Ne yazsam, ne yazsam!

Evet, bu soruyu sorduğum oluyor zaman zaman. Yazı için oturuyorum bilgisayar başına bazen 15 dakikada, bazen...

Evet, bu soruyu sorduğum oluyor zaman zaman.

Yazı için oturuyorum bilgisayar başına; bazen 15 dakikada, bazen de 1 saatte… Bazen de ilk on dakikada kalkıyorum masadan. Anca yazılan üç beş cümlenin arkasından bazen gerisi gelmiyor.

Yazılarımı bir gün önceden akşamları yazarım çünkü ertesi gün hem okul var hem de günün diğer telaşeleri arasında yazı yazmak kolay olmuyor.

Yanlış anlamayın, konu bol ama hem sınırlarımı düşünmek zorundayım hem de bazen her konuya odaklanamıyorum…

Kimi zaman da eski yazılarıma başvuruyor, üç beş yıl önce yayınlanmış yazılarımdan birini seçim anımsatma yapıyorum.

Öyle her eski yazıyı da paylaşmak olmuyor. ‘Bayram değil seyran değil’ atasözünü bilirsiniz… Bir bağlantı kurmam gerekiyor… Bulamayınca da ter basıyor: Gazetedeki köşeyi boş bırakmak olmaz! İçimdeki sorumluk duygusu var. ‘Aman canım, bugün de yazmayıvereyim’ diyemiyorum.

Hani konu bol diyorum ya… Hamaseti sevmem. Yanlış bilgi üstünden yazı yazmayı da…

Sonra genel sorunlarla ilgili dikkatli ve ölçülü olmaya gayret ederim… Sadece genel sorunlar mı! Tabii ki yerel sorunlar için de aynı şey geçerli. “Ben yazdım oldu!” diyemem. İnsanlarla yüz yüze bakıyoruz. Neden yazdığımı rahatlıkla açıklayabilmem gerekir.

Dolar çıktıkça çıkıyor…

Akaryakıt desen öyle…

Fırıncılar, “Bu iş bundan sonra yapılmaz” diyor…

Çiftçi, ne ekeceğini aşırmış durumda…

Aşağı yazsan sakal, yukarı yazsan bıyık…

**

Ödemişçe, ekim ayı sonu ile bağlandı. Yani hazırlıkları yapıldı ve sayfa tasarımı bitti. Baskıyı bekliyor. Biliyorum, biraz gecikti. Kağıt fiyatları da yerinde durmuyor. Sanıyorum önümüzdeki hafta itibarı ile dağıtıma girecek. ‘Her işte bir hayır vardır’ kervanına biz de takılalım bakalım.

**

Yarın Aliağa’da İzmir Kent Konseyleri Birliği Genel Kurulu yapılacak. Burada İzmir Kent Konseylerini temsilen bir yürütme kurulu seçimi yapılacak. Beydağ ve Kiraz’da Kent Konseyi yok. Tire’de vardı ama lağvedildi diye biliyorum. Bayındır’da varlığı yokluğu belli değil diyorlar. Torbalı’yı bilmiyorum. Selçuk’ta da yeni bir ekip iş başına geldi.

Benim tavrım; İzmir çevresindeki kent konseylerini toparlayabilecek, ortak çalışma eksenine sokabilecek bir ekibin iş başına gelmesi. Yoksa ‘ben başkan oldum’, ‘ben sözcü oldum’ gibi CV doldurma çalışmaları ile bir yere varılmıyor.

Varalım bakalım ne olacak…

**

Bugün yazıyı ‘mecburen’ kısa kesiyorum. Kim bilir, bazen de böyle havanda su dövmek gerekiyor.

Bakmadan Geçme