Ödemiş OSB ve Atatürk Modeli

Kimi yazılarını fazla komplocu bulduğum fakat zaman zaman okuduğum gazeteci-yazar Banu Avar, Venezuela'da karşılaştığı bir olayı...

Kimi yazılarını fazla komplocu bulduğum fakat zaman zaman okuduğum gazeteci-yazar Banu Avar, Venezuela’da karşılaştığı bir olayı anlatmış yazısında:

“Şehri göreceğimiz tepeye doğru tırmanırken Kemal Atatürk tabelasını geçince şaşırdım ki tepeye de gelmiştik. Genç rehber kız heyecanla, ‘Şu fabrikayı görüyor musun? Yanında nikah salonu, şu sağlık ocağı, şu okul, onun arkasındaki de bizim ev’ dedi.

‘Eeee!’ dememe kalmadı rehber, ‘Biz buna ATATÜRK modeli diyoruz’ diye yapıştırdı.”

Venezuela’da bu gördükleri ve duydukları üzerine duygulanan Banu Avar, “Venezuela tepesinde tüylerim diken diken, gururum tavan yapmıştı…” diyerek anlatmış heyecanını…

Akif Tanrıkulu da Banu Avar, Sinan Meydan ve Soner Yalçın’dan derleyerek bu ‘Atatürk Modeli’ hakkında Nazilli Basma Fabrikası’ndan yola çıkarak fabrika ile ilgili bilgiler vermiş:

“Venezuela’daki ‘Atatürk Modeli’ fabrikaya esin kaynağı olan fabrika, 1937’de Atatürk tarafından açılan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’dır. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, Atatürk’ün kafasındaki ‘Sosyal Fabrika Projesi’nin ilk uygulaması olması bakımından çok önemlidir.

Atatürk’ün kafasındaki fabrika, sadece üretim yapılan bir mekan değil, aynı zamanda ‘AR-GE’ çalışmalarının yapıldığı bir laboratuvar, eğitim verilen bir okul, her türlü sanat ve spor imkanlarına sahip bir kültür kompleksi, kısacası adeta dört dörtlük bir ‘yaşam alanı’, bir kampustur.

Atatürk, işçilerin yüksek standartlarda, her türlü imkandan yararlandıkları bu ‘sosyal fabrikaları’ Anadolu’nun her yanına yapmayı planlıyordu. Ama bu projesini yaygınlaştırmaya ömrü yetmeyecekti.

Fabrika, Türk-Sovyet ortak yapımıdır. Makineler ve teçhizatların çoğu, Sovyetler Birliği’nden narenciye karşılığında alınmıştır. Fabrika kuruluşundaki işçi açığını kapatmak için 120 Sovyet montör ve mühendisi istihdam etmiştir. Fabrikanın temelleri 25 Ağustos 1935’te atılmış, yapımı 18 ayda tamamlanmış ve 9 Ekim 1937’de açılmıştır. Bina ve makineler dahil 8 milyon liraya mal olmuştur.

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, sosyalist ülkeler de dahil, dünyada görülmemiş bir ‘sosyal’ niteliğe sahiptir. Evet, fabrika kurulurken Sovyet modeli esas alınmıştır ama genç cumhuriyetin genç mühendisleri, Türk devrimine has, çok özgün bir eser ortaya çıkarmayı başarmışlardır.

Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, 1930’ların dünyasında bir benzerine daha rastlanmayacak kadar özgün bir ‘sosyo-kültürel’ ekonomi projesidir.

İşte Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın şaşırtan özellikleri:

Fabrika; balolar, danslar ve partiler düzenlemiştir. Fabrikada sinema salonu vardır. Fabrika, halkevi kurmuştur. ‘Sümer Halkevi’ adıyla bir halkevi kurarak halkı her konuda bilinçlendirmeye çalışmıştır. Bir fabrika bünyesinde açılan ilk ve tek halkevi, Sümer Halkevi’dir. Halkevinin şubelerinde çalışanların büyük çoğunluğu fabrika işçisidir. Halkevinin hazırladığı oyunları sergilemesi için fabrika içinde bir sahnesi vardır.

Sümer Halkevi biçki-dikiş kurslarında her yıl birçok genç kız meslek sahibi olmuştur. Halkevi, civar köylere geziler düzenlemiş, köylülerin sorunlarıyla ilgilenmiş, köylere ilaç ve sağlık elemanı göndererek hastaların tedavisini sağlamıştır.

Fabrikanın korosu vardır. Fabrikanın hamamı vardır. Fabrikanın ressamları vardır. Fabrikanın spor kulübü vardır. Fabrikanın bünyesinde kurulan lacivert-beyaz renkli Sümerspor; futbol, basketbol, atletizm, voleybol, bisiklet, güreş, yüzme, boks branşlarında faaliyet göstermiştir.

Fabrika bünyesindeki Sümerspor Futbol Sahası, Türkiye’nin ilk ‘alttan ısıtmalı’ futbol sahalarından biridir. Ayrıca yine fabrika bünyesinde basketbol, voleybol sahaları, güreş minderleri, boks ringi, tenis kortu ve paten pisti vardır. Nazilli’de toplumsal kaynaşmayı güçlendiren ‘paten eğlenceleri’ ve ‘bisiklet yarışları’, Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası’nın mirasıdır.

Fabrika, halka bedava basma dağıtmıştır. Bir sosyal fabrika olarak tasarlanan Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası, altı ayda bir halka ‘ıskarta basma’ dağıtmıştır.

Çok sayıda işçiyi barındıran fabrika, işçi haklarına da çok önem vermiştir. İşçi ve memur biriktirme sandıkları, işçi ölüm ve hasatlık yardım sandıkları oluşturulmuş, fabrika içinde işçi sağlığını koruyacak 40 yataklı bir hastane, bir eczane bir de laboratuvar kurulmuştur.”

Fabrika ile ilgili anlatılan daha birçok özellik var. Buraya özetleyerek aldım.

Peki neden alma gereği duydum bunları?

Kaymakçı-Kiraz arasında yaklaşık 20 yıldır kuruldu-kuruluyor denilen bir Organize Sanayi Bölgesi var. Bildiğim kadarı ile şu an altyapı çalışmaları devam ediyor.

Hazır şu liselere giriş sistemi de değişmişken ve Ödemiş’te yeni okul planlaması yapılırken Ödemiş OSB’ye güzel bir kız/erkek karışık meslek lisesi ve yüksek okul da planlanamaz mı?

İş garantili olursa bir de… Ödemiş, Kiraz ve Beydağ’ın gençleri, iş garantili bu okullara yönlendirilebilir. İşi gücü olan insanların kendi çaplarında sorumlulukları olur. Ot-çöp ve kavga-gürültüye daha az ilgi gösterirler. İş sahasının yanında sosyal tesisler de yapılsa…

Ne dersiniz?

Bakmadan Geçme