Türklere yasak, yabancılara serbest

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Covid-19, canımızı sıkmaya devam ediyor. Bir yılı aşkın süredir yapılan çalışmalar, ne yazık ki soruna köklü bir çözüm getiremedi. Geçen yıl mart ayından sonra uzun süre evlerde kapandık. Özellikle 65 yaş üstü vatandaşlarımız, dünyada örneği olmayan bir mantıkla evlere hapsedildiler. Özgürlükleri kısıtlandı, sağlık kontrollerini yaptıramadılar ama bunca özveriye rağmen bırakın hastalığın kökünün kazınmasını, vaka ve ölüm sayıları görülmedik derecede arttı.

Türk Tabipler Birliği; salgınla mücadelenin iyi yönetilmediğini, gerekli önlemlerin zamanında ve doğru alınmadığını, aşılamada çok geç kalındığını, iki doz aşı olanların toplumun yüzde 10’unu bile geçmediğini açıklayarak önerilerini sıralıyor ve şöyle diyor:

“Mevcut sağlık politikalarının başarısız olduğu kabul edilerek sağlığa bütüncül bakan toplum ve sağlık örgütlerinin katılımı ile dayanışma içinde yeni bir sağlık politikası izlenmelidir. Pandemi ile mücadele, derhal geniş katılımlı ‘yerel pandemi kurullarına’ devredilmelidir. Bu kurullara yerel yönetimler, sağlık, emek, meslek örgütleri ve toplum dahil edilmelidir. Bilimsel ölçütlere uygun filyasyon ekipleri kurulmalı, salgının kaynağına ulaşılmalı, vatandaşlar hastalanmadan veya hastaneye gelmeden evlerinde gerekli önlemler alınmalıdır. Çalışanlar sosyal ve ekonomik hiçbir kayba uğramadan AVM ve fabrika gibi kalabalık yerler, kapalı alanlar en az 14 gün kapatılmalıdır. Aşılamada hedef, toplumsal bağışıklık olmalıdır. Etkili ve hızlı bir aşılama programı, şeffaf bir şekilde uygulanmalıdır. Uluslararası dolaşım en aza indirgenmeli, zorunlu olanlara da 14 gün karantina uygulanmalıdır. Sağlık çalışanlarının yorgunluğunu azaltacak maddi ve manevi önlemler derhal alınmalı, sağlık çalışanlarının moral ve motivasyonu yükseltilmelidir.

Bunların yanında salgınla mücadele sırasında halkın temel ihtiyaçlarını karşılamak, temiz hava, güneş ve fiziksel hareketliliğimizi sağlayacak alanlar ve düzenlenmeler yapmak iktidarın görevidir. Sadece belli kesimlerin ekonomik çıkarlarını korumak için halkın sağlığını tehlikeye atmak yönetenleri sorumlu yapar.”

Doktorlarımızın en büyük örgütü olan Türk Tabipler Birliği böyle derken dünyanın birçok ülkesi, sınırlarını dışarıdan gelenlere kapatıp PCR testi ve en az 14 gün karantina uygularken Sağlık Bakanlığı, yayınladığı bir genelge ile 15 Mayıs’tan itibaren 15 ülkeden kara, hava ve deniz yoku ile gelecek yabancılara PCR testi ve karantina uygulamadan yurda giriş serbestliği tanıdığını duyurdu.

Ülkemiz, zor bir süreçten geçmektedir. Her gün kaybettiğimiz insan sayısı 400’e yaklaşmıştır. Vaka sayıları yeterince düşmemiştir. Bir yandan önlem diye insanlarımızı evlere hapsedip esnafımızın geçim kaynağı iş yerlerini kapatırken, yazlığında tek başına denize giren veya maske takmayan vatandaşlarımıza cezalar yazılırken yabancı ülkelerden gelecek turistlere bu muafiyetin tanınmasının bilimle ve hakkaniyetle bir ilgisi yoktur. Meşhur deyimle insanın “Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diyesi gelmektedir.

Bu karar, Türk Tabipler Birliği’nin eleştirilerini haklı çıkarmaktadır. Kararın dünyada örneği yoktur. Tehlikeli mutasyonlar artarken bu kararı almak, daha büyük tehlikelere davetiye çıkarmak anlamına gelmektedir. Vakit varken bu karardan derhal vazgeçilmeli, salgınla daha ciddi bilimi ve bilim adamlarını rehber alan bir mücadele yürütülmelidir.

 

Türklere yasak, yabancılara serbest