Nereden buluyorsunuz bu vizyonsuz başkanları?

Sevgili okurlarım, canım acıdı. Empati yaptım köylünün, çiftçinin ve asgari ücretlinin yerine… Doğruysa İZSU, suya %11.76...

Sevgili okurlarım, canım acıdı. Empati yaptım köylünün, çiftçinin ve asgari ücretlinin yerine… Doğruysa İZSU, suya %11.76 zam yapmış. Daha zamlı faturalar gelmedi bilmiyoruz. Varsa zamlı bir durum, derhal geri çekilmelidir.

Su, biliyorsunuz içilmiyor sadece. Temizlik ve sulamada da kullanılıyor. Soyer Başkan, daha gelir gelmez sendikalara şirin gözükmek için hiç pazarlık yapmadan %83 ücret zammına evet dedi. Belediye İş sendikası üyeleri, neredeyse bir milletvekili kadar maaş alıyor. Aslında bu, mutlu azınlık yaratmıyor mu? Bence evet. Bu, Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı. Asgari ücretli çalışanı, iş bulamayanı düşününce içimden nefret fışkırıyor.

Ben de sandım ki kaynaklar müsait. Gelin görün ki bir yıl içinde suya ikinci zam. İzmir’de insanlar, 40 yıldır Türkiye’nin en pahalı suyunu içiyor demeyeceğim, kullanıyor! Seksenli yıllarda dönemin başkanlarına soruyorduk “Neden İzmirli, Türkiye’nin en pahalı suyunu kullanıyor?” diye. Cevabı, “Büyük kanal projesine harcıyoruz” idi! “İzmir’de yaşananın bedeli” deniliyordu. Şimdi neyin nesi? Suç, İzmir’de yaşamak mı? Yoksa vizyonsuz siyasilerin vizyonsuz atamaları mı? Cevap, kendilerinde gizli. Açıklarlarsa sevinirim.

Atama dedim, aklıma geldi. Genel başkan kimi atarsa İzmirli onu seçiyor çünkü alternatif yok… Bunun için alternatif bir parti kurulmalıdır ya da CHP yönetimi değişmelidir. Yetti gari. İl başkanları, genel başkanın memuru olmaktan çıkmalıdır. Bunlar sözde demokrat. İzmir’de Tuncelili isen kimliğin fotokopisini bırak, ertesi gün boş pozisyon buluyorlar. Kalifiye, meslek ve liyakat sahibi başkası ise insan kaynaklarına yönlendiriliyor. İnsan Kaynakları, CV istiyor. CV bırakılıyor. 45 gün sonra sana bir yazı geliyor. Yazıda aynen şu yazıyor: “Kurumumuzda açık pozisyon bulunmamaktadır.” İşte “İçimden nefret fışkırıyor” dememin sebebi bu ama Tuncelili isen iş başka!

Bu hafta size bu konuyla ilgili bir anekdot anlatayım. Tire’nin bir köyünde adamın tarlasında su çıkıyor yıllar önce. Köylüler, “Depo yaptıralım, senin su boşa akmasın, köylü içsin” diyorlar ve adam da kabul ediyor. Yıllar sonra Büyükşehir Yasası değişiyor. Köyler mahalle oluyor. İZSU, suya el koyuyor. Şimdi o adam kendi suyunu parasıyla içiyor. Kendi tarlasını parasıyla suluyor. Hem de sıkı durun, İZSU’nun tarifesiyle!

Devletin kantarı bozuldu. Kantarın topuzu iyice kaçtı. Bu işler nereye varır bilmem! Halbuki devlet, mağduriyetleri önlemek için vardır. Bu da vizyonu olan, geleceği gören ve halkını düşünen, empati yapabilen siyasilerle olur. Seçilmeden “Ben de oralardaydım” diyebilen!

Sahi şimdi aklıma geldi. Bu zam şampiyonu başkanları atayan siyasiler, kendilerini başarılı buluyorlar mı acaba? İnsanın kendi kokusu kendine hoş gelirmiş de ondan sordum. Bizi yöneten herkes şunu iyi bilmelidir: Biz, halkımızın içinde onlarla yaşamaya devam edeceğiz. Onları acıtan her şeyin bizim acımız olacağından kimsenin şüphesi olmasın. Halkımız, sorunlarını bize yazmaya devam etsin.

Sevgili okurlarım; şu pandemi sürecinde gözümüzün nuru, geleceğimizin teminatı çocuklarımız, 2020-2021 eğitim öğretim yılı sürecine girmiştir. Öncelikle onlara başarı ve sağlık dilerim. 31 Ağustos’ta eğitimin başlayacağı söylentisi olmuştu. Çarşamba günü Milli Eğitim Bakanı’nın açıklamasından anlıyoruz ki eğitim 31 Ağustos’ta ekranlarda, 21 Eylül’de de sınıflarda başlayacak. Bilginize…

Bakmadan Geçme