• Haberler
  • Ödemiş Kent Konseyi JES panelinde

Ödemiş Kent Konseyi JES panelinde

Ödemiş Kent Konseyi üyeleri, İzmir Ziraat Mühendisleri Odası ile Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği'nin (TMMOB)...

Ödemiş Kent Konseyi üyeleri, İzmir Ziraat Mühendisleri Odası ile Türkiye Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’nin (TMMOB) ortaklaşa düzenlediği jeotermal enerji santralleri (JES) ile ilgili panele katıldı.

 

JES ihalelerine karşı mücadeleye karşı koyan bileşenler, çevreci örgütler ve STK’ların da katkı sağladığı panel, geçtiğimiz gün Bornova Uğur Mumcu Kültür Merkezi’nde yapıldı ve yaklaşık altı saat sürdü. Panelde konuşulanları aktaran Ödemiş Kent Konseyi Başkanı Mehmet Taşlı, ”Bölgemizin dünyanın ve ülkemizin en güzel yerlerinden olduğu, aynı zamanda en bereketli topraklara sahip olduğu anlatıldı. Önce ülke tarımının, ardından bölge ve İzmir tarımının analizi yapıldı. Geçmiş yıllardan günümüze kadar tarımdaki rakamlar, istatistiki olarak verildi. Tarımın içinde bulunduğu sıkıntılar kısaca tanımlandı ve tarımın çevre ile ilişkisi ve bunları tehdit eden unsurlar ile uygulamalar da vurgulandı. Bölgemizi olumsuz etkileyen çevresel riskler kısaca anlatılarak bugünkü yaşam şeklimiz için enerji ihtiyacı gerçeği vurgulandı. Sürdürülebilir ve temiz enerji tanımlaması beklentisi vurgulandı. Jeotermal enerjinin analizi, ülkemizdeki durumu ve uygulamaları anlatıldı.

 

Özellikle Aydın’daki doğayı ve canlı hayatını tehdit eden uygulamaların üzerinde duruldu. Jeotermale karşı durmanın yanlış olduğu da vurgulandı. Tarım, sera, sağlık, turizm vb. amaçlarla kullanılmasının uygun olacağı ama bunun çevreye zarar vermemesi için hassasiyet gösterilmesi gerektiği tespiti yapıldı. Jeotermal santrallerin ülke enerji ihtiyacımızın yüzde birini karşıladığı, bu santrallerin yüzde doksanının ülkemizin en değerli topraklarının bulunduğu Aydın’da ve Ege Bölgesi’nde olduğu anlatıldı.

Ülkemizin dünyada jeotermal enerji üretiminde dördüncü sırada olduğu ve böyle giderse kısa zamanda ikinci sıraya yükseleceği de vurgulandı” dedi.

 

Doğa kirliliğini konuştular

 

Taşlı, panelde konuşulan konular hususunda şu bilgileri de verdi: “İzmir’deki ve Küçük Menderes Havzası’ndaki jeotermal kaynağın enerji santralleri kurmak için gerekli verimliliğe sahip olmadığı anlatıldı. Kurulmak istenen santrallerin en fazla 20 ila 40 yıl kadar bir ömrünün olabileceği, 20 yıl için işletilecek enerji santralleri hususunda yüzyıllarca canlılara ve insanlara yaşam kaynağı olan doğanın feda edilmemesi gerektiği ve bugün ülkemizdeki JES’lerin denetimsizliği, altyapı eksikliği, suiistimaller ve mevzuat eksiklikleri ile çalıştırılması sonucunda çok büyük sağlık ve çevre problemlerinin yaşandığı bir gerçek. Mevcut haliyle bu enerji politikasının sürdürülemez olduğu, insanı canlıyı doğayı merkeze oturtan bir enerji politikasının acilen uygulanması gerektiği, 14 Kasım’da ihaleye çıkarılan Jeotermal Kaynak Arama ve santral açma ihalelerinde ihale alanlarının neredeyse tamamını tarım alanları, yaşam alanları, orman, su havzaları ve koruma alanlarının oluşturulduğu da anlatıldı. Bu yerlerin ihaleye çıkarılmadan önce bu alanlarla ilgili Tarım Bakanlığı ile ortak çalışma yapılmadığı, enerji uygulamaları haricinde Ege ve İzmir Bölgesi’nde çok daha başka çevresel risklerin de olduğu; endüstriyel atıklar, kentsel atıklar, maden atıkları, tarım uygulamalarının atıkları vb. etkiler sebebiyle su ve topraklarımızın çok büyük oranda kirlendiği de kaydedildi.”

 

Aynı anda hareket gerçeği

 

Panelin devamında ise bilgilendirme amaçlı şu bilgilerin olduğunu söyleyen Taşlı, ”Bugünkü idari yapıyla ve mevcut uygulama şekliyle tarım çevre politikalarının sürdürülemeyeceği, ciddi bilimsel bir yapılanmanın bir an önce oluşturulması gerekliliği, tarım çevre merkezli anlayıştan sonra ancak enerji politikaları uygulamaları yapılması, sadece enerji merkezli uygulamaların sürdürülemez olduğu asıl olanın canlı hayatı ve doğanın olması zorunluluğu da vurgulandı. Panel sonunda katılımcılar, kendi bölgeleri, fikirleri ve mücadeleleri hakkında kısaca paylaşım yaptı. Ayrıca tarım-çevre ve enerji-jeotermal uygulamaları ile ilgili olarak sağlıklı bir duruş ile hareket etmek için öncelikle tüm STK’ların bir çatı altında birleşmesi ve hareket etmesi gerçeği dile getirildi” ifadelerini kullandı.

 

Ece Köseoğlu

Bakmadan Geçme