Son sözü sayın cumhurbaşkanımız söyleyecek

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Artık alışkanlık haline geldi. Her bakan, koronavirüs ya da kendi konusu ile ilgili açıklamalarda bulunduktan sonra sözünü “Son sözü sayın cumhurbaşkanımız söyleyecek” diyerek bitiriyor. Bakanlığın aldığı kararların açıklanmasını bile cumhurbaşkanına bırakıyorlar.

Bu, cumhurbaşkanının emri mi yoksa bakanların işgüzarlığı mı anlayamadım. Bir bakanlığın almış olduğu kararların açıklanması, neden cumhurbaşkanlığına bırakılır ki! Bir bakanın kendi aldıkları kararları açıklamasında ne gibi sakıncalar vardır, bileniniz var mı? Alınan kararlar, zaten sayın cumhurbaşkanının bilgisi ve izni dahilinde alınmıyor mu?

***

Son sözü sayın cumhurbaşkanı söyledi: Koronavirüs nedeniyle biz 65 yaş ve üstü gençlere uygulanan sokağa çıkma yasağından kırk küsur gün sonra pazar günleri saat 11.00 ile 15.00 arası tam dört saat yürüme mesafesinde sokağa çıkabileceğiz. Yürüme mesafesinde dört saat, hem de pazar günü yürümekten başka ne yapılabilir ki! 65 yaş ve üstü gençlerin yürümekten başka ihtiyaçları yok mu acaba? Hafta içinde hiç olmazsa günde ikişer saat sokağa çıkma izini verilirse bize hem moral olur hem de diğer ihtiyaçlarımızı görebiliriz.

***

Koronavirüs, bütün yaşantımızı alt üst etti. Olmaz denenler oldu, olur denenler olmadı. Bu da hayatın bir cilvesi olsa gerek. Kurtuluş Savaşı’nda camilerin kapatılmasını konu ederek CHP ve onun kurucularını yerden yere vuran AKP ve onun kurucuları, koronavirüs zamanında camileri kapattı. Salgın nedeniyle camilerin kapatılmasının eleştirilecek hiçbir yanı yoktur. Bunu takdirle karşılamak gerekir. İhtiyaç ya da zaruret halinde camiler de okullar da kapatılabilir. Bunu yaşayarak öğrenmiş olduk. Bu konu, artık siyasete alet edilmemelidir.

Buradan kimse CHP’yi savunduğumu çıkarmasın, yarın kim “AKP camileri kapattı” diyerek siyaset yapmaya kalkarsa onu da kabul edemem.

Koronavirüs salgınından bu yana sürüncemede olan maske konusu sonuca bağlandı. Artık maske satılabilecek. Olması gereken buydu zaten. Ne diye iktidar “Maske satılmayacak, bedava dağıtılacak” diye yapamayacağı bir işi üstlendi anlamış değilim.

AKP ve kurucularının ağzındaki “Karneyle ekmek dağıttılar” sakızına karşılık CHP’lilerin ağzında da “Kodla maske dağıtamadılar” sakızı var şimdi.

***

Sanal medya

Birçok haberi oradan alıyoruz. Muhalefetin sesi daha gür çıkıyor orada. “Muhalefeti olmayan ülkede demokrasi yoktur” deniliyor. Yazılı ve görsel medyanın çoğu, aynı manşetle çıkan haberleriyle tek elden yönetildiklerini kanıtladılar ve güvenirliğini kaybetmiş durumdalar. Az sayıdaki muhalif medyanın susturulmaya çalışıldığı bu günlerde her ne kadar sanal medyada üfürükten haberler yayılsa da doğru haberler de yer buluyor. Sanal medyadaki haberlerin doğrusunu ve eğrisini bulmak takipçiye kalıyor. “Her haber doğru değildir” diyerek temkinli olmak en iyisi.

***

Sanal medyadan ilgimi çeken iki paylaşım:

Berna Laçin soruyor: Zenginsek neden halktan para topluyoruz, fakirsek neden zengin ülkelere yardım ediyoruz?

Bir başkası:

ABD’ye tıbbi yardım yapmışız.

Aklıma Nasrettin Hoca fıkrası geldi.

Nasrettin Hoca’ya sorarlar:

– Hocam, bu yıl fitreni kime vereceksin?

Hoca, gayet sakin bir sesle:

– Köyün zenginine.

– Aman hocam, o kadar fakir varken neden zengine veriyorsun?

– Vallahi ben, Allah’ın işine karışmam. O kime veriyorsa ben de ona veririm.

***

Sevgi, saygı ve mutluluklar.

Son sözü sayın cumhurbaşkanımız söyleyecek