İstatistiksel bir veri yok elimde ama dünden beri acı bir olayın görüntüleri ile şiddet olaylarının artışının gizlenemeyecek boyutlara ulaştığını düşünüyorum.
Şiddet uygulayan insanın psikolojik,sosyolojik sorunları vardır. Bu sorunlara alkol ve uyuşturucu gibi bağımlılıkların eşlik ediyor olması da hiç şaşırtıcı bir durum değildir. Ekonominin de kişilerin davranışlarını etkilediğini görmezden gelemeyiz. Koskoca bir orman yanıyorken oradaki bir karıncanın yaşam hakkını savunmak da sorumluluğumuzdur ama yangını söndürmeye ve diğer canlıların hayatını kurtarmaya ve oluşan devasa kara bulutları dağıtmaya faydası olmaz. Karıncanın yaşam savaşı değerlidir, karınca için mücadele edenlerin güç birliği önemli bir kazanımdır. Ama yetmez.
Hastalandığınızda hastalığınızla ilgili doğru doktora muayene olmanız kadar doktorun hastalığı doğru teşhis etmesi de çok önemlidir. Kulağınız duymuyorsa en iyi göz doktoruna gitseniz bile size çok faydası olmayacaktır. Doktora mide ağrınız için gittiğinizde tırnak mantarı tedavisi uygulasa bu da soruna çözüm değildir. Sorun, şiddet sorunudur. İnsanın insana, insanın hayvana, çiçeğe, böceğe, havaya, suya uyguladığı bir şiddet var. İçinde bir öfke, kimin öfkesi kime denk gelirse orası yangın yeri.
Söylenenler ve yapılanlar, çözüm bulma amaçlı değil. Sorunu görmemek için direniyoruz. Bu bir şiddet sorunudur. Şiddet uygulayanların çok ciddi bir şekilde tedavi edilmeye, ehlileştirilmeye ihtiyaçları var. Onları çoğaltan, besleyen batak, çürük yapılaşmalardan kurtarılmaya ihtiyaçları var. Bir taraftan sigarayı yasaklıyorsanız diğer tarafta yeni fabrikalar açmamalısınız mesela. İşsizlikten bahsediyorken çalışmak isteyen insanların elinden iş imkanlarını almamalısınız. Onuruyla çalışmak dururken işsizliğe, açlığa mahkum ettiğiniz her birey, patlamaya hazır bir bomba gibidir. Bunun yanında parası olanın para kaynağının sorgulanmadığı ve itibar gördüğü topluluklarda suç olaylarının arttığı da bilinen bir gerçektir. Bir yerde kaynağı açıklanamayan bir servet, diğer yanda bütün gün güneşin altında çalışıp alın terinin karşılığını alamayan adamların çocuklarının ihtiyaçlarını karşılayamaması da insanlığı çürüten zor bir süreçtir. Bir baba düşünün ki kendi anne babasının sağlık giderlerini karşılayamıyor ve çalışıp kazandığı, çocuklarının karnını doyurmuyor. Üstelik yetersiz kalmanın verdiği eziklikle yaşamaya çalışıyor. Kendisinin aylarca çalışıp kazanamadığı parayı hiç emek harcamadan kazanan ve de saygı gören insanlara bakış açısı nedir? Bu tarlaya ekilen sevgi tohumu tutar mı? Gencecik beyinler, hiç iş yapmayan, süslü püslü film karakterlerinden etkilenmez mi? Etkilenir.
Sorun varsa sevgisizlikten, adaletten, ekonomiden, sosyolojik travmalardan, psikolojik sorunlardan dolayı var. Aynı toplumda yaşadığımız için hep birlikte mutlu ve huzurlu yaşamaya dair çözümler üretmeye başlamalıyız. Bunun ilk adımı, sorunu doğru teşhis etmekten geçmektedir. Sonraki adımlar için de hep birlikte ama en çok da sorunun uzman, bilgili, yetkili ve etkili kişileri tarafından ele alınarak doğru uygulamalar geliştirilmesi gereklidir. Bugün ah vah etmek için vakit yok. Hep birlikte bu sorunları çözebiliriz. Sadece vicdanımızı rahatlatmak için paylaştığımız bir söz; tepkimizi, tarafımızı duyurmamıza yardım eder ama sorunu çözmez.
