Ödemiş hakkında şöyle böyle diyorlar

Bizim memleketimize dışarıdan gelen insanların düşüncelerini anlatayım mı size? Bu aralar çok sık karşılaşıyorum farklı memleketten...

Bizim memleketimize dışarıdan gelen insanların düşüncelerini anlatayım mı size?

Bu aralar çok sık karşılaşıyorum farklı memleketten gelip de buraya yerleşene. Çoğunda benzeri cümleler duyuyorum. Ortak hislerini farklı kelimelerle anlatıyorlar.

Ödemiş esnafı için hepsi, “Güler yüzlü” diyor. Kamu kurumlarında çalışanlara “İlgili insanlar” diyorlar. Pazarına “Muhteşem” diyorlar. Özellikle bu konu açıldığında gözleri parlıyor hepsinin. Hele bir de büyük şehirden geldilerse bizim pahalı bulduğumuz çoğu şeyi çok ucuz diye fazladan aldıklarını söylüyorlar. Bizim bakmaktan sıkıldığımız yaylalara, mahallelere hayranlıkla gittiklerini anlatıyorlar. Birgi’yi, Bozdağ’ı, Bademli’yi, Gölcük’ü anlata anlata bitiremiyorlar.

Ama…

“Aktivite anlamında yetersiz”,

“Birbirini destekleme anlamında ilgisiz”,

“Bütün içinde ayrı ayrı konuşlanan bir toplum” diyorlar Ödemiş için.

“Bir yerden bir yere ulaşım çok kolay ama trafik canavarı da had safhada” diyorlar.

“Uyuşturucusu bol, genci az, cahili çok” diye de ekliyorlar.

Bu insanların çoğu gözlemini Ödemiş’e yakışır buluyorum ben. Burası, gençlerin terk etmek istediği bir memleket olmasının yanında sosyal manada gençlere verebildiği tek şey, şehrin her yanına dağılmış kafeteryalar olmaktan öteye gidemiyor. Bu memlekette sanata ya da sanatçıya verilen değersizlik yüzünden çoğu yetenek, bir adım ileriye gidemiyor. O güzel insanlar, kendi çabalarıyla yapmaya çalıştıkları şeylerle kendi çaplarında başarılar elde etmekle yetiniyorlar.

Bütün bunların yanı sıra gençlerin terk etmeye can attığı bu memlekete elalem insanının hayranlık duyuyor olması da Ödemiş’i büyülü bir kent yapıyor. Trafik canavarı meselesine gelince, memleketimde ”Bu yollar benim” mottosuyla yola çıkan nice insan, birilerinin hayatını tehlikeye atma pahasına trafik kurallarını ihlale devam ediyor. Misafirlerimiz, biraz medeniyet görmüş olacak ki yaya geçidinde geçiş üstünlüğü hakkını savunurken Ödemiş’te yaşadıklarını anlatıp kendi kendilerine şoke oluyorlar. Trafiğin serserisi, magandası çok bizim memlekette. Eee yavaş yavaş anlatacak onlara yaya geçitlerinde azami hızla geçen araç şoförleri. Destek manasında kamu kurum ve kuruluşlarının çekimserliğinin farkındalar. Emek verilen şeylerin Ödemişçe takdir edilmiyor oluşu, onları da çok üzüyor belli.

Neticede,

Memleketimin insanı ufacıktır, tefeciktir, içi dolu turşucuktur. Tanıdığına zararı olmaz ama yararı da pek yoktur. Gruplaşmanın olmadığı canım memlekette bireyselcilik ön planda olduğundan herkes aslan burcu misali kafa yukarda dolaşır. Aktivite azlığından olacak dizi izleyen çoktur. Şiddet içeren dizileri çok izleyen memleketlim, geceleri sokak aralarında magandalık yapmayı sever. Gecesi de gündüzü de hareketlidir Ödemiş’imin. Kış ayları esnaf kesimin kepenkleri erkenden indirdiği Ödemiş’te gecenin karanlığını merkezin dar sokaklarındaki renkli ışıklar aydınlatır. Fısır fısırdır Ödemiş. Çocukluğunda ”Kim? Nerede? Ne zaman? Nasıl? Ne yapmış? Kim görmüş? Ne demiş?” oyununu çok oynamış olacak ki çoğu insanın gözleri fıldır fıldırdır; ”Birilerinin açıklarını bulalım da dedikodu malzemesi yaratalım.”

Bir yandan da güzeller güzelidir.

Cumartesi rengarenk pazarın süslediği tezgahlardan gelen onca sebze meyvenin kokusu, bolluğu, bereketi içi ferahlatır. Yüksek yaylalarının masum köylüsünün el yapımı salçası, tarhanası tabağına girince rahatlatır. Tam, “Hadi biraz yürüyelim” demelik şehirdir. Biraz delilik yapılırsa bir uçtan bir uca yürüyerek gidilebilir. Ayaküstü cennetleri vardır. Birgi’nin tarihi sokaklarını fotoğraflamak, Bozdağ’da ceviz ağacının altında uyumak, Gölcük’te gölün yanında kamp yapmak gibi imkanlar verir. Eti, tavuğu, mangalı meşhurdur. Esprilidir insanı. Sevimlidir. Canı istedi mi her şeyi yapacak potansiyeldedir de canı pek bir şey yapmak istemez.

Nitekim,

Ödemiş güzel memlekettir. İçinde yaşayan bazıları zorlaştırır yaşamı. Küçük memleket olunca büyük yaralar açmak da kolaylaşır. Yaraları sarmak yine bizim elimizde. Hani bir söz var, ”Misafir kıyafetiyle ağırlanır, karakteriyle uğurlanır” diye.

Merak etmeyelim. Misafirlerimiz, takındığımız tavırdan çok memnun. Uğurlanma işini de halledeceğiz.

Kısa zamanda.

En kısa zamanda.

Dışarıdan gelen misafirlerimize saygılarımla…

Bakmadan Geçme