Ulus Meydanı’na dair

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Cumhuriyet ışığının ilk aydınlattığı kentlerden biri olmuş Ödemiş…

Planlı kentleşme ve alt yapıyla tanışan ilk ilçe olmuş…

Sonrası, bilimsel eğitime dayanan ve büyük ölçekli planlamanın proje yarışmasını kent merkezi üzerinden 1944’te yaparak gene bir ilki tarihe not düşürmüş…

68 yıl mikro çözümler, imar plan tadilatları ve günü kurtarmalar, biraz popülist yaklaşımlarla geçmiş. 2012’de makro ölçekli ve farklı uzmanlıkların etkileşimlerinde, bilimsel havuzda derecelendirilen “Ödemiş Belediyesi kent merkezi ve yakın çevre ulusal mimarlık ve kentsel tasarım fikir proje yarışması”yapılmış. Belediye bütçesinden bu yarışmada dereceye giren projelere uygulamaya yönelik ödemeler yapılsa da şimdiki belediye yönetimince ekonomik yetersizlik bahanesiyle 2014-2019 strateji planından çıkarılmış…

Ödemiş kent merkezinde kentin her kesiminin yıllardır buluşma noktası ve hafızası olan, Büyükşehir Yasası ile İzmir B.Ş.B. sorumluluğuna geçen yaşlı, yorgun Ulus Meydanı ve onun siyasetin eline düşmesine getiriyorum lafı…

Ve bu ön bilgiler eşliğinde, Ödemiş’in sıcağında soğuğunda insanların hava alma noktasının, aslında önce kuzey-güney yönünde yeşil aks, hava akım vadisi olarak planlanan Ulus Meydanı’nın kuzeyden Kız Meslek Lisesi ile önünün kapandığını da hatırlayalım…

Kasım 2016; Ulus Meydanı’nın sorumlusu İzmir B.Ş.B. olmaksızın Ödemiş Belediyesi, Terziler Odası, Gıda Maddeleri Odası ve pazarcı esnafın katılımıyla yapılan toplantının hangi niyetle yapıldığını anlamaya çalışıyorum. Aynen Şubat 2018 Ödemiş Belediyesi’nde pazarcı esnaf, Terzi Odası’nın katıldığı, son anda İzmir B.Ş.B.’nin de kerhen dahil edildiği toplantı gibi…

Oysa haftanın geri kalan altı günü meydandan faydalanan, köylüsü kentlisi, yaşlısı genci, erkeği kadını binlerce Ödemişli’nin beklentileri, istekleri vardır şüphesiz…

Cumartesi Pazarı’nın da kurulduğu, 288 emekçi esnafın da “ekmek teknesi” durumundaki meydan, geçen yıl isim değişikliği üzerinden de siyasi tartışmanın içine çekilmek istenmişti…

İzmir B.Ş.B’nin planlama departmanında bir yıldır farklı uzmanlıkların sinerjisinde projelendirilen Ulus Meydanı’nın iki etapta uygulamaya yönelik ihalesi yapıldı ve çalışmalar başladı. Proje, görebildiğim kadarıyla kent belleğine, haftanın bir günü 288 pazarcı esnafın kullanımının yanı sıra geri kalan altı günü binlerce insanın yararlanmasına ve rekreasyon ilkelerine saygılı hazırlanmış. Sanırım 300 gün sonra proje uygulaması bittiğinde bugün siyaseten yaratılmak istenen fırtınaların ne kadar gereksiz ve birilerinin bilinçaltının oyunu olduğu da ortaya çıkacaktır…

“Siyaset, belli bir üretim biçiminin varlığı ve gelişimi için gerekli koşulları toplumsal çapta sağlama uğraşıdır” diyor bir düşünür. Yani siyasetçiler, özelikle seçilmiş ve atanmışlar, toplumun her kesiminin eşit faydalanmasında sürdürülebilir çözümler sunmalıdır. “mış” gibi, algı oyunlarına dayanan, liyakata, biligiye, bilimselliğe ve tabana yayılmayan çözümler, siyasete olan toplumsal güveni sarsıyor yazık ki…

Kendimi bildim bileli okuyup öğrendiklerimle, yaşayıp tecrübe etiklerimle, gezip görüp doğru tahliller yapmaya çalıştığım kadarıyla, beklentisiz ve iyi niyetle, sosyal sorumlulukla katkı koymaya çalışırım siyasete. Maalesef ideolojiden, bilimden ve sosyal sorumluluktan uzak tüm siyasi yaklaşımlar, çözüm üretmiyor. Hatta bilakis kendisi problem olarak ortaya çıkıyor…

Sonuçta sosyal, kültürel, ekonomik gelişme adına, demokrasi adına beklentiler, siyaseten seçilmiş ve atanmışların ağzında sakız olamaktan öteye gidemiyor…

“Siyaset tahlilinin Ulus Meydanı ile nasıl ilgisi var?” diyeceksiniz…

Öyle işte…

Ulus Meydanı’na dair