Ruh Emiciler

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özellikle kuşlara yapışan, bilimin kan emici olarak adlandırdığı bazı parazitler, canlılar var. Üstüne düştükleri hayvanı adeta öldürene kadar kalıyorlar orada. Hayat damarlarındaki bütün kanı çekiyorlar zavallının. Kuşcağızın suçu ne? Allah ömür verdiyse ona süzülecek gökyüzünde, bulursa yuvasına ekmek götürecek, bulmazsa Allah kerim! Ama yok, yapışıyorlar yakasına, belki de onu öldürene kadar bırakmıyorlar.

Bu durum, aslında insan hayatına da çok yabancı değil. Kanımızı emmek için vakit kollayan çok fazla kan emici yok belki ama bir o kadar fazla ruh emici var! Her an hatanı kollayan, düştüğünde bundan haz alan, ağzından yalan eksik olmayan tipler bunlar. Kaostan beslenen insan müsveddeleri. Öyle uzakta da değiller, içimizden insanlar.

Bir filmde geçtiği gibi:

“Benim hiç yabancı düşmanım olmadı, hatta çoğuna kahve ısmarlamışlığım bile vardır!”

Ben bu kadar kötüyü sadece filmlerde var sanıyordum. Varlıklarından habersizmişim. Ne büyük yanılgı! Romantik ve pembemsi bir gerçekliğin içinde yaşıyormuşum. Öyle profesyonel yalan söylüyorlar ki… Bir yapıştı mı ruhuna geçmiş olsun! Kanını emmese ne olur; hayat duruşunu, psikolojik düzenini alt üst ediyor. Söyler misiniz şimdi bana keneden ne farkı var bu tiplerin? Kene, en azından kendi yaşam fonksiyonunu kaybetmemek için yapıyor bunu. Peki ya bu tipler?

Yalan söylemek bir seçim, sevgisiz olmak bir seçim, riyakar ve aynı zamanda iki yüzlü olmak bir seçim. Kimse yalancı doğmadı ya da doğduğunda hiçbir bebek iftira atmayı bilmiyordu. Dolayısıyla kötü olmak da bir seçim.

Tevfik Fikret’e Gayya-yı Vücud’u yazdıran o hisleri artık çok daha iyi anlıyorum.

Hayat hiçbir zaman kolay olmadı, olmayacak da. Size, bize tavsiyem, gördüğünüz yerde üstüne basın bu asalakların! Şu kısacık hayatta parazitlere harcayacak vakit yok. Damarlarımızda dolaşan kan da ruhumuzu narince çevreleyen o umut da anca bize kadar.

Sevgiyle, sağlıkla, doğrulukla kalın.

Ruh Emiciler