Lozan

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Lozan; Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedidir. Osmanlı Devleti’ni bölüp parçalayan Sevr Anlaşması’nın yırtıp atarak Türkiye Cumhuriyeti’nin bugünkü sınırlarının İtilaf Devletleri’ne ve dünyaya kabul ettirildiği bir anlaşmadır.

Bu anlaşma ile Türkiye Cumhuriyeti’nin Misak-ı Milli sınırları belirlendiği gibi kapitülasyonlar tamamen kaldırılmış, Boğazlar sorunu Türkiye Cumhuriyeti lehine çözüme kavuşturulmuş, azınlık okulları Türk Milli Eğitimi’nin denetimine girmiş, Yunanistan’dan savaş tazminatı olarak Karaağaç bölgesi alınmış, Gökçeada ve Bozcaada Türkiye’ye bağlanmıştır. Daha önemlisi Lozan Anlaşması ile emperyalist devletlerin de yenilebileceği gösterilmiş, sömürülen mazlum ülkelere örnek olunmuştur. 24 Temmuz 1923 yılından bu yana 96 yıldır tartışmasız bir şekilde uygulanmaktadır.

Hal böyleyken son yıllarda Lozan başarısında emeği geçen kahramanlardan Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü’ye teşekkür edileceği yerde bazı siyasilerimiz, Lozan’ı ve onun kahramanlarını küçümseyerek siyasi getirim elde etmeye kalkışmışlardır.

Bu iddialar doğru mudur? Yoksa Kadir Mısıroğlu ve arkadaşları gibi Atatürk düşmanı ve Yunan sevicilerinin uydurmaları mıdır? İşte bu konuları belgeleri ile ortaya koymak için Ödemiş’in yetiştirdiği değerli politikacı, yazar, bilim adamı Sayın Alev Coşkun, Asker İnönü’den sonra “DİPLOMAT İNÖNÜ-LOZAN” adlı kitabı yazmış, imzalayarak bir tane de bana göndermiştir.

Kitabı büyük bir heyecanla ve zevkle okuyorum. Sayın Alev Coşkun; geçmişte politikanın her kademesinde görev almış, Turizm ve Tanıtma bakanlığı, üniversitelerde Kamu Yönetimi ve Devrim Tarihi hocalığı, Cumhuriyet Gazetesi’nde vakıf başkanlığı ve yazarlık yapmış olmanın verdiği avantajlarla geniş bir bilgi-belge birikimi olan büyüğümüzdür. Bu nedenle kitapta Lozan konusunda akla gelebilecek her konuyu en yalın bir şekilde ortaya koymuştur.

Yazarın özellikle devletin en üst makamlarında oturan bazı kişilerin “Lozan bir hezimettir, Osmanlı toprakları Lozan’da kaybedilmiştir. İki ayyaş bir araya gelmiş, cumhuriyeti kurup halifeliği ve saltanatı kaldırmışlardır” şeklindeki beyanlarına çok üzüldüğünü, bu iddialara muhalefet partilerinden ve üniversitelerden olumlu bir yanıt gelmeyince bu çalışmayı yaptığını anlıyorsunuz.

Kitabı okuduğunuzda iddia edilenlerin aksine ilk meclisin ne kadar demokratik olduğunu, vekillerin her düşünceyi özgürce dile getirdiğini, her konunun mecliste  en sert bir şekilde tartışılarak kararlaştırıldığını, Osmanlı hükümetinin İtilaf Devletleri’nin elinde nasıl oyuncak gibi kullanıldığını, Lozan görüşmelerine Kurtuluş Savaşı’nda hiç katkısı olmadığı halde neden çağrıldığını, İtilaf Devletleri’nin bu oyununu Ankara hükümetinin nasıl bozduğunu, İsmet İnönü’nün Lozan’da nasıl saygın bir diplomat olarak kendini kabul ettirdiğini görecek, kitabı heyecanla okuyacaksınız.

Sayın Alev Coşkun, kitabın önsözünü “Milli Mücadele’yi yapan, vatanı kurtaran Kuva-yı Milliyecilere, başta Heyet Başkanı İsmet İnönü olmak üzere bir kurtlar sofrası olan Lozan Konferansı’nı başarı ile yürüten vatanseverlere, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran kurucu önderlere karşı görevimi yapabildiysem, Atatürk’e bağlılıkları gün geçtikçe artan yeni nesle, gençlere doğruları aktarabildiysem, kendimi mutlu kabul edeceğim” diyerek bitiriyor.

Kitabın yazarı, hemşerimiz Sayın Alev Coşkun’u bu kitabından dolayı kutluyor, saygılarımı sunuyorum. Konuya ilgi duyanların mutlaka okumasını öneriyorum.

Not: Bu yazı, gazetemizin 28 Kasım 2019 tarihli sayısında yer almıştır.

Lozan