• Haberler
  • Ödemiş için birlikte çalışma vurgusu

Ödemiş için birlikte çalışma vurgusu

TV9 İzmir ekranlarında perşembe akşamı yayınlanan ve Nehir Nagehan Sayal’ın moderatörlüğünde Ödemiş’in sorunlarının görüşüldüğü programın ikinci...

TV9 İzmir ekranlarında perşembe akşamı yayınlanan ve Nehir Nagehan Sayal’ın moderatörlüğünde Ödemiş’in sorunlarının görüşüldüğü programın ikinci bölümünde de konuklar Ufuk Aykol ile Murat Öncel, bilgilendirici açıklamalarda bulundular. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nden Ödemiş’in sekiz aydır bir şey göremediğini belirten Murat Öncel, “Tire’nin girişini görüyorum, sıcak asfalt dökülmüş. Tire’deki hemen hemen 20 metre genişliğinde bir başka yol da aynı şekilde. Büyükşehir, maşallah Tire’ye yağdırıyor. Büyükşehir’den hiçbir yardım alamayacağımız gibi bir karamsarlığa düşüyorum. Büyükşehir’deki her oturumda yaklaşık 40-50 gündem oluyor, onları oyluyoruz. Bunların arasında Ödemiş’ten bugüne dek sadece iki sorun görüşüldü. Oraya bir şey gitmiyor ki görüşülmüyor. Bütçe onaylamasını saymıyorum. Bu konulardan biri, İZSU’nun Ertuğrul’da istediği foseptik idi. Diğeri de yine İZSU’nun istediği bir pompa istasyonu. Biz buradan bir şey istemezsek, Büyükşehir’i zorlamazsak alamayız.

“Karakova ve Seyrekli koku içinde”

Büyükşehir Meclisi’nde konuşma yaptım. Karakova ve Seyrekli koku içinde. Burada arıtmanın kötü olduğunu, kapasitesinin yetersiz olduğunu belirttim. Sağ olsun Tunç Başkan, ‘İnceleyeceğim ve yardımcı olacağım’ dedi. Daha sonra bir yerden mesaj geldi, Tunç Başkan bana döndü, ‘Orada öyle bir sorun yokmuş, peynircilerin arıtmasında sorun varmış’ dedi. Oturumdan sonra Tunç Başkan’ın yanına gittim. ‘Bu konuda sizi bilgilendireceğim, verilerle geleceğim. Sizi yanıltıyorlar’ dedim.

12 bin 500 litre günlük kapasiteyle yapılıp sonra 15 bine çıkarılmış artıma. TÜİK’te kişi başı günlük tüketim 230 litre, İzmir Büyükşehir Belediyesinin yayınında ise 214 litre görünüyor. Elbette 132 bin kişiyle değil, oradaki mahalle nüfusları ile çarptım. 82 bin kişinin atık suyu, arıtmaya gidiyor. Bunu 200 ile çarpsak 16-17 bin yapıyor. En iyi verilerle bile yetmiyor. Bunu Büyükşehir yapacak ve halkımız kokudan kurtulacak. Dosya hazırladım. Tunç Başkan’a ve Eriş Başkanımıza da vereceğim. Meclis’te yayınlayıp konuşmamı yapacağım. 1200 gündem görüşülmüş, 30 tane ilçe var. Daha iki tane görüşülen gündemimiz oldu” ifadelerini kullandı.

“İmar revizyonunu yaptığımız için…”

Büyükşehir’de gündeme gelen konular hakkında bilgi veren Ufuk Aykol ise, “Bunların yüzde 90’ı imar hakkında. Aliağa’dan 15 tane gelebiliyor. Urla’dan, Foça’dan 20 tane gelebiliyor. Bizim 1/5000’lik imar planı revizyonu yapıldığı için o anlamda lokal çalışmalarımız yok. Ödemiş’in adının geçmesini gerektirecek husus yok. Entegre Katı Atık Tesisi için 2020 Ağustos ayı sonuna başkanımız bize söz verdi. En son deşarj edilen bölüm, standartlara uygun değil. Büyükşehir Belediyesi, özel yetkili bir şirket ile anlaşmalı. Zorunlu olarak bu şirket, atık olarak bırakılan suların tahlilini yapıyor. Bir sıkıntı varsa doğa, bizim doğamız” dedi.

“Atıkları geceleri salıyorlar”

Öncel, atıkların bırakıldığı alanı geçtiğimiz günlerde AK Partili Meclis Üyesi Tahir Yılmaz ile birlikte yaya olarak gezdiklerini kaydederek, “Büyükşehir Meclis Üyesiyiz dedik, kartlarımızı gösterdik. Sağ olsunlar oradakiler ilgilendi, içeri aldılar. Sorularımıza cevap verdiler. ‘Arıtmamızda sorun yok’ dediler ama bunun iki kilometre ilerisinde sorun var, görülüyor bu. Karakova’ya kadar yol boyu yürüdük. Emin olun kokudan yürüyemiyorsunuz.

Geceleri salıyorlar, ne kokusu olduğu belli. Gündüz millet evde olmadığı için arıtma yeterli geliyor ama akşamları yüklenildiği zaman arıtma yetersiz kalıyor ve bu yüzden salıyorlar. Kaç defa şikayet edilmiş. Çocuklar, okula gidebilmek için o suyun içinden geçiyor. Ertesi günü Sağlık Grup Başkanlığı’ndan gelmişler. ‘Orada çalışanlara haber veriliyor ve grup geldiği zaman kapatılıyor’ deniyor. Bunu hep beraber çözmemiz lazım” şeklinde konuştu.

Aykol ise bu sözlere, “Büyükşehir’de birebir görüşmeler de var, sadece Meclis’e gelmiyor. Meclis’te gündeme gelirse konuşuluyor. Kiraz’dan, Beydağ’dan bir tane geliyor, olabilir. Büyükşehir’in köy yollarına sıcak asfalt döktüğünü görmezsek el insaf. Şehrin merkezinden göremeyebiliriz. Bu konuda bir tereddüdüm yok. Birlikte hareket ederek sıkıntıyı çözelim. Murat Bey ile birlikte konunun takipçisi olacağız” diye cevap verdi.

Başkan yardımcıları konusu

Programda daha sonra belediye başkan yardımcıları konusu görüşüldü. Atanan başkan yardımcıları hakkında açıklama yapan Aykol, şunları söyledi: “İki tane birbirinden değerli arkadaşımız, başkan yardımcılığına getirildi. İki tane siyasi başkan yardımcılığı kadrosu diye bir şey var. Belediye başkanları, göreve gelirken bu kadroları kullanır. Diğer yardımcı arkadaşlarımızı saymıyorum, onların statüleri zaten müdürlük. Sonradan başkan yardımcılığı sıfatına bürünüyorlar yani müdürlerin bir üst kadrosu oluyorlar. Aslında bizim iki başkan yardımcımız var: Özay Kaptan ile Feridun Azeroğlu.

Beni üzen, aldıkları ücretin tartışılması. İnsanların onuru kırılıyor. Söylem şekli, beni inanılmaz irrite ediyor. Bu arkadaşlar, sekiz saat mesai harcıyor ama sadece bankamatik memuru gibi lanse ediliyorlar. Ne alakası var? Özay Kaptan’a Muhtarlık İşleri Müdürlüğü, Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü, Destek Hizmetleri Müdürlüğü verildi. Kendisi de eski sulama birliği başkanı. Bademli Barajı’ndaki suların disipline edilmesi için, vahşi sulamanın önüne geçmek için sayaç takıldı. Sulama, tüm sezona yayıldı. Suyun depolanmasının artırılmasıyla 300 hektar daha fazla alanın sulanması hedefleniyor. Bunu en iyi Özay Kaptan bilir. Bununla kalmıyor. Aktaş ve Rahmanlar barajlarının işletmelerine talibiz. Bunu inşaat mühendisi Ufuk Aykol mu yapacak? Özay Kaptan yapacak. Ben ona soracağım, Murat Bey ona soracak. Seçimden önce herkes proje sordu. Proje dendiği zaman bina inşaatı anlaşılıyor. Proje, bina inşaatı değildir. Sosyal projedir, kooperatifleşmedir, tarımsal faaliyetlerdir, iyi tarım uygulamalarıdır, ev hanımlarının çalışma hayatına kazandırılmasıdır, işsizlerin iş ve meslek edinmesidir. İki başkan yardımcımız var, özellikleri tarımsal faaliyet.

“Geç bile kalındı”

Feridun Azeroğlu’nun atanmasına bana göre geç bile kalındı. Kendisi, eski ilçe tarım müdürü ve veteriner hekim. Bu konuda markadır. Tarım Hizmetleri Müdürlüğü ile Veteriner İşleri Müdürlüğü kendisine verildi. Kişisel olarak da kefilim. Bu iki arkadaşımız, kalite üzerine kalitedir. Diledikleri zaman emirlerindeyim, para da istemiyorum. Ben başkanımın da yardımcısıyım, ücretsiz. Sekiz saat ben orada mesai harcayamam, kendi işim gücüm var. Özel işlerimi aksatma pahasına belediyede ne gerekiyorsa ‘Alo’ dediklerinde ben orada askerim. Sekiz saat hizmet verecek arkadaşımızın tabi ki karşılığını alması gerekir.

Bu kadrolar başkanlarla gelir, başkanlarla gider zaten. Daha önce de siyasi başkan yardımcıları vardı. O arkadaşlarımız da kıymetli insanlardı. Nüfusa göre devletin memurlarının içerisinden dört, siyasi olarak ise iki tane atama yetkiniz var. Diğer arkadaşlarımız zaten teknokrat. Onlar, zaten bu görevleri yapıyorlar. Şefin müdür, ustanın ustabaşı olması gibi başkan yardımcısı oldular. Siyasi başkan yardımcısı atama hakkı verilmese zaten atayamayız. Bütün belediye başkanları, iş yapacağına inandığı kişileri buraya atarlar. Daha önceki dönemlerde atandığında mecliste tık çıkmamış. Bütün meclis tutanaklarını okudum, herkes ‘Hayırlı olsun’ demiş ve doğru da yapmışlar. Hepsini tebrik ediyorum. Başkan yetersiz bulsa zaten görevden alır, böyle bir yetkisi var.”

“Zamanlama hatası ve söylemler”

Öncel ise, “Bu konuda esas sorun çıkaran CHP oldu. İttifaklar halinde seçimlere gidildi. Biz de olsaydık MHP’li bir arkadaşımızı belediye başkan yardımcısı yapardık. Ben, Feridun Azeroğlu’nun geç atanmasını ve bunun altındaki pazarlıkları eleştiriyorum. Bütün Ödemiş bunu gördü, yaşadı. İYİ Partili arkadaşlar da bu esnada konuşmalar yaptı, MHP’li arkadaşlar da. Bu arkadaşların sosyal medya hesaplarının son üç aylarına bir bakın, o başkan yardımcılığı verilmeyen dönemlere yani. CHP’li arkadaşın atanıp bir beklentinin olmadığı dönemi bir inceleyin. Bu atamalar, söz verildiği gibi bir CHP’den, bir İYİ Parti’den zamanında yapılmalıydı. Sorun, geç kalınmasında. O gecikme, ortamı gerdi ve dedikodular oldu. İYİ Partili arkadaşların “Bu saatten sonra görev verilip kabul edersek inandırıcılığımız kalmaz” dediklerini kulağımla duydum. Demek ki bir pazarlık oldu.

Sayın Eriş’in belediyenin borçları hakkındaki söylemleri de bu atamalar hakkındaki tepkilere neden oldu. Bence orada Sayın Eriş, zamanlama hatası yaptı. Hem geciktirmekle hem de bu söylemler nedeniyle. Sayın Eriş benim hocamdır, kendisini de çok seviyorum. Her şey çok güzel olacak diye bekliyoruz, dokuz aydır bir yatırım görüyor musunuz Ödemiş’te?” ifadelerini kullandı.

İYİ Parti ile iyi diyalog

Birkaç kişinin söylemlerinin camialara mal edilmemesi gerektiğini vurgulayan Aykol, “Ben, ilçe başkanı ile de görüştüm. Gecikmenin sebepleri olduğunu, herkesin kendince haklı olduğunu anlattı. Bir camia, binlerce kişiden oluşuyor. Bir arkadaşımız partisini zora sokacak açıklama yaptı diye bütün camiayı suçlamam, genelleme yapmam. Her partide oluyor ama asla bu yönetim birlikteliğine laf söylettirmek istemem. Gerçekten iyi bir dostluğumuz, iyi bir diyaloğumuz, iyi bir kadromuz var. Beni rahatsız eden sevimsizlikler oldu. Aynı şey, Murat Bey için de olsaydı onu da sonuna kadar savunurdum. Herkesin onuru var. Murat Bey’e yardımcılar hakkındaki düşünceleri için teşekkür ederim” dedi.

Yıkık binalar sorunu

Programın son bölümünde ise Ödemiş’teki virane evler ele alındı. Aykol, bunun kendisinin de çok üzüntü duyduğu bir konu olduğunu söyleyerek, “Bunların tamamı, şahıs mülkiyetinde ve onaylı yapılar. Başkan ile bunu geçenlerde konuşup cephe iyileştirmesi yapmayı düşündüğümüzde söyledim. Belediye, binaların cephelerini istediği şekilde boyatmakta, sıvatmakta yetkindir. İmar Kanunu’nun verdiği bir yetki bu. Resen bunu yapmanız için önce bir ihtar çekmeniz, uyarmanız, vatandaştan istemeniz lazım. Kamuya ait olsa hiç sorun yok, biz bunu yaparız ama bu sefer elimizi süremiyoruz. Yıkılacak derecede bir yapıysa yine mal sahibine yazı yazıyoruz, ‘Bina tehlike arz ediyor, yıktır’ diyoruz. Bu binaların yenilenmesi ise müteahhitlerin o sokaklara girip sırayla gitmesi ile olabilir. Maalesef böyle oluyor. Bu konu saatlerce bitmez, münferit bir program yapılabilir. Çözümsüzlük, yetişememe var bu konuda” diye konuştu.

“Yayla Caddesi’nin sebebi…”

Vatandaşların kendisine geldiğini kaydeden Öncel ise, “Bu konuda mağdur olan ve Allah korusun olacağına inandığım çok insan var. Mesela Ödemiş Ticaret Odası’nın karşısındaki bina için ‘Kimin başına yıkılacak’ diye yıllarca çok endişelendik. Sadece o binaların sahiplerinin mağduriyeti yok. Bu bina sit yapıldığı zaman yanındakine de kat veremiyorsun. Yayla Caddesi’nin durumu ortada. Yayla Caddesi’nin bu hale gelmesinin sebebi Sayın Eriş’tir. O zaman sit kurulunu buraya çalışma için çağırdığında ‘Tarihsel dokuya zarar vermeyelim’ diye düşünüldü ama oradaki çoğu bina, tarihsel doku ile alakası olmayan yapılar. Tarihi sit olarak ilan edildiler” ifadelerini kullandı.

“Eriş’in üzerine yapıştı”

Aykol’un cevabı ise şu şekilde oldu: “Yıllarca Mehmet Eriş’in üzerine bu iş, yafta gibi yapıştırıldı. Sit kurulunun Ödemiş’e gelmesi, Arasta Çarşısı ile başladı. Bunun Eriş ile alakası yoktur. Rahmetli Hüseyin Son zamanında başladı. Babamın da orada eczanesi vardı. ‘Hüseyin Son, Arasta’yı komple kaldırmak istiyor, inanılmaz bir proje’ diye duyuyorduk. Bu esnada buradan birkaç kişi, sit kuruluna başvuruda bulunuyorlar ve ‘Değerlerimiz gidiyor, buraları kent dokusu olarak tescil ettirelim’ diyorlar. Sit kurulunun Ödemiş’e adım attığı ilk olay budur. Arasta’dan Kasap Hali’ne geliyorlar, sonra Peynir Pazarı. Böyle böyle devam etti ama bu, Eriş’e nasıl yapıştı anlamıyorum. Eriş’in ilk zamanında meclis üyesiydim. İzmir’den heyet geldi. Arabayla gezerken görüyorlar, “Burası ne güzel, tuvaleti dışarıda” diyip tescilliyorlar. Bademli’de de aynı sorunları yaşadık. Orada tescilli yapılar vardı, onları önerdik. Ödemiş’te bu işlerin gelişmesinin sorumlusu, asla ve kata Mehmet Eriş değildir.”

Murat Öncel, “Meclis üyesi olduktan sonra bu konu ile alakalı en az yirmi kişi gelmiştir. 700’e yakın olduğunu söylediler, tam rakamı bilmiyorum. Binaların tescil tarihlerini lütfen inceleyin. Arasta’dan, Kasap Hali’nden bahsetmiyorum. Bilhassa Akıncılar Mahallesi, Yayla Caddesi’ndeki binaların yüzde 90’ı, Eriş döneminde tescilleniyor. Site girdiğin anda çıkış yok,  girdin mi bittin. Kent dokusunu koruyalım ama çoğu, gerçekten korunmayacak şeyler” dedi.

Sit kurulunun faaliyetleri

Son olarak söz alan Ufuk Aykol ise, “Bu, sit kurulunun buraya gelmesinden kaynaklanıyor. Buraya aylık rutin ziyaretleri var. Zaten bize sormuyor ki. Belediyeye nereyi tescil edeceklerini sormuyorlar. Ekip olarak burada gezip tescilleştiriyorlar. Her dönemde bu tesciller yaşanıyor. Sit kurulu dolaşırken belediyenin haberi asla olmuyor. Programlı da gelebilir programsız da. Mesela bir kurul toplantısını Ödemiş’te yaptılar. O süreçte binaların kurul tarafından tescil edildiği anlaşılınca millet binaları yıktı, çok da güzel binalar gitti” şeklinde konuştu.

Tunca Civa

Bakmadan Geçme