İyi günler, vaka sayısı elli bine dayandı.
İnsanların sabrı nereye dayandı bilmiyorum ama bu son bir yıl, çok sayıda alan için araştırma konusu olacak niteliktedir.
Yasak olanın daha cezbedici olduğu herkesçe bilinir ancak bu kez, bizim deldiğimiz yasakların sonucunu başka evlerin, başka ailelerin yaşadığını bilmek daha acı verici.
”Bitti, kurtulduk” naralarıyla sokaklara çıktığımız her bir gün hanemizden, başkalarının hanelerinden bir insanın daha eksildiğini bilmek çok can yakıcı.
En üstten en alta kadar hiç kimsenin yeteri kadar bu hastalığın derdine düşmediğini görmekle kalmadığımız bu günler, zannediyorum daha da uzun sürecek.
Eski hayatımızın sıradanlaşmış, alışılmış olgularından çok daha uzağız artık.
Aylardır bu konuyla alakalı bağıranların sesini kıstık, kendi sesimizi daha çok duyabilmek için.
Gündem bir an olsun değiştiğinde daha az önemsedik hayatımızın gerçeğini.
Üstelik bunu kaleme alan ben dahi aştım kendimi kimi zaman.
İnsan evladı böyle işte, sanki hiç başına gelmeyecekmiş gibi yaşar.
İyi günler, insanlar iyice saçmaladı, sapıttı.
‘SAPIK ALİHAN’ ismiyle açtığı Youtube kanalında yıllar önce Mersin’de kaybettiğimiz Özgecan Arslan’a ağza alınmayacak çirkin sözler söyleyen,
Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün portresini kolonya ile yakan,
3 yaşında küçük bir çocuğa tecavüz ettiğini itiraf eden,
insanlıktan nasibini almamış çocuk görünümlü canavar da katıldı bu ülkenin gerçeklerine.
Eşinden para koparmak için hiç tereddüt bile etmeden onu uçurumdan atan insan görünümlü canavar ve saymakla bitiremediğimiz niceleri gibi.
İyi günler; esnafı, işçisi, öğrencisi, emeklisi, insanı mutsuz ülkem iyi günler.
Günler artık birçoğunuz için ne kadar iyi geçiyor bilmem ama yine de;
iyi günler, iyi insanlar, iyi şeyler.
Her şey bir şekilde kötülüğe bulaşırken
biraz iyi şeyler.
