitkileri sektörü gelişmiş durumda. Yıllardır Ödemiş’in girişi der dururuz…
Ödemiş’in bitki sektörü, bu yolu sağlı sollu süslemeyi düşünür ve bunu başarabilir mi?
Düşünsenize, Ödemiş’e büyük ağaçlar içinde giriyorsunuz…