- Haberler
- ÖDEMİŞ BAROSU’NDAN ADİL ADALET VURGUSU
ÖDEMİŞ BAROSU’NDAN ADİL ADALET VURGUSU
 &ldquoADALAET HERGÜN, AVUKAT BİR GÜN HERKESE LAZIM OLABİLİR&rdquo Kerem Karamanlıoğlu – Ödemiş Baro Başkanlığı tarafından 5...
“ADALAET HERGÜN, AVUKAT BİR GÜN HERKESE LAZIM OLABİLİR”
Kerem Karamanlıoğlu – Ödemiş Baro Başkanlığı tarafından 5 Nisan Avukatlar Günü dolayısıyla Atatürk anıtına çelenk kondu. Hükümet Meydanı’ndaki Atatürk büstü önünde yapılan törene Ödemiş baro temsilcisi Avukat Erdem Boyacı’nın yanısıra avukatlar katıldı.
Tören Ata’ya çelenk sunumu ile başladı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm şehitler için yapılan bir dakikalık saygı duruşunun ardından Ödemiş Baro Başkanı Av. Erdem Boyacı basın açıklaması yaptı.
Boyacı şunları söyledi:
“YARGININ SORUNLARI ARTIK ÜLKE SORUNU HALE GELMİŞTİR”
“Bu gün 5 Nisan. İlk kez 1958 yılında İzmir’de kararlaştırılan ve 1987 yılından beri kutlanan, 5 Nisan Avukatlar Gününde, yine her 5 Nisan’da olduğu gibi, mutlaka çözülmesi gereken ve giderek artmakta olan ülke ve meslek sorunlarıyla karşı karşıyayız. Yakın zamanda yargı alanında, ülkemiz gündemini meşgul eden birçok olay yaşanmış ve toplumun her kesiminde yargıya olan ilgi artmış, yargının sorunları artık, ülke sorunu haline gelmiştir. Yakın geçmiş, hepimizce malum olmakla beraber, her ne sebeple olursa olsun toplum tarafından Yargıya olan ihtiyacın hatırlanması olumlu fakat bu oluşan ilgi ve ihtiyaçlar doğrultusunda gelişmeler ise yeterli olmamıştır.”
“ANAYASAYA UYGUN KÖKLÜ DÜZENLEMERE İHTİYAÇ VARDIR”
“Kurucu unsurları hâkim-savcı-avukat olan “Yargı”nın, kuvvetler ayrılığı ilkesine uygun, bağımsız, tarafsız ve hızlı olması esastır. Gelinen nokta da, torba yasalarla, parça parça ve ihtiyaca göre oynamak değil, çağdaş demokratik ve Anayasaya uygun köklü düzenlemelere ihtiyaç vardır.
İlçemizdeki yeni Adalet Sarayı şüphesiz olumlu bir gelişmedir ancak biçimseldir. Yargı alanındaki gelişmelerin ve iyileştirmelerin ortak amacı, yargıya olan güveni tesis etmektir. Yargı, güvenilir olmak zorundadır. En doğru kararı vermek her zaman mümkün olmayabilir. Ancak karar mekanizmasına güven duyulmayan bir toplumda, vereceğiniz doğru kararın da bir anlamı olmayacaktır. Dolayısıyla bugün, yargıya güveni tesis etmek en temel amaç olmalıdır. Yargıya olan güveni tesis etmek, topluma yargı sisteminin çok iyi çalıştığını hissettirmekle mümkündür. Ülkemizde bu gün, yargıya olan güvenin önünde engel teşkil eden sorunların en önemlisi, kısmen yargı mensuplarının bağımsız davranamadıklarına dair oluşmakta olan toplumsal kanaat, iş yükü yoğunluğu ve dolayısı ile uzun süren ve yüzeysel olduğu düşünülen yargılama sürecidir. Artık meseleyi bu yönüyle ele almak, gerekli önlem ve köklü düzenlemeleri bir an önce hayata geçirmek gerekmektedir.”
“ADLİ KOLLUK MUTLAKA OLUŞTURULMALIDIR”
“Hızlı, adil ve nitelikli bir yargılama için, yargının yetenek ve olanakları artırılmadan yargıya güvenin tesis edilemeyeceği anlaşılmıştır. Bu anlamda yargının mutfağını oluşturacak ve avukatlarla eşgüdümlü çalışabilecek, hızlı, nitelikli uzmanlardan oluşan bir ‘adli kolluk’ mutlaka oluşturulmalıdır. Avukatlar, müvekkillerinin işlerini yaparken, bir yandan da hukukun üstünlüğünün yerleşmesi, toplumda hukuka aidiyet bilincinin gelişmesi, demokrasinin kurumsallaşması, özgürlükler alanının genişlemesi, insan haklarının korunması konularında da çaba harcarlar.”
“DEMOKRASİNİN VE ÖZGÜRLÜKLERİN EN YAKIN DOSTU AVUKATLARDIR”
“Dünyanın hemen her ülkesinde demokrasinin ve özgürlüklerin en yakın dostu ve teminatı avukatlardır. Onun için avukatlar, totaliter yönetimler tarafından çok fazla sevilmezler. Avukatların ciddi sorunları vardır. Bu sorunların en başında ekonomik sorunlar gelmektedir. O nedenle avukatlık mesleğinin alanının genişletilmesi gerekir. Avukat sayısı ve hukuk fakültesi sayısı ihtiyacın üzerindedir. Gelir Vergisi Kanunu ile Katma Değer Vergisi Kanunu arasındaki çelişkinin giderilmesi gerekmektedir. Kamu hizmeti olan avukatlık mesleğine bir yandan, sıkı kurallara bağlanmış reklâm ve rekabet yasağı getirilmiş, diğer yandan ise bir tacir gibi vergilendirilmektedir. Yani Avukatlık bir kamu görevi olmasına rağmen piyasa şartlarının kurallarına tabi tutulmak istenmektedir. Avukatlığı tacire dönüştüren bu anlayış haksız rekabeti ve nitelikten uzaklaşmayı getirmektedir. Avukatların evleri ve iş yerleri kanuna aykırı bir biçimde aranmakta, meslekleriyle ilgili eylemlerinden ötürü gözaltına alınabilmekte, hatta yargılanmakta ama beraat da etmektedirler. Görevlerini yaparken saldırıya uğrayan meslektaşlarımızın sayısı her geçen gün artmaktadır. Kamu kurum ve kuruluşları Meslektaşlarımıza belge ve bilgiye ulaşmada ciddi zorluklar çıkarmaktadır. Avukat hiç bir kişi kurum ya da otoriteye bağlanamaz, tabi kılınamaz. Savunma bağımsızlığı olmadan yargı bağımsızlığından ve adaletten söz edilemez.”
“AVUKATLARIN GÖREVİ ADALETİ ARAMAK VE SAĞLAMAKTIR”
“Biz avukatlar, yargılamayı tamamlayan değil de engelleyen bir unsur olarak görülmek istemiyoruz. Silahların eşitliği prensibine saygı duyulmasını istiyoruz. Yargıya bağlı Adli Kolluk kurulmasını istiyoruz. Yeni Hukuk fakültelerinin açılmasının ve mevcutların nitelikli eğitim vermelerinin sağlanmasını, avukatlığa kabul ve stajyerlik süreçlerinin sıkı kurallara bağlanmasını istiyoruz. Adalet her gün, Avukat bir gün herkese lazım olabilir. Ünlü düşünür Molier; ‘Avukatlar esir kullanmadılar ama efendileri de olmadı’ demiştir. Voltaire’e göre; ‘İnsanlığın en güzel görevi adalet dağıtması’ ise, avukatların görevi adaleti aramak ve sağlamaktır. Avukatlar gününüz kutlu olsun”
Bakmadan Geçme