Maskelerin arkasındaki gerçekler: Mikro ifadeler
Mikro ifadeleri hiç duydunuz mu? Hani şu hissettiğimiz duyguların anlık yani 40 ile 500 milisaniye arasında...
Mikro ifadeleri hiç duydunuz mu?
Hani şu hissettiğimiz duyguların anlık yani 40 ile 500 milisaniye arasında bir hızla yüz mimiklerimize yansıması durumu.
Kısaca, herhangi bir sebeple içimizde hissettiğimiz yedi farklı duygunun yüzümüze yansıması.
MİKRO İFADELER,
ŞAŞKINLIK
KORKU
ÖFKE
ÜZÜNTÜ
TİKSİNME
HOR GÖRME
MUTLULUK
Üstelik bu ifadeler, dünyanın neresine giderseniz gidin aynı anlamları taşıyıp aynı sonuçları veriyor. Yani bahsettiğimiz bu hislerin evrensel bir dili var.
Bununla beraber anlık ifadeler, her zaman herkeste aynı ölçüde ortaya çıkmayabilir. Bu ifadelerin daha yoğun olması, beynin duygusal tepkilerini yöneten amygdala’nın nasıl çalıştığı ile alakalıdır.
Gündelik hayatımızda sürekli olarak taşıdığımız bu ifadelerin temelde ne anlama geldiğini eğitilmemiş bir gözle anlamak mümkün olmasa da az sonra vereceğim ufak tefek ipuçlarıyla ve de biraz dikkatle karşınızdaki kişinin ne hissedip hissetmediğini anlamanız mümkün.
Fakat buradan şu da anlaşılmasın: Yanılma payı yok demiyorum.
Az önce de belirttiğim gibi bu ifadeler, eğitilmemiş bir gözle anlaşılması oldukça zor, hatta imkansıza yakın olduğu gibi yanlış anlaşılmanın da olabileceği hassaslıktadır. (Ben denedim. Kendimden biliyorum) Dolayısıyla tam anlamıyla emin olmadan karşımızdaki kişileri yargılamamız da doğru olmaz.
***
Öncelikle ben, mikro ifadelere nereden merak saldım onu anlatayım:
Yaklaşık üç yıl önce yaz döneminde, 2009 yılında yayına giren ‘Lie To Me’ (Amerikan dizisi, Türkçesi: Bana Yalan Söyle) adlı diziyi izlemeye başladım. Dizinin konusu, mikro ifadeler alanında uzmanlaşmış bir ekibin çözmek için aldıkları çeşitli adli olayları bu ifadeler üzerinden çözerek sonuca ulaştırmasını anlatıyor. Mikro ifadelerin gerçekliğini araştırırken Lie To Me dizisinin mikro ifadelerin babası sayılan Paul Ekman’ın yaptığı bilimsel çalışmaları konu aldığını öğrendim. Konuyla alakalı birkaç Türkçe sonuca da ulaşınca kendimi bu konuda geliştirmeye çalıştım. İnsanları çözebilmek konusunda epey kabiliyetsiz olan ben, mikro ifadelerden henüz net bir sonuç alabilmiş olamasam da zaman zaman işe yaradığını bilirim. En azından sahte ve gerçek hisler arasındaki farkı anlayabiliyorsunuz.
***
Mikro ifadeler, nerelerde işimize yarar?
Cevabı çok zor değil fakat sınıflandıracak olursak,
1. Öncelikle çevremizdeki insanlarla aramızdaki iletişim kopukluğunun en önemli sebeplerinden biri, onların temel hissiyatlarına kulak vermemektir. Dolayısıyla insanların ne hissettiklerini anlayabilirsek onları memnun edebilme katsayısı da o derece artacaktır.
2. Bir yönetici, çalışanlarının isteklerini daha kolay anlayabilir.
3. Danışman, danışanının yalan söyleyip söylemediğini kolayca anlayabilir.
4. Satış elemanı, müşterisinin satın alıp almayacağını anlayabilir.
5. Özellikle Amerika ve İngiltere’de ortaya çıkışı, hem istihbarat teşkilatı hem emniyet güçlerinin yoğun olarak kullanmasıdır.
Elbette ki bu maddeleri çok daha fazla arttırabilmemiz mümkün.
Genel olarak mikro ifadeleri anlayabilmek, gündelik hayattaki insan ilişkilerimizi epey kolaylaştıran bir olgu da diyebiliriz.
“Peki, kendimizi nasıl geliştiririz?” diyenlere işi bilenlerden ufak bir tavsiye;
Televizyonda özellikle siyasilerin konuşmaları ya da çeşitli basın açıklamalarını seyrederken sesi kısıp odaklandığınız kişinin ‘kaş bölgesine’ bakabilirsiniz. Mikro ifadeleri çözümlerken gözlemleyeceğimiz en önemli bölge kaş bölgesi!
***
Son olarak bazı durumlarda insanların verdiği ani tepkilerin bir kaçının ne anlama geldiğini söyleyip geri kalan detaylarını araştırmanız için sizi yalnız bırakayım:
1. Erkekler bir konuda yalan söylerken strese bağlı gerginlikle beraber burunlarının ucundaki hassaslaşan sinir ucuna istemsizce dokunurlar.
2. Bir kişi, konuşurken dudaklarını aşağı yukarı istemsizce büzüyorsa bu söylediğine kendinin de inanmadığını gösterir.
3. Yalan konuşan insanların elleri, istemsizce ense ya da bacaklarına gider.
4. Alın ve göz çevresinde çizgiler oluşmayan insanlar gerçekten üzülmez.
5. Herkesin suçluyu bildiği bir ortamda herkese “Suçlu kim?” diye sorulduğunda kimin yüzüne hiç bakılmıyorsa suçlu o kişidir.
6. Bir şey söyledikten sonra ellerini ovuşturan kişiler, söylediği yalana kendini ikna ediyorlardır.
7. Gerçekten sinirlenen insan, duygularını eş zamanlı gösterir. Sırayla yapıyorsa yalandır.
Türkiye’de mikro ifadeler konusunda uzmanlaşmış, aynı zamanda müthiş samimi biri olan Oğuz Benlioğlu’nun bu konuyla alakalı iki farklı kitabı var. Her ikisini de iki gün içinde bitirdiğimi söylemek istiyorum ki kitaplara çok bağlı biri sayılmam. Eğer mimik konusunda kendinizi geliştirmek istiyorsanız Oğuz Benlioğlu’na ait Mikro İfadeler ile Yalan Radarı’nı kesinlikle okumanızı öneririm.
Meraklılara iyi okumalar.
Herkese sevgiler.
Bakmadan Geçme





