Monosodyum glutamat

Monosodyum glutamat (MSG), glutamik asitin sodyum tuzu olup hazır gıdalarda çok fazla kullanılan lezzet arttırıcı bir...

Monosodyum glutamat (MSG), glutamik asitin sodyum tuzu olup hazır gıdalarda çok fazla kullanılan lezzet arttırıcı bir gıda katkı maddesidir. “Çin Tuzu” olarak da bilinir. MSG, 1866 yılında keşfedilmiştir ve 1909’da ticari olarak üretilmeye başlanmıştır. Başta Çin ve Japon mutfakları olmak üzere Türkiye de dahil pek çok ülkede hazır gıdalarda yaygın olarak kullanılmaktadır. MSG; tüm cips çeşitlerinde, bazı katı yağlarda, et sularında, hazır çorbalarda, soslarda, işlenmiş kırmızı et, balık ve tavuklarda, mayonezlerde, baharat karışımlarında ve daha birçok tüketim ürününde farklı isimler (E621, glutamik asit, glutamin) altında karşımıza çıkmaktadır. Yiyeceklere tat vermek amacıyla kullanılır. Aşırı kullanımının sinir sisteminde, bazı organlarda zararlı etkilerini belirten verilerin yanı sıra öğrenme ve bellek mekanizmasında bozukluklara yol açtığı, Alzheimer, Parkinson ve epilepsi gibi nörodejeneratif hastalıklara neden olduğu, obezite ve diyabet gibi hastalıkların gelişiminde rol aldığı gözlemlenmiştir. Dilin üzerindeki tat alma reseptörlerini etkileyerek beyni yanıltır. Günümüzde MSG’nin insan sağlığı üzerine etkilerini değerlendiren çalışmalar halen devam etmektedir. MSG kullanımının yasaklanmasını gerektirecek derecede bilimsel kanıt bulunmamaktadır. Bununla birlikte, insan sağlığına zarar vermediği ispatlanmadığı için kullanımında tedirginlik yaratmaktadır.

Monosodyum glutamatın sağlık üzerine etkisi

Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), MSG’yi güvenli olarak tanımlamasına rağmen bu konu hakkında görüş bütünlüğü yoktur. Deneysel Biyoloji Amerikan Dernekleri Federasyonu raporunda ‘yüksek miktarda MSG’ye toleranssız grup’ ve ‘MSG’ye karşı hassas olan grup’ olarak iki insan grubu tanımlamıştır. Doğrudan bir ilişki tespit edilememekle birlikte MSG’nin bazı hassas gruplarda alerjik reaksiyonlara sebep olabileceği çeşitli çalışmalarda ifade edilmiştir. Bu çalışmalarda MSG’nin alındığı miktara ve kişinin sağlık özelliklerine bağlı olarak kusma, baş ağrısı, kasılma ve güçsüzlük gibi kısa süreli etkilerin görülebildiği öne sürülmektedir.

MSG, sinir hücrelerine zarar vermektedir. Bu yüzden merkezi sinir sistemine zarar vererek Alzheimer, Parkinson ve epilepsi gibi hastalıklara neden olabilmektedir.

Retinal dejenarasyona ( retinada yıkımlar ve görme kaybı olması) neden olabilmektedir.

Vücut yağ miktarında artışa, doyma mekanizmasında bozukluklara ve bunlara bağlı olarak obeziteye neden olabilmektedir.

Büyüme hormonunu baskılayarak gelişim geriliğine neden olabilir.

İnsülün hormonunu uzun süreli artmış seviyede salgılatır, buna bağlı olarak pankreasta tahribatlara yol açar ve diyabete neden olabilir.

Böbrek ve karaciğerlerde tahribatlara neden olabilmektedir.

Plasentadan da rahatça geçebilmektedir. Bu da tüm bu riskleri anne karnındaki bebeğe de yansıtmaktadır.

Sonuç ve öneriler

Gıdalarda yaygın olarak kullanılan MSG ile ilgili olarak ülkemizde herhangi bir kısıtlama yapılmamıştır. Bunun yanında Amerikan Gıda ve İlaç Örgütü (FDA), MSG’nin belli miktarda alındığında güvenli olduğu ancak MSG hassasiyeti olan insanlarda bazı reaksiyonlara neden olabileceğini belirtmiştir. Ancak yapılan bazı deney ve çalışmalarda uzun süreli MSG alımında obezite ve diyabet gibi metabolik hastalıkların ve nörodejeneratif hastalıkların ortaya çıktığını saptanmıştır. Sonuç olarak dünya çapında MSG kullanımının zararlı olup olmadığı konusunda fikir bütünlüğüne erişilememiş olması halk açısından tedirginlik yaratmaktadır.

Bakmadan Geçme