Geçtiğimiz günlerde -sanıyorum arife günü idi- Ödemiş’te yapılan su kesintisi, hem e-sosyal medyada hem de bazı siyasetçilerde karşılık buldu. Sonra sanıyorum bir iki gün de geceleri su kesintisi yapıldı.
Vatandaşlar, yapılan su kesintisini kendilerince tiye aldı. Yani alay edip kendilerince eğlendiler. Gördüğüm kadarıyla ilgili kurumlardan da konuyla ilgili açıklamalar geldi.
İnternette haberlere bakarken, “Tire’de su sıkıntısı” başlıklı bir haber gördüm:
“Başta süt ve süt ürünleri olmak üzere gıda sanayisinin önemli kuruluşlarını bünyesinde barındıran Tire Organize Sanayi Bölgesi’ndeki tesislerin su sıkıntısının giderilememesi durumunda kapanma, yaklaşık 5000 işçinin de işini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalabileceği bildirildi.”
Tire Organize Sanayi Bölgesi Müteşebbis Heyet Başkanı Metin Akdaş, “Bölgemizde yapımı tamamlanan ve tamamlanmak üzere olan baraj ve göletlerde sanayi bölgemiz için de kullanım hakkının tesis edilmesini, İzmir Kalkınma Ajansı tarafından finans desteği ile uygulamaya başladığımız ‘Atıksu Arıtma Tesisinden Çıkan suyun İleri Arıtma ile Tarımsal Sulamada Kullanılması’ projesinin desteklenmesi ve yaygınlaştırılması hususunu da yetkilileri ilettik” diye konuşmuş.
Suyu doğru kullandığımızı söyleyebilir miyiz? Kesinlikle hayır…
UNICEF tarafından hazırlanan içme suyu raporuna göre tüm dünyada her on kişiden üçünün evinde güvenilir kullanma suyu bulunmazken her on kişiden altısı da uygun koşullara sahip sağlıklı sudan yoksun olarak yaşıyormuş.
Birleşmiş Milletler’e bağlı UN-Water kuruluşuna göre de dünyada artan nüfus, küresel ısınma, kuraklık gibi nedenlerle suya talep artarken tatlı su kaynakları her geçen yıl azalıyormuş.
Farkında mısınız bilmiyorum ama bölgemizde 300 bin civarında büyükbaş hayvan var ve bunları doyurmak için de ovanın neredeyse tamamına mısır ekiliyor. Mısır, çok su isteyen bir bitkidir.
Tarım üreticisi, para kazanamayınca hayvancılığa ve mısıra yöneliyor. Bir kısır döngü söz konusu ve bu girdaptan kurtulmak, ciddi bir planlama gerektiriyor.
Verilere göre, dünya yüzeyinin dörtte üçü sularla kaplı olmasına rağmen insan kullanımına uygun tatlı su miktarı sınırlı. Dünya yüzeyindeki mevcut suyun yüzde 1’den daha az bir kısmı, ekosistem ve insan kullanımına elverişli tatlı su kaynaklarından oluşuyor. Buna göre, dünya üstünde yaklaşık 35 milyon kilometreküp tatlı su bulunurken bunun sadece 105 bin kilometreküpü, elverişli tatlı su kaynakları arasında yer alıyor.
Türkiye, sanılanın aksine ‘su zengini’ bir ülke değil. Artan nüfusa paralel olarak artan su kullanım alanları ile Türkiye, ne yazık ki ‘su fakiri’ bir ülke olma yolunda ilerliyor.
Bu yazı gazetemizin 8 Ağustos 2020 tarihli sayısında yayınlanmıştır.
