Türk’ün maskeyle imtihanı

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Pandemide normalleşme dönemine geçilirken maskeli yaşam, zorunlu olarak devam ediyor. Tehlike, henüz geçmiş değil. Dünya, her an salgın tehdidi altındadır. Bu nedenle maske, mesafe ve hijyen, bundan sonraki yaşamın ayrılmaz üç kuralı durumuna geldi. Ülkeyi yönetenler, maske takmayı mecbur hale getirdi. Maskesiz dolaşan kişilere 250 TL’den 1000 TL’ye kadar para cezası kesilebiliyor. Salgın döneminde başlayan maskeli hayat, normalleşme döneminde de devam ediyor. Bugüne dek Çin’de, Japonya’da gördüğümüz maskeler, bizim hayatımıza da girmiş durumda. Ancak her yerde maske takmanın zorunlu olduğu anlatılırken bizim insanımız maskeyi gönüllü takmıyor. Yasak savmak için takıyor. Salgın esnasında bile maske takmak istemeyen insanlarımız, normalleşme döneminde tamamen takmamaya başladı. En başta cumhurbaşkanı bile televizyonlarda maskesiz görüntüler verdi. Birçok insanımız maskeyi ihtiyaçtan değil, mecburiyetten takıyor. Masken var mı, var. Doğru bir şekilde maske takanların sayısı çok azınlıkta kalıyor. Örnek olması gerekenler, gerekli önemi vermedikçe maske takanların sayısı giderek aşağıya doğru iyice azalacaktır. Bakın sokaktaki insanlara, yarıdan fazlası hiç maske takmamaktadır. Takanların yarıdan fazlası da usulüne uygun takmamaktadır. Bu sayı köylere, yeni adıyla kırsal mahallelere doğru gidildikçe yok denecek kadar azalmaktadır.

Zorla güzellik olmadığı gibi zorla maske de takılmıyor. Maske takmak için bilinç gerekli. İnsanların kendi hayatları için maske takmanın şart olduğunu inanması gerekiyor. Bu bilinç olmadığı için sadece kontrol edilen alanlarda takıyor. Kontrol edilmeyen alanlara gelindiğinde ya çıkarıyor ya da yerinden başka bir yere kaydırıyor. Kimi kafasına, kimi kulağına, kimi koluna ya da vücudunun başka bir yerine takıyor. Kimi de rastgele yere atıyor.

Biliyorsunuz, salgın dönemlerinde pazar yerleri sıkı denetim altındaydı. Zabıtalar girişlerde bekliyor, insanların ellerini dezenfekte ediyor, maske takmayanları uyarıyor, maskesi olmayanlara da maske vererek takmasını istiyordu. Uyarılmaktan rahatsız olan vatandaş, maskesinin olmadığını söylüyor. Zabıta hemen bir maske veriyor. Maskeyi istemeyerek alan vatandaş, takması gereken yere değil de kafasının üstüne takarak giriyor pazar yerine.

Şimdilerde pazar yerlerinin denetlenmesi, eski sıkılığını kaybetmiş durumdadır. Ancak marketlerde ve resmi dairelerde sıkı kontrol devam etmektedir.

Maske takmalı mı, takmamalı mı?

Bu soru üzerinde bile tüm doktorlar ve bilim insanları hemfikir değil. Kimileri ısrarla takılmasını isterken kimileri de maskenin tam koruyucu olmadığı gibi sakıncalı yönlerinin olduğunu söylemektedir. Vatandaş, iki düşünce arasında sıkışıp kalmıştır. Takmamak daha kolayına geldiği için bunu tercih etmektedir.

Bazı durumlarda vatandaşı maske takması gerektiğini uyaran görevlilerin bile maske takmadığı gözlenmektedir.Takanların çoğunun da doğru takmadığı görülmektedir.

Öyle ya da böyle maskeli yaşam, bir süre daha devam edecektir.

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Türk’ün maskeyle imtihanı