Kadınlar ölmesin

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Ben saymayı bıraktım. Birden fazlası zaten çok. Eminim siz de saymıyorsunuzdur. Sadece yılın sonunda bir istatistik olarak karşımıza çıkıyorlar. Sonrasında acıklı birkaç söz.

Kadın cinayetleri diyorum. Evinin önünde öldürülenler, sokakta bıçaklananlar, iş yerinde öldürülenler… El ele tutuşmanın, bir insanın diğerini öpmesinin ayıplandığı yerlerde kadınlar öldürülüyor. Sevgi ayıp ama nefrete kimsenin sesi çıkmıyor. Hatta ölen kadınlar suçlu bulunuyor. Adabı kadının vücudu sananlar, bilmiyorlar ki adap dediğimiz şey o vücuda değil, içindeki ruha verdiğin değer. Bir kadını sadece cinsiyeti yüzünden öldürmek, ezmek, hor görmek…

Ölenlerin bazısı öğrenciydi. Elleri kesildi, yakıldı, paramparça edildiler. Okumak için çıktıkları evlere cenazeleri geldi. Onlar toprağa girdi ama onları toprağa sokanlar hala aramızda.

Kimisi anneydi. Çocuğunun gözü önünde öldüler. O evladına, evladı da annesine doyamadan. Bağırdılar ama biz camımızı, kapımızı kapattık. “Her evde olur öyle şeyler” dedik. Ama her evde cinayet olmazdı.

Bu ülkede kadın olmak öyle zor ki. Sadece 8 Mart’ta hatırlanmak. Yıkın şu ataerkil sistemi. Terazinin dengesi şaştı çünkü. Toprağa daha fazla anne girmesin. Geleceğin mühendisleri, öğretmenleri, savcıları… Kadınlar ölmesin.

Kadınlar ölmesin