NEDİR BU UCAK SEVDASI?

Sanırsınız ki ülkemizde her şey yolunda. Komşularımızla barış içinde bir arada yaşıyoruz. Ekonomimiz süper, dışarıya bir...

Sanırsınız ki ülkemizde her şey yolunda. Komşularımızla barış içinde bir arada yaşıyoruz. Ekonomimiz süper, dışarıya bir kuruş borcumuz yok, ihracatımız ithalatımızda kat kat fazla. Paramızın değeri günden güne artıyor. İşsiz vatandaşımız yok. Asgari ücret harcamakla bitmiyor. Fabrikalarımız gece gündüz çalışıp üretiyorlar. Tarımda işler yolunda, köylümüz her yıl traktörlerini ve üretim araçlarını yeniliyor. Ürünlerimizi satmakla bitiremiyoruz. Merkez bankası dövizle dolup taşıyor. Borç verecek ülke arıyoruz. Eğitim derseniz Cumhuriyet tarihimizin en üst seviyesinde. İsteyen her genç istediği Üniversitede okuma, istediği eğitimi alma şansına sahip. Okul bitiğinde iş hazır, İşsizlik yok. Ülkede her şey güllük gülistanlık.

Keşke öyle olsaydı.

Tam tersine neredeyse tüm komşularımızla sorunlar yaşıyoruz. İzlenen yanlış politikalar sonucu savaş güney sınırımıza geldi dayandı. Milyonlarca Suriyeli göçmen ülkemizde. Ne tarımda ne sanayide üretim yok. Bir tarım ülkesi olarak tarım ürünlerini, hatta samanı, kurbanlık hayvanları bile dışarıdan ithal etme noktasına geldik. İşsiz sayısı tarihimizde görülmedik sayılara ulaştı. Çalışanlara ödenen asgari ücret de açlık sınırında. Dış ve iç borçlar tavan yapmış durumda. Mirasyediler gibi Cumhuriyet tarihimiz boyunca yapılan tüm önemli fabrikalarımız satıldı. SEKA kâğıt işletmeleri de satıldığı için yazılı basın kâğıt bulamıyor, ithal etmek zorunda. Birçok gazete kâğıt bulamadığı için kapandı.

Ülkemizde durum böyleyken ülke gündeminde Katar Emiri’nin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a hediye edildiği söylenen uçak tartışılıyor. Günlerce satın mı alındı, yoksa hediye mi edildi sorusu yazıldı-çizildi. Nihayet cumhurbaşkanı, uçağın alınmak istendiğini, bunu öğrenen Katar Emiri’nin “ ben Türkiye’den para almam diyerek uçağı hediye ettiği açıkladı da işin aslı öğrenildi. Karşılığında ne verilecek belli değil.

İşin etik tarafını, devletler hukukundaki uygulamasını bir tarafa bırakalım. Devletin uçağa gerçekten ihtiyacı varsa alınsın. Ancak ülkemiz yukarıda belirttiğimiz durumda iken, devlet yetkilileri vatandaşlardan kemer sıkılmasını ve tasarruf yapılmasını isterken, günü kurtarmak için iğneden ipliğe büyük oranlarda zamlar yapılırken devletin de tasarruf etmesi, vatandaşa örnek olması gerekmez mi?

Basından öğrendiğimiz kadarı ile devletin hangarında şu anda 16 tane uçak, üç adet helikopter bulunuyormuş. Bu uçakların birçoğu gerek donanım gerekse menzil itibariyle en üst modelmiş. Uçaklardan iki tanesi hiç benzin almadan Amerika’ya uçabiliyormuş. Bu 16 uçak ve 3 helikopter mevzuat gereği sadece 18 kişiye hizmet veriyormuş.

Burada sorulması gereken soru şu. Ülke böyle zor bir süreçten geçerken ve halktan tasarruf etmesi beklenirken bu uçaklara yenisinin eklenmesi gerekli miydi? Devletin de tasarruf yoluna gidip, hatta elindeki fazla uçakları bile satıp, halka örnek olması gerekmez miydi?

80 milyon insana hizmet veren sağlık bakanlığı kayıtlarına göre Bakanlığın hizmetinde 4 adet ambulans uçakla 19 adet ambulans helikopter bulunmaktadır. 18 kişiye 16 uçak,3 helikopter çok değil midir? Yetkililerin sık sık dile getirdiği gibi aynı gemide isek, gemi batınca hep birlikte batacaksak eğer nimeti de külfeti de birlikte paylaşmamız gerekmiyor mu? Bu savurganlık niye? Nedir bu uçak sevdası?

18.09.2018 Av. Yaşar Varış

Bakmadan Geçme