Telefonla koronavirüs bulaşır mı?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

65 yaş üstü sokağa çıkma yasağına 20 yaş altılara da sokağa çıkma yasağı getirildi. Koronavirüsün çok hızlı yayıldığı bu dönemde olması gereken bir tedbirdi. Biraz gecikmeli de olsa alınan bu ek karar doğrudur. Bu salgının önlenmesi için bilim insanlarının önerilerine hep birlikte uymamız gerekir. Kararlara saygılıyız ve uyuyoruz.

Bizim Hasan’la epeydir görüşemedik. Beni cepten aradı:

– Hocam, nasılsın, iyi misin?

– İyiyim Hasan, sıkıntı yok. Biliyorsun, biz 65 yaş üstü gençlere sokağa çıkma yasağı var. Akşama kadar evdeyim.

– Biliyorum hocam, bugün dükkanın önünden geçtim, açıktı. Senin olmayacağını bildiğim için uğramadım.

– Evet, dükkanı bir hafta kapalı tuttum. Müşterilerden arayan arayana: Ne zaman geleceksin, bana şu lazım, para getirdim, bir ara gel git. Baktım olacak gibi değil. Oğlanı gönderdim. Bu hafta açığım. Eski çırak Mehmet de yardım ediveriyor. Müşterilerimizin hizmetindeyiz.

– Ne zaman bitecek bu ev hapsi?

– Bilmiyorum ki Hasan. Reis bilir. Reis ne zaman derse o zaman bitecek.

– Bu reis de her şeyi biliyor ha! Üniversite mezunu değil diyorlar ama üniversite mezunlarına duman attırıyor.

– Öyle deme Hasan, üniversite mezunu olmasa cumhurbaşkanı olabilir mi?

– Diploma sahte diyorlar.

– Bilmem!

– Hocam, bu koronavirüs ne kadar berbat bir şeymiş ya! Baksana dünyayı esir aldı. Bizim köyde ona gavat diyorlar. Korona insanların aklına gelmiyor, kısaca gavat deyiveriyorlar. Her yerde gavat muhabbeti var. Hangi televizyon kanalını açsan gavat orada. Nasıl bulaşır, nasıl yayılır, bugün kaç kişi ölmüş, kaç kişi hastalanmış, kaç kişi iyileşmiş. Gavatla yatıp gavatla kalkıyoruz.

– Hasan, çok komiksiniz vallahi. Sizin köy her olaya bir kulp bulmakta çok mahir, baksana koronaya bile bir kulp takmışsınız. Hem de yakıştırmışsınız. Köyünüzle ne kadar övünseniz azdır.

– Hocam, bu zor günler nasıl geçer? Tamam, durum çok ciddi, bunu biliyoruz ama kara kara düşünecek değiliz. Biz önlemlerimizi alalım, gerisi Allah’a kalsın. Keşke reisimiz de önlem almada gecikmeseydi. Termal kameradan geçen umrecilere ateş düşürücü verilmeseydi. Onlar daha ilk geldikleri günde karantinaya alınsaydı. Ah hocam ah, söylenecek söz çok da ceremeye verecek para yok. Neyse…

– Neyse, Hasan sen ne yapıyorsun bu arada? Sağlığın iyi mi?

– Ben iyiyim hocam. Evdeyim, sık dışarı çıkmıyorum. Mümkün olduğunca dikkat ediyorum. Zaten insanlar birbirinden şüphelenir oldu. Kimse kimseyle görüşmek istemiyor. Herkes birbirini potansiyel şüpheli görüyor. Telefonla bile arayan azaldı. Bu virüs denen gavat telefonla bulaşır mı acep! İnsanlar onun için mi telefonla aramaktan çekiniyor?

– Yok Hasan ya, o kadar da abartma! Telefonla hiçbir hastalık bulaşmaz.

– Biliyorum hocam, işimiz muhabbet olsun. Bu günler nasıl geçer?

– Haklısın Hasan. Aradığına sevindim. Ben de ararım seni. İyi günler diliyorum. Bu zor günler geçsin, yine dükkana beklerim. Okuyucular da merak ediyor seni. Tanıdıklara selam söyle.

– İyi günler hocam.

***

İşte böyle sevgili okuyucularım. Biliyorum, Hasan’ın muhabbetini siz de seviyorsunuz. Başka muhabbetlerde buluşmak dileğiyle, sevgi, saygı ve mutluluklar.

Telefonla koronavirüs bulaşır mı?