Karındaş

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Kardeş kelimesi, bildiğiniz üzere “karındaş” tan gelir. Tarih olarak daha gerilere gittiğimizde ise kelimenin “Kadaş” şekli ortaya çıkar. Eski Türkçe’de Ka(aile) demektir. “Aileden olan, aynı karından doğma” gibi anlamlara gelir.

Anlamının yanı sıra toplumumuzca çok fazla değer verilen bir kavramdır. Nitekim “Kardeşlik ve huzur içinde yaşayan ülke” gibi kalıplar boşuna kullanılmaz çünkü kardeş dediğin; tabiri caizse canından can, kanından kandır.

Küçük yaşlarda hunharca kıskanıp boks karşılaştırmalarını andıran kavgalar ettiğin o minik bedenin değerini ilerleyen yaşlarda anlarsın. Bazen arkadaş, bazen anne-baba, çoğu zaman dosttur insana kardeşi. Yaş farkı da anne-babaya nispeten daha az olduğu için seni rahatlıkla anlayabilen bir beden. Küçük anne-babalar diyorum ben onlara, boşuna değil. Başın sıkıştığında koşan, derdini paylaşabildiğin, yine tabiri caizse “ciğerini bilen”, seni sen olduğun için seven ve hep sevecek olan, keza senin de koşulsuz sevdiğin… Şu kısacık hayatta kaç insanoğluyla böyle bir bağ kurulabilir ki?

Millet olarak da kardeş olmanın kıymetini biliyor olacağız ki sloganlarımız bile bu doğrultudadır.

Kendi kardeşini sakındığın gibi komşunu, ahbabını, ülke vatandaşını sakınıp “kardeş” gibi görebilmek. Canına, malına en küçük bir zarar gelmesini istememek, hep mutlu olmasını istemek… Ayriyeten feminist grupların da en çok kullandığı kalıptır “kız kardeşlik”, boşuna değildir ya da tanımadığımız birine seslenme biçimimiz bile, “Kardeşim bakar mısın?” tarzında olur.

Tanımadığımız adamı bile kardeş kabul ediveririz birden.

Hümanizmin Ortadoğu’ya evrilmiş hali olabilir tabi bu ama çok da naif bir yaklaşımdır. Bu naifliğin teoride değil de uygulamalarda yaşaması dileğiyle…

Sağlıkla, sevgiyle, “kardeşlikle” kalın.

Karındaş