Köy Enstitüleri’nde kooperatifçilik

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

    Köy Enstitüleri, kuruluşunun üzerinden 81 yıl geçmesine karşın hâlâ eğitim gündemimizdedir. Kooperatifçilik alanında çok değerli örnekler yaşanmıştır. Kurulduğu bölgenin ekonomik hayatına kooperatifi aracılığıyla canlılık katmıştır. Hatta yer yer aracı-tefeci kesimi ortadan kaldırmış ve bu nedenle de düşman kazanmıştır. Bu düşmanlar çevrenin, bölgenin aracısı, tefecisidir ki bunlar ileride enstitülerin kapatılmasında ön safta yer almışlardır denilebilir…

     Köy Enstitüleri’ne “1939’da çıkarılan 3704 sayılı Köy Eğitmen Kursları ile Köy Öğretmen Okullarının (Köy Enstitülerinin) İdaresine Dair Kanun ile döner sermaye verilerek birçok mal ve hizmeti kendilerinin üretmeleri, alıp satmaları sağlanmıştır. Ayrıca 1942’de çıkarılan 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu’na göre köy enstitülerinde ve köy okullarında bulunan öğretmen, eğitmen ve öğrencilerle köy halkına hizmet veren, bakanlığın denetiminde “üretim ve tüketim kooperatifi” ve bunların birlikleri de kurulabiliyordu (m.62)”(1).

   İlk örnek Malatya’dan. “Malatya-Akçadağ Köy Enstitüsü Kooperatifi’nin 1946’da 131 köylü ortağı bulunmaktaydı(2).

   İkinci örnek, Kayseri-Pazarören Köy Enstitüsü Kooperatifi. Kooperatif, “200-250 üye, 850 lira” ile “merdiven altındaki bir odada” kuruluyor.(3) Köylülerin katılımıyla “ortak sayısı 925’i, sermaye de 5500 lirayı”(4) buluyor. “Bir yıl içinde kooperatif, 54 BİN LİRALIK”(5) alış-veriş yapılacak büyüklüğe ulaşıyor. “Kayseri, Yozgat köylerinden hatta öğretmenlerinden 300-500 lira ile ortak olanlar bile oluyor. Sümerbank’ın satış sorumlusu oluyor.”(6)  Bu hızlı, yaygın ekonomik örgütlenmenin getirdiği büyüme ve gelişmeyi Enstitü Müdürü Şevket Gedikoğlu, şöyle anlatır: “İki yıl içinde yüz bin liraya yakın alışveriş yapan bir kooperatifin değil, yalnız öğrencilerinin yetişmesinde, eğitim ve öğretim konularının işlenişinde, birlik ve beraberlik ruhunun gelişmesinde, köylünün yetişmesinde, uyanmasında sağladığı yararlar, hiç de küçümsenmeyecek ölçüdedir.”(7) Sonuçta Pazarören Köy Enstitüsü Kooperatifi’nin kimleri doğal olarak karşısına aldığını da açıklar: “Elbette bu tip hizmet bakkalların, kontrolsüz kalan köşelerde aşırı kârla satış yaparak ucuza alarak çok kazanmak isteyenlerin hoşuna gitmez. Nitekim gitmedi de. Kooperatifin bu hızlı ve planlı gelişimi karşısında az güçlüklerle karşılanılmadı. Yerinde görülen güçlüklerden başka ileri basamaklara kadar ulaştırılan iftira ve yakınmaların iç yüzünü ve kökünü enstitüye bağlı olarak çalışan, köylüleri, öğrencileri, öğretmenleri, memurları yanında toplayan, hayatsal gereksinmelere, ciddi, ekonomik ve toplumsal sorunlara el atan, çözüm yolları gösteren kooperatifin başarılı çalışmalarında aramak gerek.”(8)

Sonuç olarak Köy Enstitüleri; kuruluşu yasasından aldığı güç ve başarılı örnek uygulamalarıyla kooperatifleşmeyi başka bir deyişle ekonomik örgütlenmeyi ve araçlarını topluma gösteren özgün eğitim kurumlarıdır.

Eğitim tarihimize bu özgün kurumları ulu önderimiz, kurucumuz Atatürk’ün gösterdiği yön, ilke ve doğrultuda kazandıran bir eğitim kuramcısı, uygulamacısı, devrimcisi İsmail Hakkı Tonguç (TONGUÇ BABA), gelmiş geçmiş Milli Eğitim bakanları arasında 7 yıl 7 ay 7 gün süren hizmet süresinde atılımlarıyla, başarılarıyla yeri doldurulamayan kültür insanı, felsefeci, eğitimci Hasan Ali Yücel, çalışma arkadaşları ve tüm Köy Enstitülülerinin 17 NİSAN KÖY ENSTİTÜLERİ BAYRAMI kutlar, saygılarımı sunarım…

Bize armağan ettikleri Köy Enstitüleri Eğitim Sistemi’nin yılmaz savunucusuyum. Gün gelecek, eğitimimiz bu sisteme dönecektir. Buna inanıyorum…

 

Kaynakça:

1-      Dr. Niyazi Altunya, Köy Enstitüsü Sistemine Toplu Bir Bakış, Kendi yayını, 2005, Ankara,s. 78.

2-      Şevket Gedikoğlu, Evreleri, Getirdikleri ve Yankılariyle Köy Enstitüleri, İş Matbaacılık ve Ticaret, Ankara-1971, s. 110.

3,4-   Ş. Gedikoğlu, s. 111.

5-      Ş. Gedikoğlu, s. 112.

6,7,8-Ş. Gedikoğlu, s. 113.

Köy Enstitüleri’nde kooperatifçilik