Ülke gündemini bir aydır meşgul eden zeytin arazileri yasası, Cumhuriyet kurulduğundan beri on sekiz defa, 2000 yılından beri altı defa değişikliğe uğramış. Şu an Meclis Komisyonu’ndan geri çekildi. Bu yedincisi olup bunun için özel çalışma yapılması gerekir. Türkiye’nin farklı bölgelerinde Zeytincilik Araştırma Enstitüsü Müdürlüğü birimleri mevcut olup bu birimlerin hala ne iş yaptığını çözebilmiş değilim.
Zeytin ve zeytinyağı üretiminde Türkiye; dünyanın Yunanistan, İtalya ve İspanya ile beraber büyük üretici konumundadır ancak Pazar, Yunanistan ve İtalya üzerinden devam ettiği için Türkiye, fason zeytin ve zeytinyağı üreten ülke konumundadır. Türkiye, kendi ülkesinde yaşayan vatandaşlarına zeytinyağı tüketimini öğretememiştir. Doğu Karadeniz Bölgesi’nde zeytinyağı dendiği zaman akıllara ayçiçeği yağı gelmekte ve bilen vatandaşlar da zeytinyağının ağır olduğunu beyan etmektedirler.
Ege ve Akdeniz‘de çiftçilerin boş kalan tarım arazilerine cinsini, rekoltesini bilmeden önüne gelen yere, hatta kendisine ait olmayan hazine arazilerine zeytin dikmeye devam etmektedirler. Meclis gündeminde bulunan tasarı geri çekildi. Alt yapısını normal şartlarda eğitim araştırma enstitüsünün yapması gerekirken bu işi yıllardır siyasi iktidarlar yapmakta olup gereksiz gündem konusudur.
Marjinal tarım arazisinin altında maden olduğu varsayılırsa zeytin ağaçlarının o araziden sökülüp başka araziye nakli yapılabilir. Çünkü maden başka arazide çıkmayacağına göre zeytinin naklinin yapılmasında sakınca yoktur.
Gelelim milli marşlar konusuna. Dombra, Mehter Marşı, İzmir Marşı ve Türk milletinin damarlarına kadar işlemiş marşları hangi siyasi parti olursa olsun kendisine mal etmesi yanlıştır. Ne dombra AKP ve MHP’nin ne de İzmir Marşı CHP’nindir. Bu marşlar Türk milletinindir. Millet; sokakta, konserde, stadyumda ve diğer yerlerde istediği marşı söylemekte özgürdür. Nasıl Mete Han, Sultan Alparslan, Fatih Sultan Mehmet ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Türk milletinin Ata’sı ise o marşlar da İstiklal Marşı gibi Türk milletinin milli marşıdır ve böyle kalmaya devam edecektir.
