Tamam

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İstanbul, işgal altındadır. İşgalci Yunan askerlerine karşı ilk kurşun Ödemiş’te atılmış, Anadolu’da Kurtuluş Savaşı’nın ateşi yakılmıştır.

Fenerbahçe’nin gizli çalışmalarda bulunduğunu öne süren işgal güçlerinin komutanı General Harrington, kulübü kapattırır ancak tepkiler karşısında 70 gün sonra açılmasına izin vermek zorunda kalmıştır.

Kurtuluş Savaşı kazanılmış, Lozan görüşmelerinde sona yaklaşılmıştır. İstanbul’u terk etmeden önce kendisine saha içinde ve dışında sıkıntılar yaşatan Fenerbahçe’ye ders vermek isteyen General Harrington, İstanbul’daki en iyi İtilaf Devletleri oyuncularından bir takım oluşturur. İşi şansa bırakmayıp özel olarak çalıştırılan bu takıma İngiltere’den getirtilen dört profesyonel oyuncu da takviye edilir. ”Gardler Karması” diye adlandırılan takım, gazetelere ilan vererek Türk takımlarına meydan okur:

“Kazanan takım, İtilaf Kuvvetleri’nin başkomutanının adıyla anılacak bir kupayla ödüllendirilecektir.” Harrington’ın amacı, İstanbul’u terk etmeden önce şehrin takımlarından birine ağır bir mağlubiyet yaşatmaktı. İlana yanıt ertesi gün gelir:

“Fenerbahçe, İtilaf Kuvvetleri’nin maç teklifini koşulsuz ve şartsız olarak kabul eder. Maça sadece kendi oyuncularıyla çıkacağını belirtir.”

Maç, şimdi yerinde Gezi Parkı’nın bulunduğu Taksim Stadyumu’nda oynanacaktır.

Fenerbahçe, yine bir Haziran ayında, 29 Haziran 1923 günü işgal güçlerinin takviyeli karmasını 10 kişi kalmasına rağmen 2-1 yenerek İngilizlere İstanbul’dan ayrılmadan önceki son yenilgiyi tattırır.

Halk sokaklara dökülür; İsmet Paşa, Lozan’dan Fenerbahçe’ye kutlama telgrafı çeker. Fenerbahçe, yaklaşık beş yıl süren işgal sırasında İtilaf Devletleri takımlarıyla yaptığı 50 maçın 41’ini kazanmış, dördünde berabere kalmış, yalnızca beşini kaybetmiştir.

Bir metre uzunluğundaki General Harrington Kupası, işgale direnenlerin ellerinde yükselir. Bu kupa, kazanılmasının üstünden neredeyse yüz yıl geçmesine rağmen Fenerbahçe’nin müzesindeki gurur kaynaklarındandır. Çünkü Anadolu yakasında o günkü zafer çığlıkları hâlâ çınlıyor. Çünkü bu asırlık zafer, futbol kulübünün işgale direnişini ve Mustafa Kemal önderliğindeki bağımsızlık savaşına yaptığı katkıyı simgeliyor.

Bu Haziran’da da geçtiğimiz hafta sonu Fenerbahçe artık TAMAM dedi, dört katı gibi bir oy farkıyla demokratik bir seçim sonunda 20 yıllık başkanını değiştirdi.

İlk kez bizim Başkomutanımız Mustafa Kemal Atatürk’ün atlı bir resminin altında okuduğum Timur’un sözü olduğu düşünülen bir atasözümüz der ki: “Bir mıh bir nalı, bir nal bir atı, bir at bir komutanı/yiğidi, bir komutan/yiğit bir vatanı kurtarır.”

Haziran bahar ayıdır, baharda doğa uyanır, canlanır, yenilenir…

Fenerbahçe’nin 29 Haziran 1923 gününden beri Taksim Gezi Parkı’nda ve bu Haziran’daki değişim iradesi, 24 Haziran’da tüm ülkemizdeki değişimin müjdecisi olacak gibi.

Güzel şeyler oluyor ülkemde, güzel günler göreceğiz…

Çiçekler açacak dağlarına, bahar gelmiş memleketime. Artık TAMAM.

Millet değil devlet kemer sıkacak, ekonomi düzelecek, eğitim, bilim, liyakat, adalet, demokrasi gelecek, ince ince değişecek Türkiye.

Bir oy bir sandığı değiştirir,

Bir sandık bir ilçeyi,

Bir ilçe bir ili değiştirir,

O il Türkiye’yi değiştirir,

O BİR OY SENSİN.

Tamam