Ödemiş, trenini özledi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ödemiş treninden 11 aydır ses yok.

Ulaşabildiğimiz yetkililer, 11 aydır bölgesel anlamda hiçbir tren seferinin olmadığını söylüyor.

Koronavirüsün 11 Mart’ta hayatımıza girmesiyle beraber 16 Mart’ta seferleri iptal edilen Ödemiş-İzmir hattı tren seferleri, yüzlerce insanı mağdur etti. Diğer toplu taşıma araçlarının sefer sıklığı da tatmin edici değil. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait ESHOT seferleri, zamansız ve uzun aralıklı. İzmir Turizm seferleri ise kimi vatandaşın cebine uygun değil. Üstelik bahane edilen insan kalabalığı, ESHOT seferlerinde de var.

Öte yandan Ödemiş’e gelecek hızlı trenin çalışmaları sürdürülüyor; hızlı tren gelse Ödemiş çok rahatlayacak ama henüz sonuca varılmış değil. Vatandaş, dört gözle hızlı treni bekliyor.

Koronavirüs vakaları, Aralık ayında ciddi bir artış gösterdi akabinde düşmeye başladı ama bugünlerde bazı iller ve ilçelerde yine hareketlenmeler var. Çok sayıda insanın gözü kulağı, Mart ayında ama üzücüdür ki haberlerde, sosyal medyada insan kalabalığının çok olduğu görüntüleri önceki aylardan daha sık görmeye başladık. Kandırmaya da gerek yok kendimizi, biraz daha saldık ipin ucunu. Pek çoğumuz toplu ortamlara girmekten korkmuyor, çekinmiyor hatta psikolojik olarak kalabalıkta daha iyi hissediyor kendini.

Esnaf yasta. Kepenklerini tamamen kapatan esnaf sayısı çok. Geçenlerde İzmir merkeze gitme imkanım oldu. Bundan bir yıl önce cıvıl cıvıl olan Kordon’da mekanların çoğu, tamamen kepenk indirmiş. Sirkülasyonun çok olduğu sahil kısmında insan yok. Çimler ezilmemiş. İnsan, çimler ezilmemiş diye üzülür mü? Anlıyorum ki Kordon’un çimleri ezilince güzelmiş.

Esnaf isyan ediyor, ”AVM’ler açık, kongreler yapılıyor, oteller insan kaynıyor. Bizim ne suçumuz var?” diye. Bir kişi de kalksın ”Suçun var” desin. Denir mi hiç? Vergisi, algısı, kirası, faturası her ay devam eden ama kepenk indirmek zorunda kalan esnafa bir kişi de kalksın da ”Hak ediyorsun” desin.

Hak eden de suçlu olan da hepimiz değil miyiz? 11 aydır süren bu mücadelenin başında mücadele eden sağlıkçılara bir kişi de kalksın ”Sana müstahak” desin. Müstahak demeyi bırak, görmedikleri şiddet kalmadı. Yorgunlar, yorduk. El birliğiyle yorduk her birini.

Gün, suçlu arama günüyse suça ortak olduğumuz nice zaman yaşadık 11 ayda. ”Toplu ortamlara girmeyin” denildikçe daha çok sokulduk birbirimize. Esnafın da vatandaşın da sağlıkçının da acı çığlıkları ondandır anlayacağınız.

Konu nereden nereye, Ödemiş-İzmir tren seferleri diyordum en son. O seferlerin de ortadan kalkması, çevre esnaflarını etkiledi haliyle. Kazançları ciddi oranda düştü, hatta kimisi ”Dayanamayacağım” diyor.

Bir ara tren seferlerinin yeniden başlatılması hususu konuşuluyordu Ödemişliler tarafından. Yetkililer konuyla alakalı net bilgiler vermese de turnikeli geçiş, biletli sistem gibi yeni uygulamalar konuşuluyordu. Kısa sürede çözüme kavuşturulabilecek bir sistem olduğunu düşünüyorum bu uygulamanın. Turnikeler konularak, HES kodu sorgulanarak, biletli sistemle Ödemiş’i 11 ay daha taşıyabilirdi İzmir treni. Sırf koronavirüs bulaşmasın diye seferleri iptal edilen tren sayesinde ESHOT’larda kaptık belki de virüsü. Yazın birkaç kez kullandım da çekilecek çile değil vallaha. Klimalar çalışmıyor, camlar açılsa da kalabalıkla kirli hava onun ağzından onun burnuna doluşuyor. Yani çare, sefer iptal etmekte falan değil. Çareyi düşünecek olan da vatandaş değil.

Kısacası ulaşım, bir vatandaşın bir yerden bir yere varmak adına kullanacağı en temel haklarından biri. Eğer o gün için fayda sağlamayacaksa da alternatif geliştirilmeli. Var olan alternatifler yetersizse kapasite arttırmak adına çalışmalar yapılmalı. Tren yok, ESHOT var. Trende virüs var, ESHOT’ta az sefer var ama virüs yok mantığı bu sürece yakışmadı. Kaç kez haber yaptık, kaç kez dile getirdik. Duyan olmadı. Belki duyan olur diye yazıyorum;

Ödemiş, trenini özledi.  

Ödemiş, trenini özledi