ÖZDERE GÜNLÜĞÜ-3

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

     

 

Çiçekçiler çoğalmış/12 Haziran Cumartesi Önceleri bir taneydi. Şimdi çoğaldı. Bayındır’dan geliyorlar. Her tür var. Meyve, sebze fidanları da. Boğazlar sorunu hallolmuş demektir! Salgında çoğu yazlıkçı Özdere’de kaldı. Evine, bahçesine daha bir düşkün oldu.  ***                                                                                                                                                   AKP; toplumu dinci çevrelemeye tabi tutarken varlıklara ve servetlere de çökerek sermayeleştiren ve kendi kasasında merkezileştiren siyasi organizasyonun adıdır.             ***                                                                                                                                    Kurtuluş ve kuruluşu gerçekleştiren Mustafa Kemal ve arkadaşları, toplumun kültürel örgüsünü çağa uygun şekilde yeniden dokuyan araçlar geliştirdikleri için başarılı olmuşlardır. (BirGün, Gazetesi, 12.06.2021, s.9, Metin Özuğurlu, “Dinci çevreleme, mafyöz çökme el ele”)                                                              Bayat ekmek/13 Haziran Pazar Menderes Belediyesi, kedi ve köpekler için bayat ekmek topluyor. Hiç alışık olmadığım bir durum! Şaşırdım kaldım. Yazlıkçılar artmaya başlayınca konuldu kutular. Yerli halkı, demek ki ekmeği bayatlamadan tüketiyor. Büyüklerimiz hiç israf etmezdi ekmeği, nimeti!                                                                                                                      Peker yok! Heyecan da yok! Sosyal medyada Peker videosu yok! Heyecan da yok! Ama bir sürü yorum, çakma haber ortalıkta geziniyor. Kimi uyanık YouTube kanalları, eski videolarından yeniymiş gibi video üretmiş! Belli ki bu iş tamamen duygusal!                         Borçları yapılandırma/4 Haziran Pazartesi Bir esnafı anlatacağım. Dört bin lira prim borcu var. Emekli olamıyor. Borçları yapılandırmadan yararlanıyor. Bin lira ödeyip emekli oluyor. O zamana kadar AKP’ye oy vermiyor. Birdenbire değişiyor seçimi. İktidar, memur ve işçiden vergiyi kaynağından kesiyor. Esnafın düştüğü durum, iktidardan kaynaklanıyor ama bizden tıkır tıkır alınan vergi, yapılandırma adı altında yok sayılıyor. Hazine zararda. Esnafa ne diyebilirim? Siz ne dersiniz? Merak ediyorum!                                                                            Nâzım’dan “23 Sentlik Asker”/5 Haziran Salı John Foster Dulles, U.S. Secretary of State (ABD Dışişleri Bakanı), (1955)“How do you propose to get it? Do you want to get it through the cooperation of Turkey where the men in the ranks get 23 cents a month the first year and 32 cents the second year, or do you want to get an American division and equip it and send it over to Turkey which would cost you 10 times as much?” (Türkçesi: Nasıl bir teklif önerirsin? İlk yıl ayda 23 sent, ikinci yılda 32 sent maaş ödenen askerleri olan Türkiye’yle iş birliği yapmak mı istiyorsun? Yoksa bir Amerikan tümeni alıp donatıp Türkiye üzerinden göndermek mi istiyorsun? Hangisi 10 katına mal olur?) Bu cümleleri 1954 Senato’daki bütçe görüşmelerinde söylemiş. Doğduğum yılda. Nâzım, Kore’ye asker göndermemize tepki olarak yazmış. Bugün ABD Başkanı Biden ile görüşme Cenevre’de. Aklıma birden Nâzım Hikmet’in “23 Sentlik Asker” şiiri geliverdi. Hemen buldum, yüksek sesle okudum. O zaman ABD’nin emperyalist çıkarları için Kore’ye Mehmetçik gönderilmişti. Savaş bitiminde bu sayı, 14.936’dan 51.064’e yükselmiş. Güney Kore’de ABD’den sonra en çok asker bulunduran ülkeyiz. 3. sıradaymışız. Kayıplarımız ise 741 ölü, 2674 yaralı, 179 kayıp ve 977 esir. Kayıplar konusunda Güney Kore, ABD, Birleşik Krallık’tan sonra geliyoruz. 4. sıradaymışız. (https://tr.wikipedia.org/wiki/Kore_Sava%C5%9F%C4%B1Erişim:18.06.2021-17:51) “Kore Nire, Türkiye Nire” o dönemin akıllara yerleşmiş sloganı olmuş. Şimdi NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Paktı) kılıfı altında yürütülüyor bu işler. Sanatın bağımsız Türkiye için var olduğunun özgün örneklerinden. Ayrıca sanatın evrensel bir güç olduğunu kanıtlayan şiirlerden bir örnek. Mıh gibi çakılı belleğimde!

Ankara gibi havalar/16 Haziran Çarşamba Hafta bulutlu, yer yer yağmurlu başladı. Bugün aynı. 3. hafta böyle bitecek gibi. Bunaltıcı bir yağmur havası. Başkentte nisan-mayıs yağmurları yeni yağıyormuş. Hem de afet derecesinde.

Amatör balıkçı komşumuz/17 Haziran Perşembe İlk evimizin olduğu sokağın alt başında evleri. Karı-koca, milim hesabıyla aynı boyda. Güneşten tenleri yanık. Her gün sabah-akşam sahildeler. Ellerinde olta. Balık tutuyorlar. Sabah karşılaştım. Elleri boştu.                                – Günaydın komşu. Hayr’ola! Elleriniz boş dönüyorsunuz denizden. Balık tutamadınız mı?     – Balık yok ki!                                                                                                                                 – Neden? Her zaman olurdu!                                                                                                              – Deprem sonrası kayboldular. Bir de deniz salyası var dipte. Derinlerde oksijen yok! Doğal olarak balık da.                                                                                                                              – Sağlık olsun! Rastgele.

YUNUS’a sığınalım! Gün boyu kaos haberlerini izledik, dinledik. Nereye sürüklenmeye çalışılıyor Türkiye? Bilmediğimiz yerlerde neler kurgulanıyor? Bir türlü anlayamıyoruz. Sedat Peker bile “Başsağlığı” diledi insanlık gösterip. 700 yıl önce bu kadim topraklarda ömür sürmüş, büyük hümanist YUNUS EMRE’ye sığınalım. Belki ölüm, öldürmek, hırs, iktidar, koltuk ve bilumum insanca olmayan şeyden vazgeçeriz. Tabii ki isterseniz. Yoksa…                                                                                                                            “Elif okuduk ötürü

Pazar eyledik götürü

Yaradılmışı severiz

Yaradan’dan ötürü.”

Ayrık otu “Ayrık otu, otların arasına misafir olmuş ve: ‘Gardaşlar bana bir köklük yer verin,’ demiş. Otlar onun bu haline acıyarak onu aralarına almışlar ancak ayrık; günden güne etrafa kök salıyor, diğer otlara haksızlık edip duruyormuş. Bu duruma çok kızan otlar: ‘Gardaş, hem sonradan geldin hem de bizim yerimizi daraltıyorsun. N’olacak senin halin?’ deyince ayrık otu: ‘Yeri dar gelen çeksin gitsin’ demiş.’ (Kaynak:2011 Yılı Sivas İl Kültür ve Turizm Envanteri, Sivas Valiliği Kültür ve Turizm Müdürlüğü, Sivas, 2011.) Nereden gerek duydun diye sormayın işte! Bu aralar zararlı otlara kafayı taktım! İlle de bir yere yormanın âlemi yok!

George Soros’u unutma!/18 Haziran Cuma Dış basından Afganistan-Kabil Havalimanı’nı bizim koruyacağımıza dair haberler geliyor. Nedense birden aklıma George Soros geldi. Araştırdım, bulduğum bilgi şu:”Soros, Açık Toplum Vakıfları’nın kurucusudur. Soros’un Açık Toplum Vakıfları’nın Türkiye şubesi Eylül 2001’de kurulan Bebek’teki Açık Toplum Enstitüsü Yardım Vakfı (OSIAF)’dır. 2002’de Irak Savaşı’nın başlamasından yaklaşık iki hafta önce Sabancı Üniversitesi’ni ziyaret etmiş ve söyleşide: ‘Türkiye, stratejik konumu nedeniyle en iyi ihracat ürünü ordusudur.’ ” demiştir.(*/**)

(*https://tr.wikipedia.org/wiki/George_Soros Erişim:18.06.2021-17:33                                   *https://www.milliyet.com.tr/ekonomi/turkiye-nin-en-iyi-ihracat-urunu-ordudur-5223347 Erişim:18.06.2021-17:35)

SÜRECEK…

ÖZDERE GÜNLÜĞÜ-3