İNCELİKLE

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Herkesin ayrılık, acı ve keder yüklediği sonbaharın bana verdiği huzuru yaşıyorum sıklıkla. Yapraklar düşüyor ağaçlardan. Ayrılığın simgesi olmuş artık dallarından arılan yapraklar. Ama öyle değil. Her kopuş aslında bir buluşmaydı, yaprağın toprakla buluşması ve toprağı beslemesiydi asıl mesele. Yaprak ağaçtayken ağacın dallarından köklerine kadar bütün suyu alarak besler kendini. Sonra ağaç bunu fark ettiğinde ayrılık vakti gelir. Dediğim gibi aslında her ayrılık zor ama her ayrılık da yeni ve daha sağlam kavuşmalara gebe. Yaprak toprağa düşecek sonra toprak o yaprağı kabullenip içine alacak ve yaprak toprağı besleyecek sevgisiyle. Bir bütün olacaklar sonunda ve nice ağaçları yaprakları besleyecekler birlikte ve her düşen yaprak bütünleşen bir aşkı simgeleyecek artık ayrılıklar yerine…

Demem o ki ayrılıklara takılı kalmayın anı ve hayatı ıskalamayın. Her veda aslında bir başlangıçtır. Her vazgeçiş yaprağın toprağa yaklaşması gibi kendimize biraz daha yakınlaşmamızdır. Göreceksiniz kendiniz olduğunda ve sizi kendiniz olarak kabul eden toprağınıza kavuşacaksınız. Bütünleşmenizi gerçekleştirip tek bir vücut olacaksınız. Hayatı ve kendinizi daha iyi tanıdığınız ve anlamlandırdığınızda artık dalınızdan ayrılıp toprağa düşme vaktiniz gelmiş olacak. İşte bu buluşmada kefene ihtiyacınız da yok. Çünkü o buluşmada yaşamaya yeni başlamış olacaksınız.

Bunu nasıl başarabiliriz peki. Önce değişime kendinizden başlayın. Sizi sömüren düşüncelerinizden arının. Kurtulun size yük olan kişilerden. Huzur bulduğunuz kişilerle ve huzur bulduğunuz yerlerde bulunun. Kendi değerinizin önce kendiniz farkına varın. Herkesi sevin ama kimseye bağlanmayın. Gözünüzde çok büyütmeyin kişileri ve olayları. Herkes kendi çapı kadar bu dünya da sizin de bir çapınız var herkesin bir çapı olduğu gibi. Kocaman evren de bir karınca kadar bile olmayan dünyamızın içinde yaşayan asalak varlıklarız aslında. Düşünsenize evrendeki yerinizi okyanustaki bir kum tanesi kadar bile yer kaplamıyoruz aslında.

Severek yaşayın hayatı. Çiçekleri sevin, kuşları ağaçları, insanları sevin, toprağı sevin. Ve fütursuzca sevin. Bırakın onlar sizi sevmesin. Herkes sizin gibi olmak zorunda değil. Kimi sarı sever kimi mavi. Kimi çok sever kimi az. Çünkü o başka bir kum tanesidir. Siz başka bir kum tanesi. Siz bir çınar ağacının yaprağınızı bir diğeri bir ardıç ağacının yaprağı. Kimisi de çam ağacı yaprağı gibi dikenli. Ama hepsi de mutlaka toprakla buluşacak. Ve bütünleşecek sevgisiyle. Yüreğinize çığ düşse bile size ellerini uzatıp sıcacık avuç içleriyle dokunan birisi mutlaka olacaktır. O zaman sımsıkı sarılın ona belki de bütünleşeceğiniz toprak odur.

İnce olun, ince düşünün, incelikle kalın…

İNCELİKLE